I

2.5K 56 4
                                    

Aynanın karşısında önüme düşen buklelerimi bir kez daha geriye atarak kızarmış gözlerime baktım. Koyu renk gözlerimin çevresinde belirginleşen damarlar yumruk yemişim gibi kızarmış iki bilardo topuna benziyordu ya da ben uyduruyordum. Musluğu açıp yüzüme su vurarak kendime gelmeye çalıştım. Sakallarımdan boynuma ve boynumdan göğsüme ilerleyen soğuk su beni biraz da olsa canlandırdı. Sikeyim, kokainim bitmişti ve bu boktan ülke uyuşturucuya karşı fazla uyanıktı! Ne bekliyordum ki? İskoçya kokain tüketiminin ülkesiydi. 

Bavulu sürükleyerek lavabodan ayrıldım ve İngiltere, Londra uçağının piste vardığını bildiren anonsu işiterek ilerlemeye başladım. İlerlerken gözüm sağ tarafımdan yürüyen ve her saniye beni izleyen adama kaydı. Gidiyordum işte, lanet olası herif! Bay Lorenzo'nun söylediğine göre İngiltere, İskoçya Büyük Britanya ülkesinden olduğu için, davamı satın almıştı ve bana vatandaş kimliği vermişti. Müebbet hapis cezamı karşılayacakları için vatandaş olarak kabul etmişlerdi; ne de olsa verilen birkaç milyon para iş görürdü daima. Sözde daha iyi ve güvenlikli bir hapishane hayatı yaşayacakmışım; fakat izimi kaybetmenin yolunu her zaman bilirdim ben. Fazla uzun sürmeyecekti. Yakın zamanda uyuşturucu krizim tutmadan bir şeylerle vücudumu yerine getirseydim de iyi edecektim.

Gözlerimi kısarak yanımda duran ve polis bürosunda sürekli kurabiye yiyen herife tehditkar bir bakış attım. Elimde olsaydı şuanda o kurabiyelerden birini götüne sokardım. Sikik herif, sanki kaçacakmışım gibi bakma! Bunu koca hava alanının ortasında yapacak kadar aptal değilim.

Güvenlik biletlerin yarısını yırtıp kontrolünden sorumlu polise geri verdi ve koridora giriş yaptım. Sürekli beni süzen herife göz devirip derin bir nefes alarak uçağa giriş yaptığımda ise sarışın seksi bir piliç önce yanımdaki budalaya ve ardından bana dönerek gülümsedi. ''Hoş geldiniz, efendim.''

''Oldukça hoş buldum, sarışın.'' Kadının kızaran suratı karşısında yamukça sırıtarak uçağın içine doğru ilerlemeye başladım. Ah Tanrım, ne kadar belalı da olsan caziben varsa rol model dahi yapıyorlardı seni!

Oturduğum koltuğun numarasına göz attım. F13 mü? Yüce İsa, bu nasıl bir koltuk numarasıydı? Uçak düşerse ve sadece ben geberirsem buna şaşırmamaları gerekirdi. Bu lanet sayıyı yok etmeleri gerekiyordu. Aslında lanet ve kader inancıma ters düşen terimlerdi ama on üç sayısı bir istisnaydı ve uzun sürmeyen lise dönemim boyunca aldığım o lanet notu ifade eden harfle yan yana görmek pek de iç açıcı sayılmazdı, değil mi?

Cam kenarındaki koltuğa yerleşip kelepçelenmiş elimde zorlukla taşıdığım çantayı hostese verdim. Sarışın kadın üst kapağı dikkatlice açarak çantayı içine bıraktı. En son ne zaman uçağa bindiğimi hatırlamıyordum. Glasgow sınırlarından çok ayrılmazdım. Hatta sadece Edinburgh'a gitmek için uzaklaşmıştım. İskoçya güzeldi. Gece kulüpleri ve arka sokakları, güzel kadınları ve onlarla yaptığım tahrik edici danslar Albert Ruttledge'ı çok arayacaktı.

Burnuma yayılan çilekli kadın parfümüyle yanımdan geçen esmer pilice göz kaydırdım. Hemen karşı koltuğa oturdu. Dikkatle onu izledim.

''Su içen kadın fetişi?'' dedi dudaklarını su şişesinin ağzından ayırdıktan hemen sonra. Kaşlarımı çattım. Eğer bu esmer kızla bir gece kulübünün kirli lavabo koridorunda tanışsaydım onu duvara yapıştırıp becerme gereği duymadan kafasını uçururdum. Kendini ne sanıyordu?

Güldüm. "Demek Fransız'sın, iyiymiş. Aksanını beğendim, Bayan Eyfel Kulesi." Yanımda duran göt polis bozuntusu boğazını temizledi. Hemen ona döndüm. "Ne var, dostum? İnsanlık ölmedi demek ki; şurada iki çift laf ediyoruz!" Kadın da hafifçe gülünce önüme döndüm. Muhtemelen beni ruhsatsız silah bulundurduğum için tutuklanan biri falan sanıyordu. Her şekilde pilicin cesaretine hayran kalmıştım. Daha önce benimle sohbet etmeye yanaşan çok insan tanımıyordum.

''Sayın yolcularımız, uçağımız kalkmak üzeredir. Lütfen kemerlerinizi bağlayınız. İyi yolculuklar dileriz.''

Kemerini taktıktan sonra tekrar ona döndüm ve gözümün ucuyla ne yaptığını seyrettim. Çantasından bir kitap çıkardı ve su şişesini de içine geri bıraktı. Yeşil gözleri -izlendiğini fark etmiş gibi- siyah gözlerimle çakıştığında hafifçe gülümsedim ve tekrar önüme döndüm. Bir şeyler planlayıp şu aptal sevk işinden kurtulmam gerekiyordu. 

🥀Zehirli Sarmaşık ⚥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin