V: Merhaba MC.
V: Seni görmek güzel.
MC: V! Sonunda geldin! Herkes seni bekliyordu.
V: Özür dilerim. Telefonum çekmiyordu, aramalar bana ulaşmadı.
* 707 sohbete giriş yaptı. *
MC: Seven! V burada!
V: Merhaba, Seven.
707: V! Neden bu kadar geç geldin?! Sana ihtiyacımız vardı!
V: Biliyorum. Özür dilerim.
707: Hayır, hiçbir şey bildiğin yok! Rika'nın apartmanındaki bombanın neredeyse MC'yi öldürecek olduğunu biliyor muydun?! Peki ya Saeran'ın geldiğini?!
V: Saeran mı?
707: Evet! MC'yi esir aldı, onu öldürecekti! Neden ikiz kardeşimin birden bu şekilde ortaya çıktığını açıklamak ister misin?!
MC: Seven, lütfen sakin ol ve açıklaması için ona zaman tanı.
V: Luciel, bunu konuşmuştuk. Yollarınızı ayıracağınızı biliyordun.
707: Ama bu şekilde değil! Düşmanım olmasını istemiyorum! Bana yalan söyledin!
V: İkinizin de iyiliği içindi.
707: Artık seni tanıyamıyorum, V. Sana güvenemiyorum!
MC: Seven...
V: Tamam, sana açıklayacağım. Ama önce-
* V sohbetten çıktı. *
MC: ...
707: Bu da ne demek oluyor?!
MC: Galiba telefonu gerçekten çekmiyor.
707: Bence bunu benden kaçmak için yaptı. Hiç şüphem yok.
707: Artık ona güvenmeyeceğim.
MC: Seven... iyi misin?
* 707 sohbetten çıktı. *
-------
" Kesinlikle Tiaranol. "
E-mail'i gönderdikten sonra neredeyse sekiz okunmamış e-mail'i cevaplamış olduğunu fark etti. Yorgun gözleri de daha fazlasını reddediyordu. Saat henüz öğlen vakitlerine vurmamış olmasına rağmen bedeni onu yüz üstü bırakıyor, başka bir şeyle ilgilenmesini engelliyordu. Son birkaç günde olanlar onu çok yorgun düşürmüştü, zihnine hakim olamıyordu.
" Bir şeyler yemen gerek. "
Telefonuna gelen mesajla ekran aydınlandı ve ilgisini biraz olsun çekti. Her zamanki gibi, yan odada çalışmakla meşgul olan Seven'dan gelmişti.
" Böyle iyiyim. Sen de bir şey yemiyorsun. "
" Beni kendine örnek almamanı defalarca söyledim, MC. Bir şeyler ye. "
MC inatlaşmak istemiyordu ama canının yemek yemek istediğinden de şüpheliydi. Sırtını yasladığı yastığı biraz indirerek yatağa doğru kaydı ve telefonun ekranını kapattı. Kendisini sessizliğe bırakmanın tam zamanıydı.
Kafası çok kalabalıktı ve düşünceleri son zamanlardır onu susturabilecek kadar gürültülüydü. Bu apartmana ilk gelişini hatırladı. Bir maceraya açlık duyacak kadar aptal, böyle güzel bir maceraya denk geldiği için şanslıydı. Saeran'ın elindeki bombayla onu esir aldığını hatırladı. Parmağını o tetikten çekse, her şey daha basitleşebilirdi. Seven'a onu sevdiğini haykırdığı anda gözlerinde nasıl bir şeylerin parçalandığını hatırladı. Üzüntü, pişmanlık, hayal kırıklığı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVEN: DEADLY SINS || mystic messenger
Fiksi Penggemar" Saeran bana seni seçmememi söyledi, Saeyoung. Ama ben yine seni seçtim. " - MC, ah küçük, aptal MC. bir bombayla aynı evde yaşıyor ve kırmızı saçlı bir ineğin kendisine emir vermesine, kalbini kırmasına izin veriyor. çünkü MC bu işler için fazla s...