İlk kez 3 gün üst üste yeni bölüm ekliyorum. 6. bölümün okuma sayısı da, beğeni&yorum sayısı da sadece 2 gün olmasına rağmen harika, gerçekten çok teşekkür ederim. :)
Bu arada Louis'e ben bile hikayeyi yazarken sövüyorum ama Zecky ilişkisinin başlaması için Louis'nin böyle bir gıcık abi olması gerekiyor. Ve Eleanor'ü sevenler varsa özür dilerim, hikayede yazdıklarım benim düşüncelerim değil, Becky'nin kendi düşünceleri..
Ve son olarak bölüm çok kısa çünkü ilham gelmedi sadece sizi kırmamak için yazmak istedim. Bir dahaki bölüm biraz gecikebilir..
İyi okumalar!
*******
"Tatile birlikte çıkıyoruz."
Bir saniye. Bu çocuk bana tatile birlikte mi çıkıyoruz dedi? Birlikte? Zayn ve ben? Paris'e birlikte gideceğiz?
"Zayn, gerçekten hiç komik değil. Bırak da bari gidip odamda abime doğru düzgün söveyim." Gözlerimi devirdim ve tam kapıya doğru ilerleken yine aynı şeyi yaptı: kolumu sıkıca kavradı ve bu sayede tekrar eski pozisyonuma gelmemi sağladı. "Ben gayet ciddiyim?" Dedi soru sorarcasına. Normalde olsa hoşlandığım çocukla tatile gitme düşüncesi bile beni çıldırtmaya yetebilirdi ama şu anda öyle hissetmiyordum. Bunun nedeni Louis'ydi. Eğer benim için en önemli şey olan şu lanet olası tatili boş verip sevgilisini tercih etmeseydi böyle hissediyor olmazdım. Gerçekten bu duygunun tanımı yoktu. Üzüntü? Hayal kırıklığı? Güven kaybı? Nefret?
Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Ama bildiğim bişey varsa o da şu ki, Zayn ile bu tatile çıkamam. Abimin yaptığı hayvanlığı onun telafi etmesine izin veremem. Zaten bu tatile Paris'i görmek için çıkmıyordum ki ben, abimle baş başa zaman geçirebilmek istiyordum, o kadar.
"Bak Zayn, gerçekten çok teşekkür ederim ama bu olmaz.. Yani benim bu tatili önemsememin sebebi yılda bir kezde olsa Louis'yi görebilmekti. Ama yinede gerçekten çok ama çok teşekkür ederim. Yani bu yaptığın çok.." "Kapa çeneni ve bavulunu alıp hemen yanıma gel." Dedi umursamazca. Tanrım bu çocuk ciddi mi? Yok yani anlatıyorum anlamıyor mu? "Anla--" "Zaman doluyor. Eğer sen almazsan ben bavulunu alır ve seni havaalanına sırtımda götürürüm!" Dedi 32 diş gülümserken. "Ah lanet olsun!" Diye bağırdım ve eve girip bavulumu kaptım. Dışarı çıktığımda arabasına yaslanmış ve yüzündeki o pis sırıtmayla bana gözlerini dikmiş bakıyordu. Yanına hızlı adımlarla gittim. "Sanırım, hazırız?" Diye sordu. "Sanırım öyleyiz." Dedim. Yumuşadığımı anlamış olacak ki kolumu ovaladı. "Bec, bak olanlar için üzgünüm ama gerçekten Louis'yi unutup, önümüzdeki tatilin tadını çıkarmalısın güzelim. O pezevenk için buna değmez." Son dediklerinin üstüne bir kahkaha patlattım. Bu kadar şirin olmak zorunda mıydı bu çocuk? "Haklısın. Onun cezasını geri döndüğümde vereceğim." Elini çakmak için havaya kaldırdığında ikimizde 'İşte bu!' diye bağırmıştık.
Zayn bavulumu alıp bagaja koyarken ben çoktan ön koltuğa oturmuştum. Arabası Harry'ninkiyle aynıydı. Klasik zengin araba modeli: Range Rover. Daha doğrusu sadece Harry ve Zayn'de yok. Niall, Liam ve Louis pisliğinde de var. Hatta annemde. Tabi annemin arabasını bazen çaldığım için kısmen benim de var. Ama tek bir fark vardı: Zayn'in arabası aynı onun gibi kokuyordu. Kokusunu nasıl biliyorsun diye salak bir soru sormayın lütfen. Louis sanıp üstüne atladım resmen. He tabi bir de artı olarak hafif bir sigara kokusu vardı ama o kadar rahatsız ettiği söylenemezdi. Düşük derecede olsa da astımım vardı ve fazla sigara içilen ortamlarda krize girebiliyordum.
