11 Mart 2017
Nihayet çalışmamı yağmur eşliğinde bitirdim ve dosyaları toparlayarak ofisimin kapısını kilitledim. Yazın sıcağı insanı cezbediyordu ama evime gidip dinlenmek en iyisiydi. Binanın yarı karanlık koridorlarında adım atmaya başladım, topuklu ayakkabımın sesi boşlukta yankılanıyordu koltukların bulunduğu köşeden döndüm ve aşağı inen merdivenlerin yanı başında ki aynada yansımam ile karşılaştım, sabah acele ile yaptığım topuzum düşmüş ve gözlerim kanlanmıştı, uzun zamandır yaptığım gibi umursamadım ve merdivenleri inmeye başladım tam da o sırada ben ve güvenlikten başkalarınında bulunduğunu fark ettim. Yeni müdür yardımcısı Hakan bey ve yanında bir iki çalışanın daha bulunduğu bir grupla karşılaştım. Hakan bey benden önce davrandı ve selam verip iyi geceler dileklerini iletti bende aynı şekilde karşılık verdim ve otoparka inen asansöre bindim. Sadece dört tane kalmış olan arabaların arasından benimkini bulmak pekte zor olmadı, çantamdan anahtarları çıkardım ve kapıyı açarak arka koltuğa dosyaları bıraktıktan sonra koltuğuma oturdum ve arabayı çalıştırdım. Saat gecenin onu olmasına rağmen hala sokaklar boşalmamıştı ve her zaman olduğu gibi gürültülü bir cuma akşamıydı, neyse ki oturduğum cadde sakin ve nezihti böylece rahatlıkla dinlenebilecektim. Eve gelmem yarım saatimi almıştı, arabamı evimin önüne park ettikten sonra eşyalarımı aldım, kapıyı açtıktan sonra evimi aydınlatmaya yetmeyen fakat benim yakmaktan hoşlandığım eski abajuru kapattım. Her şey ne kadar da normal görünüyordu.İşine başarılı ve kariyer sahibi bir kadın, ha bir de mutlu. Mutlu mu? Bu sözcük benim kelime hazinemden çıkalı dört buçuk sene oldu, aslında biraz da hayatımı yazsam roman olur diyenlerin arasına katılışımın ardından geçen süre bu. Peki ben kimim?
Her gece gözleri yaşlı, yüreği buruk, balkonundaki tekli koltukta üzerine aldığı şalı ve elindeki kahve fincanıyla oturan Dilvin. Şimdi yaşamıyormuşum gibi olsam da yakında bu ismi duyduğunuzda aklınızda çağrışan kelimeler beni yaşatacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Liman
Ficción GeneralHer gece gözleri yaşlı, yüreği buruk, balkonundaki tekli koltukta üzerine aldığı şalı ve elindeki kahve fincanıyla oturan Dilvin. Hayat zor demeyin, yaşıyorsanız hala yenilmemişsiniz demektir, ya da farklı bir taraftan bakmak isterseniz elinizde y...