🌏 3.9 in my veins

4.2K 297 162
                                    

Medya;Andrew Belle-In my veins


Not:Kafamın içinde birbiriyle savaşan iki kişi olduğu için onların gürültüsü eşliğinde yazdığım bu yeni bölümün çoğu yerini silip,tekrar tekrar yazdım çünkü artık bu boğucu havanın biraz yön değiştirmesi gerektiğini hissettim.Bilmiyorum nasıl oldu,yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor sizi öpüyorum ^^  Yeni bölümü oy +40 olduğunda yayınlamayı düşünüyorum :')

*


Arien ve Arven.

Aramızda bir harfin ötesinde kocaman uçurumların olduğunu düşünüyordum onu tanıdığım ilk günden beri,bir adamın ruhunun mavisine bulanmış iki yırtık ruhtan ibaret iki kadındık biz sadece.Kendime hiçbir zaman Arien'in yaptıklarını yapmayacağıma dair sözler vermiştim,Min Yoongi'yi onun getirdiği halden çekip kurtaracaktım ve bir enkazdan nasıl saray inşa edilir herkese gösterecektim.Ama bütün çabalarıma rağmen enkazın altında kalan ben olmuştum,o masalsı aşka sahip olansa artık istemediği halde Arien olmuştu.

Yüksek binalara olan tutkum doğduğumdan beri beni balkon korkuluklarından sarkmaya itmişti.Ve nasıl bir kıyafetin içinde olduğumun,nasıl bir durumda bulunduğumun hiçbir önemi olmaksızın gökdelenlerin tepesinden okyanusa bakan bu balkonda durmanın bana garip bir haz verdiği gerçekti.Beni ölüme yakın hissettiriyordu.Gökyüzünün ve okyanusun çok uzaktaki ufuk çizgisinde birleşimi,bana her şeyin sonu olan ölümü anımsatıyordu.

Saçlarımın uçuşmasına sebep olan rüzgar denizin tuzlu tadını dudaklarıma yapıştırıyordu.İçerdeki gürültüye rağmen,bu balkon bana dinginliğiyle namsan kulesini anımsatmıştı.Yoongi'nin çekimine kapılmaya başlamıştım bile işte.Sırf bu yüzden ne kadar uzun süredir kendimi ondan uzak tutmaya çalıştıysam da karşıma ekranların ardından çıkan görüntüsü bile ağlama krizlerine tutulmama sebep oluyordu.Ama onu kanlı canlı görmek bambaşka bir boyuttu, karşımda gördüğümde onu sevdiğim her bir an içimden geçmeye başlamıştı,sevgimin körüklendiği,arttığı,bedenimi ele geçirdiği her an,bana özel olan gülümsemeleri,baş döndürücü fısıldamaları ve herkese buz gibi duran kalıbının ardından eriyen ılık yanlarına dokunmama izin verdiği o bütün anılar.

"Bunu söylemeye hakkım olmadığını düşünüyor olabilirsin Arven..ama onu neden bıraktın?"

Sesi boşlukta çatlar gibi bana ulaştığında ona dönüp hayretle bakmaktan kendimi alamadım,ama dilimin ucuna kadar yuvarlanan 'senin yüzünden' kelimelerini sımsıkı tuttum.Bu geçen zamanda onların neler yaşadığını bilmiyordum,yalnızca kendi acımda kavrulmuştum ama yine de nedenini bilmeden karşımdaki mutlu kadının hayatını mahveden kişi olmayacaktım.

Bir ayrılığın en ince yanı bu ayrılığın sadece tek bir yanını yaşıyor olmaktır,diğer anıların içinde birlikteyken bir ayrılıkta her iki taraf da farklı birer yolda yürümeye başlamış olurlar,ve birbirlerinin yollarında neler olduğunu bilemezler.Gecelerce ağlarken acının sana düşen payını yaşıyorsundur,ayrılığın sana düşen payını.

Bana bakarken bile gözlerinin mutluluktan ışıl ışıl olduğunu gördüm ve içimdeki en insani yerimden yükselen kıskançlık dalgasıyla titredim.Hem gözleri hem de dudaklarının kenarındaki kıvrım mutlulukla ışıldarken karşımda sevilmenin etkisiyle her gün daha da güzelleşen bir kadın duruyordu.

Acaba Min Yoongi şu an bizi izliyorduysa ne düşünüyordu? Hangimiz daha güzeldik?  


Blue Morn ☁ mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin