Bir şekilde hayata bir yerlerden tutunmaya çalışmalıyız. Ucundan, kökünden bir yerden bağlanmalıyız şu yalan dünyanın kahpelerine inat.
Her zaman en doğrusunu değil, her zaman eğlenerek, haz alarak yapmalıyız planlarımızı, işlerimizi.
Bazen yanlışlıkla yapmalıyız ama bilerek yaptığımızı sadece kendimiz bilmeliyiz. Tıpkı okula gitmemek için karın ağrısı bahanesi uydurduğumuzda karnımızın ağırmaması gibi.Yatağımda doğrulurken burnuma gelen kokuyla yatağa gömüldüm. Gözümü açamıyordum. İçerisi duman olmuştu. Kalbim küt küt atarken ne yapacağımı bilmiyordum. Evde yangın çıkmıştı ve ben odamda mahsur kalmıştım. Yanarak ölürsem annem bensiz yapamaz ki, yanarak ölürsem Ekin bensiz yapamaz ki.
Allahım yardım et. Yeniden gücümü toplayıp camın olduğu tarafa gitmeye çalışacaktım. Çünkü nefessiz kalıyor her nefes aldıkça başım dönüyor ciğerlerim iflas ediyordu. Korkuyordum.
Son kez ayağa kalkarak adımlarımı attım. Sanki ulaşıyor gibiydim, yürüyordum galiba. Hayır hayır dur. Ben bayılıyordum. Gözlerim kapanarak yere yıkıldım.
....
Hazel'in Annesi'nden
Komşudan çıkıp evime tatlıyı yapmak için yolda yürüdüğümde burnuma gelen kokular midemi bulandırdı.
Uyandı mı acaba kızım ?
Evimin önüne geldiğimde gördüğüm manzara ile poşetler elimden düşmüş şok olmuştum.
Yanan ev bizim evimizdi. Hazel, Hazel evdeydi.
Kendimi ileriye atarak
-" HAZEEEELL" diye çığlık attım.
-" kızımı kurtarın içerde kızım var, HAZEEEEL."
Gözümden akan yaşlara ve kapıda duran itfaiyenin çektiği sarı şeritleri umursamadan evime kızımı kurtarmaya koştum.
...
Beni üzme dedim, hayat. Bana dar geldin. Beni içine hapsedip, denizden korkan balık ettin. Gökyüzünde uçamayan kuş yaptın. Çaresizce savurdun, tam kazandım derken yıktın beni. Ben yaşamak istemiştim..
Gözlerimi açtığımda karşımda deniz, elimde pamuk şeker, yanımda solumda soluğumda Ekin istemiştim. Ben hayallerimi gerçekleştirmeden sen bana darbe vuruyorsun.
Korkuyorum anne. Korkuyorum Ekin. Korkuyorum hayat.
....
Ekin'den
Hazel'in telefonuna 9 kez aramadan sonra yeniden ulaşamadığımda içimdeki korku büyümeye başlamıştı. Kahvaltı etmeden evden çıkıp arabaya bindim.
'Bir şey olacağı yok' diyerek kendimi avutuyor hem hızlı sürüyordum arabayı.
İçimde ömrümü yiyen bir mücadele vardı. Beni korkutan, korkularımla yok eden.
Az ileride, Hazel'lerin mahallesinden gelen dumanlar görüş alanıma girince arabayı son gaz kökledim.
Oraya geldiğimde kulaklarım duymayı kesmiş, görme yetkim bulanıklaşmıştı, her şey yavaş yavaş oluyor gibiydi.
Kalbimin sesi beni boğuyordu.Ellerimle gözlerimi ovuşturduğumda bir kadının ' Hazel içeride tek çok korkar o yangından' diye feryat etmesini duydum.
Hazel içerde miydi?
Benim sevdiğim kadın içerideyken elim kolum bağlı onun çıkmasını bekleyemem.
Arka bahçeye koşarak kimse fark etmeden, garaja hızlı giriş yaparak merdiven aradım. Aradığım merdiveni gördüğümde alarak Hazel'in odasının önüne koydum.
Ondan hoşlandığım zamanda gelir ışığından onu izlerdim. O yüzden odasını biliyordum.
Aklıma anılar geldikçe gözlerimden yaşlar akıyordu.
Hazel camı açmış ama yığılmıştı.
Arkama baktığımda polis itfaiye beni izliyordu. Polisin " delikanlı bırak itfaiye işini halletsin" demesine kulak vermedim.
Sonra korkum iyice arttı. Merdiven düşmüştü. Arkama baktığımda polisin yaptığını ve oraya itfaiyenin geçtiğini gördüm.
Ben gelmeden akıl edemediler mi ? İçimden küfür mırıldandım. Hazel'i kucağıma alarak onu dışarı itfaiyeciye yardım ederek verdim. Ardından ben inerek Hazel'e baktım. İs olmuş yüzü güzelimin.
Ambulans sesi kulaklarıma dolduğu anda korkum iyice artmıştı.
Arabama atlayarak ambulansı takip ettim.
...
Benim küçük meleğim, benim güzelim..
Hayat yine mi seni yıktı ? Hazel'im, çık şu kapıdan daha yeni başladık yaşamaya. Nasıl olurdu bu işler ?Kollarımda gözlerini kapatışı hiç gitmez aklımdan. 3 saattir bu hastanede bekliyoruz ne yapıyorlardı benim sevgilime. Hemşireler hızla girip çıkıyor kimse bişey demiyordu.
Yukarı çıkıp terasa koşmaya başladım. Dar geliyor buralar bana. Terasta kimse yoktu ve ben dizlerimin üzerine çökerek ağlamaya başladım. Adını bile söylemek istemediğim şey olursa nasıl kabullenecektim ben ölümü ?
Canı acımış mıdır nefes alırken? Nasıl korktu kim bilir.
Geri dön hazel, acil bana dön.
Hayat böyledir. Çok gariptir. Üzer, sevindirir, yıkar. Adil değildir hayatın adaleti. Hiç değildir hemde. Alır götürür sevdiğimizi. Bir vedayı bile çok görerek...
Hepimiz böyleyiz. Bir çoğumuz. İsyankar. İstediğimiz olmadığında sinirlenen, üzülen tipleriz.
Böyle olmak zorunda değil. Ölüm diye bişey olmasa kimse değer bilmez kimse geliş amacını bilmezdi. Unuturdu. Şimdi ile beni bununla sınayan Allah, sabrımı da deniyordu. Ama Hazel ölürse benim de yaşamayacağımı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ekim'de Ekin Aşkı
RomanceNe zaman oldu hatırlamıyorum... bir anda her şey kötü oldu. Vücudum pek hasar almadı ama şu ciğerlerim, kalbim, göğsüm komple can çekişti. İçime atmam gereken cümlelerim, anılarım, hatıralarım kaldı ama içimde sığacak yer yoktu. Bende beni rahatlata...