Komutan Sayk...
Korkuyorum...
Size, o korkunç bir adam demiştim...
Rütbelinin yaptığı hatalar beni de etkiliyordu.
Şu an nerede olduğumu bir Komutan Sayk, bir de Allah bilir.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
... Komutan Sayk kafasını çevirip bana baktı ve bir hışımla karargaha girdi.
Saklanmaya çalışırken, kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Komutan Sayk karşımda duruyordu.
"Komutanım onun bir suçu yok!"
"Seni bu hâle o getirdi."
"Komutanım bu benim suçum, beni cezalandırın!"
"Seni cezalandırsamda onu sevmeye devam edeceksin, onu buradan uzaklaştırmam lazım!"
Ben korku dolu gözlerle olanları seyrederken, Komutan Sayk beni kolumdan çekiştirmeye başladı.
"Komutanım! Komutanım bırakın onu!"
RÜTBELİNİN GÖZÜNDEN
... Yapabileceğim hiçbir şey kalmamıştı.
O, ellerimin arasından kayıp gidiyordu.
Göz göre göre gitmesine izin veriyordum. Ama vermek istemiyordum...
Aptal Sayk'a ne kadar dil döksemde beni dinlemeyecektir.
Gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. Ben onun ağlamasına dayanamazken, yokluğuna nasıl dayanacaktım?
Komutan Sayk, bunları nasıl öğrendi, bilmiyorum.
Karargahımın içinde olup bitenleri birisi Sayk'a bildiriyordu. O her kimse, ölümüne hazır olsun...
Sayk, Damla'yı götürmeye çalışıyordu. Ben ise artık dil dökmekten vazgeçmiş, ne yapacağımı düşünüyordum.
Birden kollarımın birisi tarafından tutulduğunu farkettim. Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde bana karşı çıkan pisliği gördüm. Bana 'Bedelini çok pis ödeyeceksin!' demişti (25. BÖLÜM). Demek karargahta olup bitenleri sızdıran asker buydu.
Sayk, çevik hareketlerle Damla'yı götürmeyi başarmıştı ve ben hiçbir şey yapamamıştım. Aslında içimde onu bulabileceğime dair hisler vardı. Onu çok uzağa götüremez diye düşünüyordum.
Arkalarından koştum ama yetişemedim. Arabama da binmeme izin vermediler.
Düşünün, onların komutanı benim ama emrime karşı çıkıyorlar. Hepsi lanet olası Sayk'ın işleri..."Elime düştün!"
Al işte! Bir de bu askerle uğraşacağım.
"Bileğine sıkasım geliyor..." dedim. O günü hatırlaymaya çalışarak.
"Emrah, sen onun bedelini çok pis ödeyeceksin..."
"Bak sen şu işe bende çok güzel ödeteceğimi düşünüyordum." deyip odama çıktım. Kimseyle uğraşacak halim yoktu.
Sayk, Damla'yı nereye götürebilirdi? Nereye... Nereye...
ASIL KAHRAMANIMIZ DAMLA'DAN
Komutan Sayk'ın amacının rütbeliyi, eski rütbeli yapmak olduğunu biliyordum ama benim bunları yaşamaya hakkım yoktu.
İlk günkü gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜTBELİNİN ESİRİ (BİTTİ)
RomansaSavaşta esir alınmak... Esir alındığı kişinin kalbine de esir düşmek... Aslında her şey aşkın gücüne bağlıydı... Bu güç, onları yaşadıkları harabeden kurtarıp mutlu bir sona sürükleyecekti...