SEVEN: DEADLY SINS || mystic messenger

-1-

UYARI!

1- Hikaye Seven Rutini'nden bahsetmektedir. Aşırı derecede spoiler içerebilir!

2- Saeran Rika'nın apartman dairesine gelip MC'yi esir aldıktan sonra, Seven ile MC'nin apartman dairesinde beraber kaldığı günlerden anlatılmaya başlanılmaktadır.

3- Sohbet odası konuşmalarının aslı yoktur. Yazarın kafadan sallaması sonucu ortaya çıkmıştır.

4- Rika ve V'ye olanların aslı yoktur.

-----

Koskocaman dairede çıkan tek ses genç adamın uzun parmaklarının yarattığı tok vuruşlardı.

Tabağın üzerinde duran yağlı sandviçin onun için en iyisi olduğunu biliyordu. Uzun süredir çalışıyordu, ağzına bir şey koymadığından emindi. Mutfak masasının üstündeki küçük saat 03:00'ü gösteriyordu ve bütün apartman sessizliğine çoktan gömülmüştü.

Salona girdiğinde karanlıkta parlayan bilgisayar ışığı genç adamın gölgesini üzerine düşürdü.

" Tanjant... messenger... binary kodu... üç bölü beş... "

Her zaman boynunda olan kulaklıklar yine kafasına binmişti ve siyah ekran üzerindeki yeşil yazılar her saniye kelimelerce artıyordu. O kadar sessizdi ki kendisini duymadı, bu nedenle tabağını arkasındaki masaya çok yavaş bir şekilde koydu.

" Seven. "

" Sıfır bir sıfır sıfır bir bir bir... "

" Seven. "

" Altyapı kodları... sistem... "

Onu yeniden duymazlıktan gelmeye başlamıştı. İçini çekti ve bu sefer tabağı alıp onun gözünün önüne taşıdı, bilgisayar masasının önüne geçti.

" Çok uzun süredir çalışıyorsun. " dedi yavaş bir tonla. " Sana bir şeyler hazırladım. "

" İki bin iki kodlu yazı sistemi... "

" Beni yeniden görmezden geliyorsun. "

Seven iç çekerek başındaki kulaklıkları boynuna indirdi ve belki de ilk kez onun gözlerinin içine baktı. Gecenin loşluğunda ekranın yeşil yazıları gözlüğüne yansıdı.

" Aç değilim. Sana beni rahatsız etmemeni söyledim. "

Seven kulaklıklarını yeniden takmaya çalışırken tabağı gözünün önünden itti ama dikkati yeniden bilgisayara dönmüşken, tabak yeniden önüne itildi.

" Beni kurtardın. " diyerek onu böldü tok bir ses. " En azından bunu yapmama izin ver. "

" Seni kurtardım çünkü benim yüzümden tehlikedeydin. "

" Aynı şey değil. "

" Aynı şey. "

Seven tabağı itmese bile kulaklığı yeniden taktı ve sarı gözleri ekrana odaklandıktan sonra parmakları harflerin üzerine yerleşti.

" İki gün oldu. Hala adam akıllı konuşmuyorsun benimle. " Kollarını kavuşturdu. " Bebek bakıcılığı istemiyorum. Sadece... düşündüm ki... "

Seven onu istemediğini belirtircesine tuşlara daha sert bastı. Bunun üzerine kaşlarını çattı. Her zamanki gibi oradan kolaylıkla ayrılmayacaktı. Birkaç adım atarak karanlıkta duvardaki düğmeyi buldu ve çevirerek ışığı açtı.

" Tanrı aşkına, MC! " dedi Seven, kabararak. " Saat gecenin üçü! Kapat şu ışığı! "

" Beni dinlemeni istiyorum. "