Ellerimdeki sersem kelepçeleri izlemeye devam ederken Bay Lorenzo otoriter bir tavırla boğazını temizledi. ''Bay Ruttledge! Yine mi?'' Bu dar ve sarının en iğrenç tonuyla boyanmış odadan nefret ediyordum. Elindeki belgeleri karıştırmaya devam ederken tam karşıma oturdu. Göz devirdim. Bu adam her seferinde çörek ve kahve gibi kokmak zorunda mıydı? Kendisinden iki adım önde ilerleyen koca bir hamburger göbeği vardı ve seyrek saçları gün geçtikçe daha da sevimsizleşiyordu. Onu seksenlerin en rüküş kombini içinde hayal ettim. Yüzümde oluşan istemsiz sırıtışın ardından bana beklentiyle bakarak kaşlarını havaya kaldırdı. ''Bir sorun mu var, Bay Ruttledge?'' Tanıdık İspanyol aksanını duyar duymaz yüzümü ekşittim.
''Artık şu resmiyetten kurtulsak nasıl olur, şerif?'' Gülmeye devam ettim. ''Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz. Aramızda bir bağ oluştuğunu sanmaya başladım. Lütfen! Bana Albert diye seslenin, rica ediyorum.''
Elindeki belgeleri masanın üzerine sertçe bıraktı. ''Ruttledge, tam bir baş belasısın. Senden ve uyuşturucularından bıktım.''
Kaşlarımı şaşırmışcasına havaya kaldırdım. ''Ah, merakımı mazur görün ancak beni kaç yıl daha o aptal demir parmaklığın ardına kapatacaksınız? Çünkü bu kasvetli odada zaman kaybediyorsunuz.''
Alaylı konuşmam sinirini bozmuş olacak ki -tahrik edici cümleler yaptığım en iyi şeydi- çenesinin kasıldığını fark ettim. Önündeki belgeleri karıştırırken söylenmeye başladı. ''1 Nisan 2011, İskoç Yerel Bankası'na silahlı soygun...''
''Yapmayın, 1 Nisan'ı nasıl kutlamamızı bekliyordunuz?'' diyerek sırıttım. Bay Lorenzo beni aldırmadan devam etti. Eğer ellerimi hareket ettirmeme engel olan şu iki demir parçasına sahip olmasaydım onu duvara fırlatıp erkekliğini koparırdım.
''Kokain ihracatı, kundaklamalar, kapkaççılık, iz bırakmadan yapılan ancak içinde parmağın olduğunu adım gibi bildiğim sayısız seks işçisi cinayetleri... Ruttledge, sen hapishaneye girmeyi hak etmeyecek kadar adi bir herifsin!''
''Bununla övünmezdim,'' diyerek omuz silktim. ''Ama teşekkür ederim.''
''2010 yılında resmi olarak belgelenmiş bir cinayetin olduğunu biliyoruz,'' diyerek sayfaları karıştırdı. ''11 Mart 2010... Sadece on altı yaşındaydın. Öz babanı başından vurdun.''
''Hafıza kaybı yaşamadığıma göre bunu bana neden hatırlatma gereği duydunuz, bayım?'' diyerek kaşlarımı çattım. Bakışlarımı adamın kırışmış suratından ayırmazken öfkeyle dişlerimi sıkıyordum. Bu adamın kafasını koparıp götüne sokmak isterdim. ''2010 yılında bir buçuk sene hapis yattın,'' diyerek devam etti. ''Daha sonra öz annen Bayan Laurent'in hakkına açtığı davayı kazanarak ıslahevine kapatılmak yerine Edinburgh Psikiyatrik Kliniği'ne nakledildin.'' Bayan Laurent... O kadından ölesiye nefret edecektim. ''Dört ay boyunca tedavi altında kaldın. Düzeldiğini düşündüler. Oldukça akıllısın, Ruttledge.'' İlk defa yüzünde bir sırıtış meydana geldi. Tüm bu lanet olası suçların ardından paçamı anca o saçma deli belgesi kurtarabilirdi. Eh, en azından bir vakte kadar işime gelmişti. Daha sonra bankaya yaptığım ufak şakam sonucunda hapsi boylamıştım ama kaçmak üzereydim! Eğer bu göt herif benden bu kadar nefret ediyor olmasaydı...
''Bununla övünürdüm,'' diyerek yamukça sırıttım.
Aynı otoriter tavırıyla bir kez daha boğazını temizledi. ''Artık sizinle ilgilenmeyeceğim için ne kadar mutluyum bilemezsiniz,'' dedi resmiyet dolu bir sesle. ''Tanrı'ya şükür, Bay Ruttledge! Büyük Britanya'nın Birleşik Krallık ülkesi İskoçya'dan sınır dışı edildiniz. Sizi İngiltere'de oldukça güvenlikli ve harikulade bir hapishaneye sevk edeceklerine eminim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀Zehirli Sarmaşık ⚥
Mystery / Thrillerİskoçya asıllı bir seks ve uyuşturucu bağımlısı olan seri katil Albert Ruttledge'ın zamanla düşüncelerine karşı gelmesi ve sevmeyi öğrenmesi planlarının gidişatını değiştirecektir. 🔞Argo, şiddet ve cinsel içeriklidir.