Oluşturduğum listedeki ilk gece kulübünün önüne arabayı durdurduğumda el frenini hızla çekerek arabadan çıktım. Ivy'nin beklentiyle bir süre için arabanın içinde durduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çatarak camına sertçe tıklattım.
''Gelmeyi düşünüyor musun yoksa çıkarmamı ister misin?'' Elimdeki kağıt parçasında göz atmaya devam ederken kulübün girişine doğru ilerledim.
Oluşturduğum listede en ünlü ve ilk ona giren gece kulüplerinin isimleri ve adresleri bulunuyordu. Masaüstü bilgisayarında tek tek araştırmamı yaparken öylece beni izlemişti. Ben ise biraz sırıtmış ve hazırladığı sütlü kahveden yudum almıştım. Beni keyiflendirmesi hoşuma gidiyordu. Belki de aklından benden nasıl kurtulacağı geçiyordu ama bunun için adım atarsa sonu fena biterdi. Hapsi boylasam dahi onu gebertmek için gerekirse Edgard'a tüm mirasımı verirdim.
Ivy'i hızlı olması için kolundan kavrayarak ızbandut kılıklı heriflerin arasından geçirdim. Kulübün içi mor ve siyah renkleriyle çevriliydi ve bir köşede de DJ platformu vardı. Yüksek sesli müzik kulaklarımı beceriyordu ve vücudumun titremesine neden oluyordu. Ivy'nin kolunu bırakmadan kalabalığın arasında ilerlemiş ve bar tezgahına oturmuştum.
Eğer elimde herhangi bir resmi olsaydı çıkarıp kadının ismini rahatça sorabilirdim. Onu bulduğumda birkaç çıplak resmini çekip albüm yapacaktım. ''Ahbap,'' diyerek boğazımı temizlediğimde, barmen kaşlarını kaldırarak bana döndü. Göt herif! Herhalde evsiz gibi göründüğüm için bana cevap vermemişti. Zorla gülümseyerek ona elimle yaklaşmasını söyledim. ''Bodrum katında kaçak olarak çalıştırdığınız fahişelerin olduğunu biliyorum, adamım. Eğer soracağım kadın hakkında bilgi vermezsen düzdüğüm ilk erkek olursun,'' diyerek tükürürcesine konuştum ve aklıma gelenlere yüzümü buruşturdum.
Bir süre öylece beni izlediğinde öfkeden çenemin kasıldığını hissettim. Bu sikik herifi konuşturmak için yumruğumu yüzüne isabet ettirmem falan mı gerekiyordu? Bana başını belli belirsiz salladığında memnuniyetle sırıttım.
''Nadeen Lefebvre,'' diyerek parmaklarımı tezgahın üzerinde tıkırdattım. ''Onu tanıyor musun?''
''Fransız yok,'' dedi kesin bir tavırla. ''Hepsi İrlanda göçmeni, efendim.'' Onu başımla onayladım. Lanet olası fahişeyi hangi cehennemde bulacağımı bilmiyordum ama bundan vazgeçmeyecektim. Eğer gebermişse bile cesedini gözlerimle görecektim. Ivy'e doğru döndüğümde ne zamandır üstümde olduğunu bilmediğim bakışlarını başka yere çevirdi. ''Martini,'' diyerek barmene döndüm tekrar. İçinde şarap olduğunu düşünerek Ivy'nin içebileceği bir içki seçmiştim; aksi takdirde sarhoş bir kadınla uğraşabilirdim ve bu beni kesinlikle deli ederdi. ''İki kadeh.''
Barmen saydam renkli ve içinde birer zeytin ile şemsiyeli pipeti olan içkiyi önümüze servis ettiğinde Ivy bir süre pipetle oynadı ve içkiden küçük bir yudum aldı. Onu izlemeyi kesip kokteylden büyük bir yudum içtim. Muhtemelen beni tanımıyor olsaydı dönüp ''içki içen kadın fetişi?'' gibi bir şey zırvalardı ama bunu yapmak yerine susmayı tercih etti. En azından artık nasıl biri olduğumu ve neler yapabileceğimi öğrenmişe benziyordu. Espriden yoksun bir adam değildim; sadece limitlerim vardı.
''Ailenle neden kavga ettin, Ivy?'' diyerek ona döndüm içkiden bir yudum daha aldıktan hemen sonra. Bir süreliğine doğrudan gözlerimin içine bakarak sustuğunda tek kaşımı havaya kaldırdım.
''Şey,'' diye geveledi öfkelenmeye başladığımı fark edince. ''Annem... o biraz fazla üzerime düşer,'' dedi sessizce. Onun bu halini görünce istemsizce sırıttım. ''Beni her şeyden o kadar çok korumaya çalışıyordu ki artık buna katlanamaz hale geldim. Ben de evi terk ettim.'' Bir katille bu kadar korkusuzca ve hiçbir şey olmamış gibi soğukkanlı bir tavırla sohbet edebiliyor olması işinden kaynaklanıyor olmalıydı.
İçki bardağını kavrayarak bir yudum daha aldım. ''Annene bunu yaptığı için hak verirdim,'' diyerek sırıttım. O küçük bir çocuk kadar saf, geveze ve korumasızdı. Bu hoşuma gidiyordu. ''Eğer onlarla kalsaydın sana bu kadar kolay sahip olamazdım.''
''Bu şey konusunda nasıl yardım etmemi istiyorsun?'' diyerek içkisinden küçük bir yudum daha aldı. Huysuz ve arsız davranışlarının yerini uysallık doldurmuştu. Onun bana karşı itaatkar ve uyumlu davranışları sakinleşmemi sağlıyordu.
Omuz silktim ve yüzüme büyük bir gülümseme ekledim. Bakışları sadece bir an için dudaklarımın çevresinde oluşan çukurlarda oyalanıp tekrar gözlerimi buldu. Onun kaçamak bakışları kasılmama neden oluyordu. ''Oldukça basit,'' diyerek yamuk bir gülümsemeyle sırıttım. ''Bana evinde bir oda ayırmakla başlayabilirsin.'' Endişe dolu yüzünü görünce iri ellerimle bacaklarını kavradım. ''Endişelenme, bebeğim; elektrik faturaları benden.'' Göz kırpınca kaşlarını çattı. Dudaklarım istemsizce bir kez daha yukarı kıvrıldı. ''Kurallar,'' diye fısıldadım. ''Albert Ruttledge'ı öfkelendirmenin bedelini iyi bilirsin, güzelim. Uslu bir kız ol ve sahibine itaat et.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀Zehirli Sarmaşık ⚥
Mystery / Thrillerİskoçya asıllı bir seks ve uyuşturucu bağımlısı olan seri katil Albert Ruttledge'ın zamanla düşüncelerine karşı gelmesi ve sevmeyi öğrenmesi planlarının gidişatını değiştirecektir. 🔞Argo, şiddet ve cinsel içeriklidir.