Sabah kalktığım gibi bembeyaz duvarla bakışmak fazla güzeldi tüm düşünceler aklıma hücum edip bir güzel anılarımı, düşüncelerimi gözden geçiriyordum. Kapı sesi geldiğinde o tarafa doğru döndüm "Eflal, ağabeycim hadi kahvatıya" demesi ile ağabeyimin yakışıklı yüzünü incelemeye başladım, hastalığım gereği fazla yorgun ve bikkin hissediyordum ağabeyimde anlamış olacak ki "yorgunluk çok çalışma sonucu olan birşey olur prenses sen yattığın yerde yoruluyorsun,uyuşuk! kalk hadi!"
Hastalığımı kabul etmek istemeyenlerden birisiydi ağabeyim.
Zar zor yataktan kalktım ve lavaboya gidip yüzümü yıkadım, üstümü değiştirmek için dolabımın önüne geçtim ve kıyafetlerimi seçtim siyah dar pantolon giyip bileklerini kıvırdım, üstüme beyaz Barcelona yazan tişörtümü giydim tişörtümün üstüne dışı bordo içi siyah şapkalı polarımı giydim ayakkabı olarakta siyah air max'lerimi giydim. Şarja taktığım telefonumu ve akşamdan hazırladığım çantamı alıp aşağı indim. Merdivenlerden inip mutfağa ilerledim. Ailede şakalar fazlasıyla olurdu,annem ile kız kardeşim ağabeyimi babama şikayet ederler, ağabeyim savunmaya geçer, babam da üstüne düşen görevi yapar herkesin gülmesini sağlardı, bu günde o günlerden birisiydi ki kahkahalar son hız uçuyorlardı. "Günaydın" diyerek mutfağa girdim. Babam "Günaydin tatlım " dedi babamın yanına gidip yanağından öptüm. Annemde tabağıma omlet koydu ve yanağımı öpüp yerine oturdu. Bizim evde kahvaltı ve akşam yemeklerinde ağabeyim sürekli köpekler hakkında konuşurdu bu da annemi sinir ederdi. Geçen gün ağabeyimin bir av köpeği getirmesiyle annem baygınlık geçirmişti. Genelde hep böyle olurdu zaten köpek geldiğinden beri geri göndermek için elinden geleni yapıyordu.
Okulum eve yakındı ama yorulmamam gerektiği için ağabeyim arabayla bırakıyordu. Yağmur ile birlikte evlerimiz çok yakındı hatta komşuyduk ama o yürümeyi seviyordu. "Ağabey hadi çıkalım haftanın ilk gününden okula geç kalınmaz değili?" dedim "tamam" dedi ve önce annemin yanına gidip öptüm ve sonra babamı öptüm tabiki kız kardeşimide öpüp "hadi bakalım ufaklık görüşürüz" dedim ve dışarıya çıkıp arabaya bindikten sonra kemerimi taktım. Ağabeyimde kemerini takınca yola koyulduk. Telefonumu arabaya bağlayıp Scars to your beautiful'ı açtım bu şarkıyı çok seviyordum sanki benim için yazılmış gibiydi. Anlamıda gerçekten çok güzeldi. Okulun önüne geldiğimizde ağabeyimi yanağından öptükten sonra "çıkışta görüşürüz, geç kalma sakın" dedim "emredersiniz Eflal hanım" dedi ve güldük kapıyı açıp okula doğru ilerlerken "Hey, hastalıklı!" diye seslendiklerini duydum. Bu Beren'di. Beren okulda kendini birşey zanneden uyuz kızın tekiydi ve bana sürekli hastalıklı diyenlerden biriydi sürekli insanları eziklemeye bayılırdı. Arkama döndüm "evet sen! Burada senden başka hastalıklımı var?" dedi gülerek ve kapıdan birinin geldiğini gördüm siyah pantolon ve siyah tişört giymiş tişörtünün üzerine sarı yağmurluk tarzında polar giymişti ve beyaz şapka takmıştı sarı saçlarıyla hoş duruyordu, bu Yağmur'du. "Eflal'den başka bir kişi daha hastalıklı ama o kişinin durumu daha vahim" önemli bir sır veriyormuş gibi Beren'in karşısında durup kulağına doğru eğildi yüksek sesle "çünkü onun beyni yok!" dediği gibi arkasını dönerek kollarını kaldırdı ve tekrar Beren'i göstererek "o kişi tamda parmakla gösterilecek derecede" dedi ve etraftakiler laf sokma karşısında tezahürat yapmaya başladı, Beren'e baktığımda sinirden kıpkırmızı olmuştu sanki Yağmur'a saldırmaya hazırlanırmış gibi bir hali vardı ve bu beni korkutuyordu onlara doğru ilerlediğimde gözlerim birden birine takıldı ne zamandır görmeyi umduğum, gözleriyle kalbimi tam tur koşturacak kişi Eymen!
Tezahürat sesleri dikkatlerini çekmişlerdi sınıftan çıkıp buraya doğru geliyorlardı ikiziyle birlikte yavaş ve hantal adımlarına şu ana kadar sinir olmuştum ama onda başka bambaşka duruyordu, ona bağlanmış onsuz yapamaz derecesine gelmiştim. Yanımda bi hareketlilik sezince oraya döndüm ağabeyim!
"Neler oluyor burada!"---------------***-------------------***---------
Herkese merhaba umarım bu bölümü beğenirsiniz. Bölüm normalde uzundu ama heyecan olsun diye yarıda kestik. Yeni bölüm yakında yayınlarız. Eğer bu bölümü beğendiyseniz oylamayı, yorum yapmayı ve arkadaşlarinıza da önermeyi unutmayın.❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Bir Gün Gidersen?
Teen Fiction"Ya bir gün gidersen?" Dediğim bencillikti ama aşık olan insanda da akıl aranmazdı öyle değil mi? Hasta haliyle bana cevap vermek isteyen sevgilimin daha da yanına yaklaştım "Sende gelirsin. Olmaz mı ?"dedi kısık sesiyle gözleri yaşlarla dolmuş olum...