86.Bölüm

225 15 0
                                    

Tilki'nin Ağzından


Olayların üzerinden bir hafta geçmişti. O günden sonra ne Aslıdan ne de Emreden haber alabildim. Yinede onlar beni korkutmuyordu. Olayın ertesi günü Mustafa aradı ve artık bizi rahatsız etmeyeceğini söyledi ve özür diledi. Kısacası her şey yolundaydı. Aylin ve ben hariç.


'Beni hiç anlamıyorsun ?' diye sızlandı yine.

'Ben seni anlıyorum güzelim sen beni anlamıyorsun ?' dedim.

'Tilki bunda ne var çalışmak istiyorum bu gayet normal.' dedi.

'Ben eşimin çalışmasını yorulmasını istemiyorum. Hem durumumuz gayet iyi gerek yok ki senin çalışmana. Yetmiyo mu benim çalıştığım bize ?' diye sordum.

'Anlamadığın kısım da bu. Yetiyosun ama ben evde tüm gün sıkılıyorum. Yusuf ve Kader de yeni evlerine taşındılar. Meltem desen yurt dışında Melisin yanına gitti. Boş hissediyorum. Hiç bir işe yaramıyorum.' dedi.

'Güzelim alışveriş yap. Gez toz.' dedim.

'Tabi şoförsüz olmaz ama demi ?' dedim.

'Güvenlik için o biri seni rahatsız etmesin diye. Hem fena mı poşetlerini taşıyor.' dedim.

'Tilki her gün alışverişe çıkıp gezemem ben öyle bir insan değilim.' dedi.

'Ne iş yapacaksın peki Aylin ?' diye sordum.

'Ben iç mimarlık okudum Tilki. Boşuna okumadım. Pek ala bir şirkette çalışabilirim.' dedi.

'Tabi canım bir sürü şirket kollarını açmış seni bekliyordu zaten.' dedim. Aylin gözlerini kısarak sinirli bir şekilde bana baktı.

'Ne yani yapamaz mıyım ? Beceriksiz mi diyorsun sen bana ? Kimse beni işe almaz yani öyle mi ?' diye sordu.

'Öyle demek istemedim güzelim. Sadece neden başka birinin emri altında çalışmak istiyorsun anlamıyorum.' dedim.

'Beni gerçekten anlamıyor musun ? Beni hiç mi tanımıyorsun ? Sene ben evde hiç bir işe yaramadan oturacak bir kadın mıyım ? Bana temizlik bile yaptırmıyorsun ?' dedi.

'Çünkü yorulmanı istemiyorum. Hem yemekleri yapıyorsun zaten.' dedim.

'Hah çünkü yemeklerimi seviyorsun.' dedi.Haklıydı. Onun elinden yemek daha lezzetliydi.

'Tamam bir fikrim var ama itiraz istemiyorum. Teklifimi kabul etmezsen evde oturursun.' dedim.

'Neymiş o teklifin ?' diye sordu.

'Bizim şirkette çalış.' dedim.

'Ne yapacağım ki ben orada ?' diye sordu.

'Artık sadece otellerle ortaklık yapmıyoruz. Kendi otellerimizi kendimiz yapacağız. Otellerin iç dekorasyonu için bir ekip toplayacağız zaten. Başında da sen olursun.' dedim. Hemde gözümün önünde olursun demedim tabi ki.

'Bir de sana kim iş verecek diyorsun bak ilk iş teklifimi aldım bile.' dedi şımararak.

'İlk ve son iş teklifin iyi değerlendir.' dedim. Düşünüyormuş gibi yaptı.

'Tabi ki kabul ediyorum. Hem tüm gün seni görebilirim.' dedi mutlulukla.

'Ya evet. Başıma bela alıyorum ama tüm gün yanımda olman güzel olacak.' dedim.

'Haklısın Savaş ne yaptı bu arada ?' diye sordu.

'Leventle ilgileniyor ondan şüphelendiğimiz için Levent bozuk atıyor.' dedim.

'Meltem dönünce güzel bir yemek mi düzenlesek herkesi toplayıp.' dedi.

'Neden ?' diye sordum.

'En son yemeğimizde yalandan da olsa kavga ettik. Her şeyi düzeltmek istiyorum. Mutlu kalabalık bir ailemiz var. Tadını çıkaralım hem Levente kendimizi affettiririz.' dedi.

'Olur güzelim güzel olur.' dedim.


Ayin'in Ağzından


İlk iş günüm için kırmızı siyah detayları olan basit bir elbise ve siyah ayakkabı giydim. Ne yalan söyleyeyim heyecanlıydım.

'Hazır mısın güzelim ?' diye sordu Tilki.

'Hazırım hayatım çıkabiliriz.' dedim. Tilki beni baştan aşağı süzdü.

'Bu kadar kısa olmak zorunda mı ?' diye sordu.

'O kadar da kısa değil.' dedim.

'Öyle olsun. Hadi çıkalım.' dedi. Hoşuna gitmediği belliydi. Yol boyunca hiç konuşmadı. Asansöre bindik ve 4. katın düğmesine bastık.

'Odalarımız yan yana dün aradım hazırladılar. Bu gün alışmaya bak çalışma insanlarla tanış.' dedi.

'Gülümsersen güne daha iyi başlayabilirim.' dedim. O sırada asansör durdu. 4. kata gelmiştik.

'Gel benimle.' dedi ve bir odaya girdi. Güzel sade bir odaydı. Penceresi çok genişti ve manzara muhteşemdi.

'Beğendin mi ?' diye sordu.

'Evet güzelmiş. Teşekkür ederim.' dedim.

'Tamam ben yan odadayım görüşürüz.' dedi ve arkasını döndü.

'Tilki yapma ama.' dedim.

'Peki özür dilerim. Gününü mahvetmek istemiyorum.' dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.

'Kafana bişey takılırsa gel. Özlersen de gelebilirsin.' dedi ve gülümseyip çıktı. Pek inandırıcı bi gülümseme olmasa da şimdilik yeterdi. Tilki çıkınca odaya bir kız geldi.

'Aylin hanım merhaba.' dedi.

'Merhaba.' dedim.

'Beni Tilki bey gönderdi. Adım Ezgi. Hem size şirketi gezdirmem hem de işler hakkında bilgi vermek için buradayım.' dedi.

'Olur tabi.' dedim. Ezgi bana şirketle ilgili hemen hemen her şeyi anlatmıştı. Saat öğlene geliyordu sanırım kocacığımla öğle yemeği yiyebilirdim. Odamdan çıktım ve hemen yan tarafta olan odanın kapısını açtım ama manzaradan pek hoşlanmamıştım. Bu sarışın masmavi gözlü kadın da kimdi ? Daha önemlisi sabah bana gülümsemeyen kocamı nasıl kahkahalara boğmuştu ?

Herkes Bir Gün Gider Ama Aşk Hiç BitmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin