150 sene önce adı Mary, soy ismi ise Whoart olan tatlı bir kız yaşardı. Bu kız normal bir kız değildi. Kraliyet ailesindeydi. Tahta geçince bir sürü delilik yaptı. Mesela bir sürü hiç bir suçu olmayan insan öldürdü ve bu yüzden lakabı "bloody" oldu. Yani kanlı.
Hayatı hiçte iyi geçmedi. Genç yaşlarda bir kalp hastalığına yakalanınca hiç kimseye haber vermedi. Ara sıra odasına çekilip acı içinde kıvrandı ama yine de kimseye söylemedi. Hastalığı günler geçtikçe ağırlaştı. Bir gün kalbi dayanamadı. Gencecik kız yere yığıldı. Annesi yardım etti. Doktora götürdü. Doktor hiç bir şey yapamadı, malum teknoloji çok iyi değildi.
Bloody Mary'nin cenazesinde gerçekleşti mucize. Gömülmeden önce kıyafetine bir ip bağlandı. İp mezarın üzerindeki çana uzanıyordu. Çan'ın amacı ; kadın ölmediği zaman kadın hareket edince ip kopacaktı. Uzun süre beklediler çanı ama düşmedi. Kafa dağıtmak için bara gittiler. Ağır bir içki içtiler. Evlerine geri dönerken. Mezarı yanından da geçtiler bir de ne görsünler. Çan kopmuş. Hızlıca mezarı kazmışlar, tabutu çıkarmışlar. Tabutu açınca Mary kanlar içinde yatıyormuş. Akan kanlar Mary'nin ellerinden ve kafasından geliyormuş. Muhtemelen bayılmıştı ve ayılınca tabuutan çıkmaya çalışmıştı. Tırnaklarıyla eli kanayıncaya kadar tabutu tırnaklamış ve en sonunda dayanamayıp tabuta vurmaya başlamış. Böylelikle kafasını tabuta vurup kafasını kanatmıştır ve kan kaybından ölmüştür.
Bu olaya bütün ülke sevinmişti fakat aileyi hüzün kaplamıştı.
