1. Bölüm "Can I kiss her?"

1K 136 29
                                    

Not: Gerçekten bu ilgiyi beklemiyordum nasıl mutlu olduğum konusunda hiçbir fikriniz olamaz :D Demek istediğim, teşekkür ederim gerçekten. Özellikle de Gizem'e, tekrardan çok teşekkürleer :D Sınır için erken olduğunu düşünüyorum yeni bölümün bir kısmı hazır zaten o yüzden birkaç güne koyarım. Umarım ilgi sadece tanıtıma özel değildir, tamam gerçekten çok konuştum iyi okumalaar :D

Önemli açıklama olarak da; kesinlikle bir aşküçgeni olmayacağını belirtmeliyim :D

"Ah, ben de seni çok özlemişim büyük anne." diyerek ince kollarını bana sarmasına izin verdim. Kokusu bile beni gülümsetmeye yetmişti. Yavaşça geri çekildi ve bana gülümsedi.

"Daha bugün geldiğini biliyorum fakat büyük babanın mezarını ziyaret etmek için biraz sonra yola çıkacağım. Tek kalman sorun olmaz değil mi Hazel?"

Hafif hüzünlü çıkan sesiyle gülümsedim, yarın yıldönümleriydi. "Sorun yok büyük anne, zaten kendimi yatağa atıp bir daha kalkmamayı düşünüyorum." dedim ve yorgun olduğumla ilgili birkaç cümle daha homurdanıp kalacağım odaya geçtim.

Kahverengi tonlarıyla döşenmiş eski odada biraz göz gezdirdikten sonra bavulumu köşeye fırlatıp kendimi yatağa attım. Jetlag beni oldukça yorgun düşürmüştü, altımdaki şorttan kurtuldum ve gözlerimi kapadım.

*

Kulağıma dolan hafif tıkırtıyla yüzümü buruşturup kıpırdandım. Başımı yastığa daha da bastırarak homurdandım.

"Lanet ev yıkılmaya başladı büyük baba, bir ara gelip baksan iyi olacak."

Büyük babamı gerçekten özlemiştim, geçen yıl kalp krizinden kaybetmiştik onu. Küçükken bana bir erkek çocuğuymuşum gibi davranması kişiliğimde oldukça büyük bir yer edinmişti.

Geçen seferkinden daha şiddetli bir tıkırtı daha geldiğinde yorganı tekmeleyip şortumu aramaya başladım, arama sonuç vermediğinde ise kısık sesle bir küfür savurup üzerimdeki tişörtü çekiştirerek uzatmaya çalıştım.

Kapıyı yavaşça aralayıp birinin olup olmadığına baktım, görünürde bir şey yokken gelen kalın ve ürkütücü sesle kalp atışımın hızlandığını hissetmiştim. "Burada olduğunu biliyorum, Malik. GPS'i kapatmayı akıl edememişsin anlaşılan."

Şaşkınlık ve telaş karışımı bir ses çıkararak inledim, daha bugün tanıştığım bir serseri yüzünden evim basılmıştı. "Başıma neler açtın seni serseri." diye tısladım ve kapıyı yavaşça kapatıp kilidi çevirdim. Çıkan kilit sesiyle oldukça sesli bir küfür daha savurup pencereye doğru koştum. Yaklaşan adım seslerini duyduğumda yere fırlattığım deri ceketi kaptım ve pencerenin kulpunu çevirdim, en azından denemiştim. Yumruklanan kapıyla "Tanrım." diye inledim ve kulpu daha sert tutup çevirdim. Hızla bacağımı dışarı sarkıttığımda yıkılan kapıyla ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.

"Sen." dedi tıslayarak dün yolu sorduğum adam.

"Ah ben mi? Şey, tam da gidiyordum." diye mırıldandım oldukça yapmacık bir gülümsemeyle ve kendimi dışarı atıp koşmaya başladım. Ayağıma batan cam kırıkları ve sivri şeylerle arada küçük çığlıklar atarak koşmaya devam ettim, adamın arkamdan ettiği argo kelimeler her ne kadar sinirlenmeme yol açsa da göz devirmekle yetiniyordum.

"Seni sürtük seni öyle bir becereceğim ki bir hafta ayağa kalkamayacaksın!"

Arkamdaki iri yarı esmer adamın söylediği cümleye cevap verecekken bir elin beni dar sokağa çekmesiyle bunu gerçekleştiremedim. Sahibini bilmediğim el belimden ağzıma çıkınca gözlerimi kapadım, birinden kurtulup diğerine yakalanmak sinir bozucuydu.

StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin