Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştım . Uyanmamın sebebi biricik kız kardeşim Gabriell 'in gülüşüydü. Neden güldüğünü sormama kalmadan meraklı bakışlarımdan anlayacak ki lafa atıldı . '' Victoria , Kral Desmond ve ailesi akşam yemeğine katılacaklarmış. '' dedi .Tuvalet masasının önünde saçlarını tarayarak . Bunun neden bu kadar mutlu bir olay olduğunu anlayamamıştım. Meraklı bir şekilde '' Bu sizi neden bu kadar mutluluk içinde bıraktı sevgili Gabriell ? '' diyerek yataktan uzandım ve sabahlımı giydim. Gabriell şaşkın gözlerle bana baktı . '' Bu demek oluyor ki oğlu Prens Adrian ' ı görebileceğim , hatırlarsanız iki yıl önce Kral Desmond 'un sarayına çaya gitmiştik . '' şimdi hatırlamıştım . Çok görkemli bir sarayları vardı ancak Prens Adrian ' ı görememiştim. Annem , Kraliçe ve Gabriell ' in sohbeti benim ilgimi çekmemişti . Bende bundan dolayı bahçeye çıkıp göllerinin seyrine dalmıştım . Gölün güzelliği adeta beni kendine çekiyordu . Göle doğru yaklaşırken arkadan bir ses '' Oraya basma kayarsın .'' demişti. Bende bir anlık bir ürkme sonucu kayıp düşüyordum ki beni ürküten sesin sahibi benim kaymamı engellemiş , kucaklayıp gölün hemen yanındaki çınar ağcının altına bırakmıştı. Teşekkür bile etmeme izin vermeden sadece gülümsemiş ve '' Daha dikkatli olun küçük hanım .''demişti. Odamızı kapısı çalmaya başladı . Odada ki en büyük kişi ben olduğumdan'' Geliniz .'' dedim . Büyük olsamda Gabriell 'den sadece bir yaş büyüktüm. Kapı yavaşça aralandı ve '' İstediğiniz bir şey va- '' demesine kalmadan Gabriell lafa atladı . '' Terziye söyleyiniz bu kumaştan akşam yemeğine kadar güzel bir elbise dikmesini söyleyiniz. '' dedi eline yeşil bir kumaş vererek, hizmetçi başıyla onayladı ve bana döndü bende '' Ilık bir banyo istiyorum lakin içine orkide yağı koyunuz .'' dedim. Hizmetçi tamam anlamında başını eğerek odadan çıktı.
Orkide kokulu banyomun keyfini sürdükten sonra hazırlanıp kahvaltıya indim. Tahmin ettiğim gibi kardeşim Gabriell hazırlanıp kahvaltıya inememişti. Babam çok otoriter biriydi bu yüzden kahvaltıda konuşulmasından pek hoşnut olmazdı. Sessizce kahvaltımı yaptım . Bir süre sonra doymuştum ve izin isteyip masadan kalktım. Sarayın bahçesi ilk baharda ayrı bir güzel oluyordu. Gün boyunca yaptığım tek şey bahçede kitap okumaktı. Zamanın farkında bile değildim. Kafamı kitaptan kaldırdığımda tek fark ettiğim bu gidişle akşam yemeğine hazırlanıp yetişemeyeceğimdi. Bahçede oturduğum sandalyeden kalktım ve hızlı adımlarla odama çıktım. Gabriell ' in konuşacak zamanı bile olmadığı belliydi .Sabah ki hizmetçiye korsesini sıkılaştırtıyordu. Bende en sevdiğim renk olan mavi bir elbise giydim. At arabalarının sesinden Kral Desmond ve ailesinin geldiğini anladık . Gabriell ve ben hazırlığımızı bitirdikten sonra sarayın merdivenlerinden hızlı ama bir o kadarda yavaş adımlarla iniyorduk. Salona geldiğimizde sadece Kral ve Kraliçe vardı. Prens Adrian olmaması Gabriell ' i üzsede benim pek umrumda olmamıştı. Akşam yemeği zamanı gelmeden önce izin isteyip bahçeye çıktım . Geceleri tosbaların üstüne dikilen mumlarla adeta yıldızlar gökden düşüp bahçeye inmişti. İnsan adeta bu iç açıcı güzellikle kendini kaybediyordu. Bu güzel manzara ve ağustos böceğinin ses ahengini bozan şey ağaçdaki belli belirsizce gözüken kara kedi oldu. Kara kedinin sesinden ağaçdan inemediğini düşündüm ve dayanamadım . Bir prensese yakışmayan bir şey yapacaktım. Bütün gücümü topladım ve ayakkabılarımı çıkarıp ağaca tırmanmaya başladım. Fark ettim ki ağaç düşündüğümden de yüksekti. Tırmandım , tırmandım. Sonunda kedinin olduğu dala gelip kara kediyi kucaklamıştım. '' İşte tuttum seni ufaklık ''dedim.Tam inmeye başlamıştım ki dal çatırdamaya başladı. Hızlı bir şekilde inmeye çalışırken ayağım boşluğa geldi. Kedi ağaca tekrar atladı bense kendimi geriye düşerken buldum. Yere düşeceğimi bildiğim için gözlerimi sıktım çünkü yere çakılacaktım.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRENSES KRALİÇE
Historical FictionTarihin klişeleşmiş hikayesidir prens , prenses ve kötü kraliçe . Kötü kraliçenin zulmünden kaçan iyi yürekli prensesi , yakışıklı ve cesur prensimiz kurtarır ve mutlu yaşarlar. Kraliçeler hep kötü , prensesler hep iyi. Kötü kraliçe bir zamanlar iyi...