🥀Zehirli Sarmaşık ⚥

V

Ona döndüğümde bronz teninin endişeyle beyazlaştığını fark ettim. Dalgalı kahverengi saçları terden yüzüne yapışmıştı. ''N-ne?''

Yatağın üstünde uzanan mayışmış kızın diğer koluna sapladığım şırıngayla eroini damarlarına aktardım. ''Ama şuan arkadaşın biraz beni keyiflendirecek,'' diyerek yarım ağız sırıtarak Ivy'e döndüm.

''Hayır!'' diyerek ağlamaya başladı. Yeşil gözlerinden akan her damlayı keyifle izledim. ''B-bunu ona yaptırma. Lütfen! Bırak bizi yalvarırım!''

Ona kulak asmak yerine önümde uzanan kızın sarı saçlarını zevkle kavradım ve üstüne çıkıp pantolonumun fermuarını açtım.

''Kötü olmak zorunda değilsin. Lütfen,'' diyerek elinin tersiyle gözlerini sildi. Alayla sırıtarak ona dönerken bir yandan baksırımı aşağı sıyırdım.

''Oh, bir Fransız'dan hayat dersi alıyorum demek?'' Kızın yarı açık gözleri beni seyrediyordu. Saçlarından çekerek onu kaldırdığımda acıyla inledi.

''Ağzını aç, bebeğim,'' diye emir verdim ağzındaki bandı sıyırdıktan hemen sonra. Boğukça inleyip geriye doğru gitmeye çalıştığında yanağına sertçe tokat attım. ''Aç o sikik ağzını ve tecrübelerini biraz da benim üzerimde göster geri zekalı!''

Ağzını açtığında gözlerinden akan yaş dudağının kenarından boynuna doğru ilerledi. Onu daha sıkı kavrayıp kendimi dudaklarının içine teslim ettim. Bedenimi hızla ileri geri ittirirken boğukça inledim.

Ivy'nin çığlığı kulaklarımın içinde yankılandı. ''Kes sesini, aptal. Burada kimse sana yardım etmez,'' diye geveleyerek hızlandım. Saçlarını daha sıkı kavradım ve kendimi içine sertçe ittim. İnanılmaz Güzellik bileklerini kurtulmak istercesine oynatırken acıyla inledi. Kaçmaması için ensesinden tutup ağzının içine boşaldığımda sıvıyı yutması için onu tutmaya devam ettim. ''Yut onu,'' diye fısıldadım. Başını iki yana salladığında saçlarından çektim ve kendime yapıştırdım. Kızarmış gözleri acıyla dolduğunda yuttuğunu hissederek içinden çıkıp bandı ağzına tekrar yapıştırdım. Başucunda duran çantanın içinden aldığım yeni şırınganın dozunu arttırdım ve kızın bileğini sertçe kavradım. İnleyerek geri çekilmeye çalışsa da cıkcıklayarak başımı belli belirsiz iki yana salladım. ''Şşş! En azından gebermeden önce Albert Ruttledge ile oral seks yaptın, çirkin prenses.''

Şırıngayı beklemeden damarına sapladım ve eroinin damarlarından yola çıkmasına izin verdim. Vücuduna bir anda aldığı yüksek dozda eroin ona birazdan büyük bir baş ağrısı verecekti, karnı kasılacaktı ve gözlerini kapatamadan geberecekti. ''Arkadaşın güzel bir ölümü hak ediyordu ve ben de ona altın vuruşun zevkini tattırmak istedim. O artık bir Uyuyan Güzel ve prensin öpücüğünü ölmeden önce tattı.''

Ivy'e doğru döndüğümde yeşil gözlerinin kıpkırmızı olduğunu fark ederek keyifle sırıttım. Çantanın içinden çıkardığım kırbacı elimin arasına aldığımda gözleri korkuyla büyüdü.

Ona doğru yaklaştım ve ellerimi üzerindeki bol tişörtte gezdirip beklemeden yırtarak bir kenara fırlattım. ''Benden uzak dur, psikopat!'' diyerek geriye doğru adım attı. Bakışlarımı dolgun göğsüne doğru kaydırıp dudaklarımı ıslattım. ''Eğer,'' diye fısıldadım tehditkar bir tonda. ''Bir daha bana bağırırsan sana neler yapabileceğimi söylememiş miydim, Zehirli Sarmaşık? Yapraklarını yolmamı ister misin bakayım?''

Ellerimi belinden kalçalarına indirip ince kumaş eteği parçalara ayırdım. Korkuyla bir adım geri atarken kalçalarını kavrayan ellerimle onu kendime bastırdım. Onun bir kez daha ağlamasını görmeye ihtiyacım vardı. Bir kez daha önümde ağlamalıydı ve böylece göğsüne kadar inen göz yaşlarını seyredebilirdim.