19.Bölüm...

20.1K 2.1K 384
                                    

19...

Anlayamazsın, ben sana anlatmadan anlayamazsın...

Irmağın annesinin ölümünün üzerinden tam tamına kırk gün geçti; geçen bu kırk gün boyunca Irmağı en son annesinin cenazesinde gördüm. Rasim onu resmen kendi evine hapsetmiş gözüküyordu. Irmağın telefonu kapalıydı ve geçen bu zaman boyunca her gün Naz'ı aradım, Irmak'tan bir haber alabilmek adına. Aslında Rasim'in evine gidip onu görebilirdim ama gitmedim, acısını doyasıya yaşasın diye. O da beni hiç aramadı. Bunu dert etmedim, yalnız Salih baba ve Fikret Komiser için bu planda gecikmemize neden oluyordu.

Yine bir sabah onlarla aynı konular hakkında tartışıyorken, Young heyecanla yanımıza geldi.

"Demir, Naz aradı. Irmak işyerine gelmiş. Şu an oradaymış, hadi gidelim," dediğinde yerimden öyle bir fırladım ki artık kapıya ulaşma süresini siz düşünün.

 Şu an oradaymış, hadi gidelim," dediğinde yerimden öyle bir fırladım ki artık kapıya ulaşma süresini siz düşünün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Young bir yandan arabayı kullanırken diğer yandan, "Demir kardeşim lütfen biraz daha sabırlı ol. Lütfen, gereksiz gerginliklere girme," diye nasihatler veriyordu. O an, ne Young'ın nasihatleri, ne de diğerlerinin planı umurumda değildi. Bir an önce onu görmeliydim; bunun sebebi hem kızı merak ettiğimden hem de gerçekten intikamımın daha fazla uzamamasını istemiyor olmamdandı. Irmak'ların işyerine geldiğimizde saat ikiydi. Arabadan inerken yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başlamıştı. Şemsiyemiz olmadığından dolayı içeri girene kadar Baya ıslandık. İçeri girer girmez, Naz'ın bir peçeteyle Young'ın yüzünü kurulaması dikkatimden kaçmadığı gibi şaşkın şaşkın onlara bakakaldım.

Hey, ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı bunlar ve benim haberim yoktu!

Hey, ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı bunlar ve benim haberim yoktu!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Young'a muzipçe gülümseyerek direk üst kata Irmağın odasına çıktım. Odanın kapısını tıklattım, fakat bir yanıt alamadım. Bir daha tıklatacakken, vazgeçtim ve kapıyı direk açtım. Irmak odanın penceresinden etrafa dalmış, kapı açılmasına rağmen bana doğru dönmedi. Sessizce yanına yaklaştım, ama hala dönmeye niyeti yoktu.

"Irmak aşkım, ben geldim. Nasılsın?" diye sorduğumda hüzünlü gülümseyişiyle nihayet gözlerimle gözlerini buluşturdu.

"Demir, geldiğini pencereden görmüştüm, hoş geldin."

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin