FİLİNTA-ÖZEL BÖLÜMLERİ

FİLİNTA-ÖZEL BÖLÜM

FİLİNTA- ÖZEL BÖLÜM

(Bu hikaye Leyla'nın ölümünden sonraki o 1 aydaki bazı olayları konu edinmiştir.)

Miloş Yüce Meclistedir. Yanına Efendi Cemil gelir.

Cemil:Efendi Miloş azaların baya morali bozuk görünüyor.

Miloş:Ahmak adamlar. Onlara bu teşkilatın gücü bitmez dediğim halde bir kaç hücremize baskın yaptılar diye ümitsizliğe kapılıyorlar.Boris Zaharyas'ın bir sözü vardı bir keresinde bana söylemiştin. Ne diyordu ümitsizlikle ile ilgili.

Cemil:Yenilmesi gereken ilk düşman öfke ve ümitsizliktir.

Miloş:Aynen öyle. Boris bozuk bir saat olsa da her saat gibi o da günde bir kaç kez doğruyu gösteriyormuş demek. (Tebessüm eder)

Cemil:Çok haklısınız. Ancak ben buraya gelmeden başka hücrelerimizin daha basıldığını öğrendim. Korkarım ki böyle giderse sadece buradaki merkezimiz kalacak. Ve tabiki bir de Manastırdaki askeri merkezimiz.

Miloş:Bu nasıl oldu anlayamıyorum! Sanki birileri bizi kasıtlı olarak bitirmek için uğraşıyor.

Cemil:İçimizden birileri de olabilir.

Miloş:Bu arada Akbardan haber var mı?

Cemil:Amerika Teşkilatına bağlı saraya sızmış Yaver tarafından kaçmayı başarmış.

Miloş:Tahmin etmiştim. Paravan arkasındakilerin onunla ilgili yeni planları olmalı. Şuan yapmamız gereken kızım Leyla'yı oradan çıkarmak. Her ne kadar bana ihanet etmiş olsa da ben onun babasıyım. Mustafa'ya olan aşkından kendine zarar vermesinden korkuyorum.

Cemil:Merak etmeyin Efendi Miloş onu çıkarmak için elimizden geleni yapacağız.

Miloş:Umarım geç kalmamışızdır.

Mustafa üzgün bir biçimde bir hastaneden çıkar ve Ali ile buluşur.

Ali:Mustafam

Mustafa:Leyla...

Ali:Yoksa

Mustafa:Allah günahlarını affetsin.

Ali'nin gözünden yaş akar. Mustafayı teselli etmek için sarılır.

Farah hastanede Leyla'nın cesedinin doktorlar tarafından taşındığını görür ve üzüntü duyar.

Farah:Ah be Leyla kendin ettin kendin buldun.

O sıra da Mustafayı görür. Mustafa üzgündür.

Mustafa:Her şey Miloş denen alçak yüzünden. Onun emelleri kızının hayatına mal oldu.

Farah:Miloş birçok çocuğun kaderinle oynamıştı. Başta kendi çocuğu ve benim gibi birçok çocukla. Hala da oynuyorlar.

Mustafa:Hatırlıyor musun Farah? Sana Manastır'ın yeri nerede diye sorduğumda Yüce Meclisin her alanını bitirmek için size yardım edeceğim ama sadece Manastırdaki Teşkilatın yerini söylemek dışında demiştin. Çünkü oradaki kardeşlerinin zarar görmesini istemiyordun.

Farah:Evet öyle demiştim.

Mustafa:Bende sana oradaki masum çocukları söyleyince de sürekli onunda bir çaresini buluruz diyordun.

Farah:Mustafa bak..

Mustafa:Artık çaresi maresi yok Farah! Oradaki çocuklar kendilerini daha fazla yalana inandırmadan oraya baskını yapıyoruz! Seni uyandırmasaydık bugün belki sen Leyla'nın yerinde olacaktın. Bu çocuklar büyüdüklerinde bir yalanla büyüdüklerini öğrenince bunu nasıl karşılayacaklar sence. Belkide çoğu Leyla gibi intihar edecek.