✞ By Your Side ✞

778 32 4
                                    

Ben bu şekilde derin düşüncelerime dalmışken zilin sesini duydum. Özgürlüğümün zil sesi. Okul bitmişti,  bugün eve yürüyerek gitmek istiyordum. Dolabıma kitaplarımı yerleştirdim ve önemli eşyalarımı aldım, Yürümeye başladım, yağmur yağıyordu. Yağmuru severim, bazıları sevmez fakat ben severim, hemde çok. Yağmurun beni temizlediğini hissederim, günahlarımdan arınmışım gibi gelir. Eve geldiğimde annem bana endişeli bir şekilde baktı. Neden şaşırdığını anlamamıştım. Ben yağmur yağdığında yürürdüm bunu bilirdi.

- Anne, ne oldu? Neye bakıyorsun?

- H-hiç... Sadece bilirsin işte, biraz üzgünüm.

Gidip anneme sarıldım.

-Amanda

-Efendim?

-Hala Amerika'ya gitmeyi istiyormusun?

-Anne, tabii ki de istiyorum. Yoksa güzel bir şey oldu da söylemiyormusun?!

-Hayır canım bir şey olmadı sadece sormak istedim.

-Peki. Ben odamda olucağım.

Odama çıktım. Daha Ellia eve gitmemiştir diye düşünüyordum. Bilgisayarı açmadım, zaten beni göremeyince arardı. Albümlerimi karıştırdım ve birisini taktım, bu sırada kıyafetlerimden kurtulup küveti doldurdum. Sıcak suyun ne kadar rahatlatıcı olduğunu biliyordum fakat bu sefer daha çok sevmiştim. Banyodan çıkıp saçlarımı kuruladım ve üzerimi giyindim. Saçlarımı tararken telefonum çaldı.

-Efendim?

-Amanda, nerdesin? Sana söylemem gereken bir şey var.

-Ellia! Daha eve gelmemişsindir diye düşünüyordum, önemli birşey mi oldu?

-Sayılır. Bilgisayarını aç sana mesaj gönderdim

-Tamam açıyorum, Hoşçakal

Telefonu kapattım ve bilgisayarı açtım. Kötü bir şeyler olduğunu düşünüyordum. Yanılmamışım. Aşık olduğum adam. Bir kaza geçirmiş, ve durumu kritikmiş. Olduğum yere çöktüm. Ellerim uyuştu. Hiçbirşey yapamıyordum. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Yanaklarımda göz yaşlarımın sıcaklığını hissettim. Ağzımdan küçük bir feryat çıktı. Titriyordum. En kötüsü de elimden bir şey gelememesiydi. Ellia'dan mesaj geldi.

-Amanda? İyimisin?

Cevap vermedim. Saniyeler sonra bir mesaj daha geldi.

-Biliyorum, zor. Fakat senden bir söz istiyorum. Kendine zarar vermiyeceksin. Vücudunda iz kalmamalı.

Sonunda cevap verdim;

-İz mi? Tüm sorun vücudumdaki izler mi?! Beni anladığını sanıyordum.

-Seni anlıyorum.

-Anlıyorsan beni zorlama.

-Üzgünüm Amanda, elimden bir şey gelmediği için çok üzgünüm.

-Biraz yalnız kalmalıyım, hoşçakal.

Bilgisayarı kapadım. Yapmamam gerek biliyordum fakat engel olamıyordum. Ben lanet olasıca bir psikopatım ve kendime zarar vermeden duramıyorum. İnsan bir psikopat olunca gizli zulaları oluyor. Benim küçük bir kutum var. İçinde kendime zarar verebilmem için sakladığım kesici aletler, 2 kutu antidepresan ve biraz para. İnce bir cam parçasını kutudan çıkardım. Kapımı kilitledim ve soyundum. Ağlıyordum. Neden böyle oluyordu? Tanrı ondan ne istemiş olabilir? Ben onun için dayanmaya çalışırken o nasıl beni terketmeyi dener? Belki beni tanımıyordu fakat bu birşeyi değiştirmezdi. Kim bilir sevgilisi ne kadar da üzgündür. Bu şekilde düşünmeyi bırakmalıyım. Kendimi kesmek bana bundan daha az acı veriyor. Camı bacaklarımın üzerinde gezdirdim, ve bastırmaya başladım. Kanın kokusu bana biraz da olsa huzur verdi. Sıra bileklerime gelmişti, bu sırada telefonum çaldıı. Açmayacaktım. Fakat arayan kişi çok ısrarcıydı 4 kere daha aradı. Ellia arıyordu. Açtım.

-Efendim?

-Amanda, çantanı hazırla. Gidiyoruz.

Çukur  ( Tom Kaulitz )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin