"Evet" dedim. Gülüyordum. Her şeyi geride bırakmıştım. Öyle olmasa bile öyle davranmak zorundaydım. Mutlu olmam gerekiyordu. Çünkü sevgilim, sevdiğim adam, sevmek zorunda olduğum adam bana şu anda evlenme teklifi etmişti. Her kızın hayalidir evlenmek, sevdiği adamla yaşlanmak, çocuklarının olması. Ama benim için bu biraz daha farklıydı onu sevmek zorundaymışım gibi hissediyordum. Cevabı düşünmeme gerek yoktu o benim için çok değerliydi ve onun üzülmesi benim isteyeceğim en son şeydi. Ailem buna çok sevinecekti. Annem sürekli Sefa'yı üzmemem , onu kırmamam ,benim için çok güzel bir fırsat olduğunu nasihat ediyordu.Haklıydı.21 yaşında olmam annem için çok büyük sorun değildi ve tabi ki benim de. Annemle her zaman dost gibiydik beni gerçekten anlıyordu. Bana iyi gelen nadir şeylerden birisiydi sadece. O olaydan sonra tabi. Sefa'ya şefkatle baktım. Elime uzandı ve parmağımı kendine doğru yön vererek yüzüğü parmağıma taktı. Şimdi kendimi daha da sorumluluk sahibi gibi hissetmeye başlamıştım. İstemeden de olsa gerilmiştim. Elimi tutarak beni de ayağa kaldırdı ve sarıldı. "Seni seviyorum" dedi. Bana böyle davranması içimi acıtıyordu. Beni bu kadar sevme dedim içimden sevme. "Bende seni seviyorum" dedim ama ne kadar seviyordum ? Nasıl bir sevgiydi bilmiyorum. Onu seviyordum ama onun beni sevdiği gibi değil. Hiç bir zaman da öyle olamamıştı zaten. Kendime kızdım. Onun yanında mutlu olman gerek, gülmelisin. Ama olmuyordu işte yine aklıma geliyordu. Gitmesi için aklımdan çıkması için her şeyimi verirdim. Gitmelisin dedim içimden burada olmaz, şimdi değil. Şimdi seni özlemenin sırası değil. Gözlerim yanmaya başlamıştı ama hemen kendimi toparlayıp ona daha sıkı sarıldım. O bunları hak etmiyordu. Benim onun bana davrandığı gibi benimde ona sevgi göstermem gerekirdi. Ama bütün bunları göz almıştı değil mi ? En başında her şeyi konuşmuştuk. Zaman gerekli, daha fazla zaman. Düşünüyorum ve diyorum ki onun beni bu kadar sevmesi haksızlık. Onu hiç bir zaman Umut'u sevdiğim gibi sevmeyeceğim. Sarılmayı bıraktık ve tekrar masamıza oturduk. Gözlerinin içi gülüyordu. Onu bu kadar mutlu görmek beni bir anda olsa mutlu etmişti. "Bunu beklemiyordum. Ne zamandır planlıyordun? " dedim. "Senin gibi güzelliği kaçıracak değildim herhalde. Seni seviyorum ve bu her şeye değer. Benimle olman için elimden geleni yapacağım. Sensiz bir hayat düşünemiyorum. İyi ki varsın. İyi ki benimlesin." dedi. "Hayatımda en değer verdiğim inanlardan birisin ve seni kırmayı hiç bir zaman istemem. Kalkalım mı ?"dedim. "Tabi. Hesabı isteyeyim." Hesabı ödedikten sonra mekandan çıktık ve arabayla eve doğru ilerledik. Eve geldiğimizde arabadan inmeden ona sevdiğimi ve bazı şeylerin zamanla olacağını söyledim. Beni kırmadı. Beni kırmamak için her zaman elinden geleni yaptı. Ne zamana kadar bekleyecekti ki ? O da artık bıkacaktı benden. Onu onun beni sevdiği gibi sevmemi isteyecekti. Ama biliyorum onu hiç Görkem'i sevdiğim gibi sevmeyecektim. Görkem benim aşkım. Çocukluk aşkım. Bundan yaklaşık 4 yıl öncesinde, lisedeyken. Onunla ayrılmak zorunda kaldım. Elimde olmayan bir şey. Bir daha asla geriye dönemeyecek bir ayrılık. Çıkmaz sokak. Onu hala unutamadım içim bir volkan gibi yanıyor olsa da mutlu görünmeye çabalıyorum. Çünkü her şey geride kalmıştı.