''Onu korkutuyorsun.''
''Hayır, sen fazla çirkinsin ve--''
''Ben tutmak istiyorum--Çekil şuradan--''
''Hyung!'' Seungri sonunda adamları durdurup korkudan titreyen kediyi kollarına aldı. ''Öylece üzerine atlayamazsınız! O hassas!''
''Aw! Şuna bak!'' Seunghyun Jiyong'a göz kırpıp Seungri'yi işaret etti. ''İyi bir baba olacak.''
''İyi mi? En iyisi.'' Youngbae söyledi ama Seungri onlarla ilgilenmiyordu bile, olduğu yerde sallanıp adamların üzerine çullanmasıyla korkan kedinin başını okşuyordu.
''Seungri, gitmen gerekiyor.'' Jiyong saate bakarak söylediğinde çocuk yerinden sıçradı.
''Haklısın!---sonra görüşüz millet!'' Hızla Jiyong'a ilerleyip, hala bir ismi olmayan ufak kediyi adama verdi ve ceketini alıp kapıya doğru koşmadan önce dudaklarına bir öpücük kondurdu.
''Ve bir de sana bak,'' Youngbae kafasını sallayıp zavallı arkadaşına baktı. ''--en kötüsü olacaksın.'' Yüzünü ekşiterek söyledi çünkü Jiyong kediyi tutmaya vakit bile bulamadan hayvan hızla ondan ve ona sürekli dokunmaya çalışan adamlardan uzaklaşıp sepetine ilerledi.
''Benden nefret ediyor.'' Jiyong Seungri stüdyo hayatına koşturduktan sonra söyledi.
''Senden nefret etmiyor.'' Daesung kahveleri getirdi. ''Sadece fazla ürkek.''
''O zaman neden Seungri'nin ona dokunmasına izin veriyor?''
''Sen de aynı pozisyondaydın, hyung.'' Daesung Seunghyun'un yanına otururken söyledi. ''Nedenini söyleyebilir misin?'' Sırıtarak sorunca Jiyong ona dik dik baktı.
''O sadece ufak, tatlı bir kedi Jiyong.Senden nefret etmiyor, abartmayı bırak.''
''Benden nefret ediyor.'' Jiyong tekrarladı. ''Kaç gün oldu ama hala Seungri evden çıkar çıkmaz sepette saklanıyor.''
''Çünkü sana alışkın değil, ayrıca fazla hassas.'' Seunghyun söyledi.
''Benden nefret ediyor.''
''Siktir git, Jiyong.'' Adam gözlerini devirdi. ''O sadece bir kedi, ne bileyim belki Seungri'nin kokusunu falan sevmiştir.Abartmayı kes.''
''Kıskandın mı?'' Daesung sırıtarak söyleyince Jiyong ayağına sertçe vurdu.
''Evimden defol git.''
''Kıskandın!'' Daesung gülüp ayağını sakladı. ''Çünkü Seungri'den hoşlanıyor ve Seungri hep onunla ilgileniyor, seninle değil.''
''Evimden defolup--''
''Seni okşamamı ister misin, dostum?'' Youngbae kafasını okşayınca Jiyong hızla elini itti.
''Sakin ol, Jiyong.'' Youngbae güldü. ''İyi görünüyorsun.''
''Aşkla,'' Daesung başlayıp Seunghyun'u işaret etti.
''Birlikte~'' Seunghyun sırıtıp Youngbae'yi işaret etti.
''--parlıyorsun!'' Youngbae kollarını açıp ona doğru sırıtarak söyleyince Jiyong iç çekti.
''Şimdi ne oldunuz? Bir koro mu?'' Hala gülen adamlara aldırmadan ayağa kalktı ve ufak, renkli sepete yönelip, yerde onun önüne oturdu.
''Yani, durup bir bana bak.'' Kediyle konuşmaya başladı. ''Tatlıyım, yumuşağım, kesinlikle bir kedi insanıyım.''
''Tamamen delirdi.'' Seunghyun mırıldandı.
''Beni neden sevmiyorsun?'' Kediye sorduğunda yavru kedi bir anlığına durup ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Have All My Hoodies
ФанфикHerkesle sarhoş olabilirsin ama her zaman yalnız kusarsın.