Sessizlikle dans eden odanın ortasında duran Leonardo, bu gece uyumakta güçlük çekiyordu. Öğlenleyin içtiği buzlu çay boğazını yıpratmaya yetmişti.
Elini boğazına götürdü. Çok nadir hastalanırdı. Sağlığı konusunda oldukça dikkatli olmasına rağmen bu sefer es geçmişti anlaşılan. Yatağına uzandı. Yastığa gömdü kafasını. Bu rahat yastık bile acısını unutturmuyordu. Uykusu gelmişti fakat uyuyamıyordu. Yavaş yavaş yutkunmayı denedi. her bir deneme acısını ikiye katlıyordu.
Uzandığı yatağından doğruldu. Çalışma masasının üzerine bıraktığı siyah hırkasını geçirdi üzerine. Sıcak bir şeyler içerse ağrısının hafifleyebileceğini düşündü. Odasının karşısında duran kapıya bakarak sessiz olmaya çalıştı. Bu üç katlı malikanenin son katında annesinin ve kendisinin devasa büyüklükteki odası bulunuyordu. Ufak bir ses onu uykusundan edebilirdi. Hareketlerini minimuma indirdi. Sadece annesi uyanmakla kalmaz tüm hizmetçileride ayağa dikerdi. İşini kendi halledebilirdi. Yorgunluktan uykuya esir düşmüş bu insanları rahatsız etmek istemezdi.
Kapıyı çekti. Ve merdivenlerin loş ışıkları eşliğinde aşağıya indi.
Geceleri malikanenin karanlığa teslim olduğunu düşünüyordu.Ama zannettiği gibi değildi. Yoğun olmayan ışık ona bu ortamı sevdirdi.
Geceyi severdi. Sessizlik ve sadelikle bütünleşen her şeyi sevdiği gibi.
Daima aşırılıktan uzak olmuştu.
Merdivenler sonlandığında mutfağa doğru ilerledi.
Giriş katta bulunan mutfak neredeyse malikaneden bağımsız bir yerdeydi. Arka kısımda sonradan inşa edilmiş bir yapının içine oturtulmuştu. Ve mutfağın diğer kapısı hizmetçilerin kaldığı odalara açılıyordu.
Leonardo mutfağa yaklaştığında loş ışığın arasından süzülen keskin ışık huzmesini gördü.
Anlaşılan mutfakta biri vardı.
Hizmetçilerden biri olmalı diye düşünürken aklına bugün gördüğü hizmetçi kız geldi.
Anastasia...
Hector un ısrarı üzerine onu görmeye gitmişti. Birazda merakı sebep olmuştu. Gizemli Anastasia yı görmek için.
Evde daha önce hiç görmediği kızı gördüğünde şaşırmıştı. Üstelik ismine de aşina değildi.
Onu görür görmez kendini alamamıştı. Bakışları huzuru çağrıştırıyordu. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu kızda farklı olan bir şeyler vardı.
Hector kız geçip giderken Leonardo ya kızı nasıl bulduğunu sormuştu.
"Duru." demişti genç adam. Beliren tek kelime buydu aklında.
Aniden zihnini çalan Anastasia dan kurtulmak için kafasını toparladı Leonardo. Onu meşgul edecek bir mesele değildi. Anlık bir garipsemeydi Anastasia. Sadece ilk defa gördüğü için şaşırmıştı o kadar.
"Eminim ikinci kez gördüğümde hayatımdaki sıradan insanlardan biri haline gelecek." diye mırıldandı mutfağın kapısına gelmeden önce.
Aralık kalan kapıdan bakışlarını içeriye doğrulttu.
Ve tezgahın üzerine dirseklerini dayamış elmasını ısırmakta olan Anastasia yı gördü.
Leonardo zihninin bir oyunu olduğunu düşünse de hayal olamayacağının farkına vardı. Issız düşüncelerinin ortasında beliren kız şimdikarşısında duruyordu.
Bir adım geriye çekti kendini. Nedense içeriye girmekte tereddüt ediyordu. Bu kızın etrafındayken anlamsız davranışlar peydah oluyordu.
Kapının ince kolundan tuttu ve içeriye girdi yavaşça.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anastasia (Tr)
RomanceDün gece yarım bıraktığı işi tamamladı. Yavaşça dudaklarını ona yaklaştırmasını beklemeden genç kızın ensesinden tutarak kendine çekti ve tek harekette onu kendine hapsetti. Yumuşak dudakları kendi dudaklarında kaybolurken Anastasia da Leonardo da k...