Dean'den
Onu öpmeye başladığımda bana karşılık vermemişti ki bu biraz sinir bozucu.
Sonrasında beni sertçe itti ve yanağımda bir acı hissettim. Güzel, sonunda kendime gelebildim. Sanırım ihtiyacım olan şey buydu.
"Sen ne saçmalıyorsun böyle? Buraya bunun için gelmedim ben."
Ayaklandığında bir süre öylece ona baktım.
"Üzgünüm dememi filan beklemiyorsun değil mi? Ben üzgün olmam."
"Senden hiçbir şey beklemiyorum ben." Çantasına uzandığında çantayı tutup arkama atmıştım.
"Napıyorsun?"
"Konuşacağız."
"Özür dilemediğin sürece oturmayı düşünmüyorum."
"İyi." Çantayı alıp onun eline tutuşturdum. "O zaman gidebilirsin."
Çantayı elimden alıp kapıya doğru yönelmiş olsa da bir süre öylece kapıda durmuştu. Sonrasında sinirle mekanın bar kısmına gidip kendine bir içki aldı.
Bir yandan içkisini yudumlarken bir yandan da bana bakmayı ihmal etmiyordu.
Nedense bende gözlerimi onun üstünden çekmedim.
Yaklaşık bir on dakika geçmişti ki Katherine'in yanına mekandan birileri yanaşmaya başlamıştı. Katherine onları büyük bir özveriyle savuşturmuş olsa da hala öylece kıza bakıyorlardı.
Katherine rahatsız olmuş olacak ki sonunda ayaklanıp mekanın çıkışına yönelmişti ama gruptan birisi Katherine'in peşinden çıkışa yöneldi.
Tamam bu kadar sakinlik yeter Winchester.
Biramın son yudumunu da içip hızla kapıya yöneldim.
Katherine ve şu ergen tipli genç biraz ilerdelerdi. Sanırım gencimiz onu evine bırakmak istiyordu.
"Hey kızı rahat bırak artık." Diyerek yanlarına gitmiştim. "Ben eve bırakırım onu."
"Sen kimsin be?"
Cebimdeki kimlik kartını çıkarıp ona tuttum.
"FBI mı?" Bir bana bir Katherine'e bakmıştı. Sonrasında direk yanımızdan uzaklaştı. Bu çok kolay oldu.
"Korumana ihtiyacım yoktu."
"Yine de seni eve bırakacağım." Onu kolundan tutup yavaşça peşimden sürüklemeye başlamıştım. İtiraz etmeden peşimden geldi.
Arabadaki yerimi aldığımda Katherine bana bakmadan "Eve gitmek istemiyorum." Demişti. "Başka bir yere gitmek istiyorum."
"Nereye gitmek istersin?"
"Bilmiyorum. Araba ile dolaşalım biraz. Öylece bir yerde duralım sonra, nerede olduğunun bir önemi yok. Yalnızca bugün o yatağa girmek istemiyorum."
"Pekala" Deyip arabayı çalıştırdım. "Yol nereye götürürse artık."
...
Uzun süre hiç konuşmadan yol almıştık. Sonrasında sahil kenarına arabayı çekip kontağı kapadım.
"Burası iyi mi?"
Kafasını evet dercesine sallamıştı. Hava hala zifiri karanlıktı ama sahil boyunca uzanan ışıklar gecenin karanlığını az da olsa kırıyordu.
"Burası iyi ama ben iyi değilim." Diye söze başladı Katherine. "Her gece kendime bugün daha iyiydin diyorum ama her sabah yastığım ıslak uyanıyorum. Gözlerim şiş, kızarık... geçti dediğim ölçüde her şey üstüme yıkılır gibi oluyor."
"Geçmez, boşuna öyle diyerek avutma kendini. Hiçbir şeyin geçeceği yok. Daha da kötü olur her şey."
"Az önce saçmaladım biraz ve sana tokat attım. Aslında sana karşı hep saçmalıyorum Dean, gerçekten üzgünüm. Senin yaptığın bir şey yok."
"Senin de özür dilemene gerek yok."
Dönüp ona baktığımda saçlarını yavaşça geriye attığını görmüştüm. Sonrasında yüzünü bana çevirdi.
"Aslında son zamanlarımın en güzel şeylerinden birisi sensin."
Yüzüme elini yerleştirip yerinde hareketlendi ve dudaklarıma küçük bir öpücük atıp hafifçe geri çekildi.
"İyi geceler Dean."
Tekrar kendini koltuğa bıraktı ve koltuğu hafifçe yatırıp gözlerini kapadı. Kollarını vücuduna sardığında hızla üstümdeki ceketi çıkarıp üstünü örtmüştüm.
Uyuduğuna emin olana kadar da onu izlemiştim. Nefes alış verişi yavaşladığında ise uyuduğunu net bir şekilde anlamıştım.
Bugün eğer Katherine yanıma gelmese büyük ihtimal başka birisinin yatağında uyuyor olurdum.
Ama şu an evimdeyim, Impala'da.
Ve bu iyi hissettiriyor.
Yanında tanımadığım birisi değil de Katherine yatıyor.
"Bu arada Katherine." Dedim uyuduğuna emin olduğum için. "Özür dilerim."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfic"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....