3 dakika kadar sonra arabaya bindi ve arabayı çalıştırdı. Uzun süre süren sessizliği bozan o oldu. "Söyle bakalım, Louis'e nasıl işkenceler çektirmeyi düşünüyorsun?" Dedi minik kahkahasının arasından. Sanki hatırlatmasa olmazdı! En azından yumuşamıştım hatta sinirli bile değildim Lou'ya. Zayn'le 7 günlük bir tatil geçirecektim onun sayesinde hem. Benim sinirli olmamın sebebi önceden de belirttiğim gibi o yanında 'sevgilim' diye gezdirdiği para meraklısı, kahve sıçan sürtüğü bana tercih etmesiydi. "Hmm, bir düşünelim.. İlk önce ona sanki hiç kızgın değilmişim gibi bize davet edeceğim. Annemlerden gizlice dışarı çıkaracağım onu. Sonra cebimden çakıyı çıkarıp kalbinin hemen üstüne sokacağım- ki bu son yaptıkları bir kalbinin olmadığının göstergesi. Sonra, telefonunu, arabasının anahtarını, evinin anahtarını ve cüzdanını aldıp onu havuza atacağım ve annemlere yakalanmadan evden kaçacağım. Hemen--" "Tamam, yeter tamam. Sanırım gerisini tahmin edebiliyorum!" Dedi kahkahalarından ödün vermeden. Bu çocuk kahkaha atmasın, LANET OLSUN BU ÇOCUK KAHKAHA ATMASIN YOKSA ÖLÜRÜM ŞURACIKTA! "Emin ol, sen bunları yaparken, bende aynılarını Eleanor sürtüğünün üze.. Ah Tanrım, ben şey, ben öyle deme--" Bir anda yüzü düşmüştü çünkü büyük ihtimalle benimde bizimkiler gibi Eleanor'ü sevdiğimi falan sanıyordu. "Aman Tanrım Zayn!" Dehşetle gözlerini bana dikti. "Bak ben çok üzgünüm. Yan--" "Sen dalga mı geçiyorsun?! Sonunda Eleanor'ü sevmeyen birini buldum! O sürtüğe nasıl işkenceler çektirmek istiyorum bir bilsen!" Diye bağırdım. Aslına Harry'de Eleanor'den nefret ediyordu ama eğer o ilkmiş gibi bahsedersem belki daha çok eğlenirdik ha? Çok kasıyorsun B, fazla kasıyorsun.
"Sen ciddi misin?!" Diye sordu şüpheyle. Hala emin olamıyordu. "Tabiki de! O kızın Lou ile sırf parası için birlikte olduğu o kadar bariz ki!" Bir anda kahkaha atmaya başladı. Neden kahkaha attığını bilmiyordum ama bende ona katılmıştım. Sanırsam sinirimizi kahkaha atarak çıkarmaya çalışıyorduk ve acaip bir şekilde: bu işe yarıyordu.
"Kesinlikle öyle! Konuştuğundaki yapmacıklıktan bile anlaşılıyor bu!" Sesini incelterek Eleanor'ün klasik repliklerini söyledi: "Kahve isteyen var mı? Ah LouLou çok komiksin bebeğim! Seni çok seviyorum Lou Bear!" Ve Louis'e taktığı başka saçma lakaplar.. "Belkide bu tatili birlikte yapacak olmamız iyi oldu ha?" Diye sordu kahkahalarını yatıştırdığında. "Kesinlikle öyle!"
*******
"Bu kaçıncı Paris'e gidişin olacak?" Elimle çenemi kaşıdım ve düşünüyormuş gibi yaptım. "Hmm.. Sanırım 15 ya da 16 gibi birşey. Peki ya sen?" Heralde 100 milyon kez falan gitmiştir. Sonuç olarak konserleri oluyor, turları oluyor, imza günleri oluyor.. "Aynen. Ya 15 ya 16 kez. İş için 10 kez falan gittim diğerleri de tatil amaçlı." "İlişkin nasıl gidiyor Zayn?" Diye sordum bir anda. Neden bir anda böyle bir soru sordum bilmiyordum. Yanaklarımın al al olduğundan emindim. "Şey.." Bu soruyu beklemiyordu ve nedense bir anda yüzü düşmüştü. "İyi. İyi gidiyor." Resmen kestirip atmıştı. Sevinse miydim üzülse miydim bilmiyorum. Sonuçta benimki basit bir hoşlantı ve onlar.. evlenecekler. Benim canım istiyor diye bir ailenin birleşmeden dağılmasına izin veremem. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Üstelemek anlamsızdı. Ben de aynı şeyi yaptım. "İyi o zaman."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother Trouble
Fiksi PenggemarLouis Tomlinson'ın kız kardeşi ve Harry Styles'ın en iyi arkadaşı olarak hayallerinin peşinden koşmaya çalışan Becky'nin hikayesi.