<p xml:lang="tr-TR">
<p xml:lang="tr-TR">
وَبِهِ نَسْـتَعِينُ
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعٰالَمِينَ وَالصَّلٰوةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
1
<p xml:lang="tr-TR">Ey kardeş! Benden birkaç
nasihatistedin. Sen bir asker olduğun için, askerlik
temsilâtıyla, sekiz hikâyeciklerle birkaç
hakikati nefsimle beraber dinle. Çünkü ben nefsimi herkesten
ziyadenasihate muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim Sekiz Sözü biraz uzunca nefsime demiştim. Şimdi kısaca ve
avamlisanıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin.
<p xml:lang="tr-TR">Birinci Söz
<p xml:lang="tr-TR">
BİSMİLLÂH
herhayr
ın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil, ey nefsim, şumübarek
kelime, İslâmnişan
ı olduğu gibi, bütünmevcudât
ınlisan-ı hâl
ilevird-i zebân
ıdır.Bismillâh
ne büyük, tükenmez bir kuvvet, ne çok, bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şutemsîlî
hikâyeciğe bak, dinle. Şöyle ki:<p xml:lang="tr-TR">
Bedevî
Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile reisinin ismini alsın ve
himaye
sine girsin—tâ
şakî
lerin
şer
rinden kurtulup
hâcât
ını
tedarik
edebilsin. Yoksa, tek başıyla,
hadsiz
düşman ve
ihtiyacat
ına karşı perişan olacaktır. İşte, böyle bir seyahat için, iki adam
sahrâ
ya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi
mütevazi
idi, diğeri
mağrur
.
Mütevazi
i, bir reisin ismini aldı;
mağrur
almadı. Alanı her yerde
selâmet
le gezdi. Bir
kàtıu’t-tarîk