İçimdeki Ses

46 8 0
                                    


     Aslı'nın babası aylar geçsede ikna olmamıştı olanlara. Aslı ile Kerem gizli saklı görüşmelere devam ediyordu.

    Aslı bir kaç gündür kötü kötü rüyalar görüyordu ve geceler kabuslar yüzünden ona zehir olmaya başlamıştı. "Hayırdır inşallah" desede içini bir kurt kemirmekteydi.

                                 ***
    O gün Aslı telefonunu evde unutmuştu. Bu yüzden okul da iken Kerem ile arkadaşının telefonundan görüşmüşlerdi. Daha öncede yaptıkları bu şeyin başına açacağı dertlerden habersizdi Aslı.

        Aslı tesadüfen arkadaşının telefonunda mesaj bölümüne girdi veee kafasından aşağı sanki kaynar suların döküldüğünü hissetti. Taa parmak ucuna kadar.

    Mesajdaki numara Kerem'indi. Ve mesajları okudukça çılgına döndü Aslı.
Arkadaşından hesap bile soramadan yere yığıldı.

    Sonra bütün arkadaşları, hocaları etrafına toplandı. Aslı bütün sesleri duyuyordu ama gözlerini açamıyordu. Gözlerinden ırmaklar gibi yaşlar süzülüyordu sadece.

      Sınıf öğretmeni ve okulun rehber öğretmeni Aslı'yı apartopar hastaneye götürdüler. Aslı hala kendine gelmemişti. Öğretmenleri ailesine haber vermişti. Ve doktorlar Aslı'yı gözlem odasına alıp muayene etmeye başladılar.

                                 ***

   Biraz sonra Aslı'nın ailesi de hastaneye gelmişti. Doktordan bilgi almak için çabaladılar.

    Doktor "sakin olun henüz testler, tetkikler bitmedi, sonucu söylemek bunun neyden kaylandığını anlamak güç" dedi ve uzun koridordan uzaklaştı.

    Aslı'nın annesi koşar adımlarla öğretmenlerin yanına gitti, neler olduğunu öğrenmeye çalıştı. Aslı'nın öğretmenleri olanları anlattılar.

    Aslı'nın annesi "acaba Kerem'le aralarında bişey mi oldu" diye düşünüyordu. Ve doktorun sesi ile kendine geldi.

    Doktor Aslı'nın ailesine "endişe edecek bir şey yok, kan değerleri normal fakat..." Aslı'nın ailesi "fakat ne?" diyerek doktorun konuşmasına izin vermediler.

     Doktor "sakin olun lütfen. Kızınız ufak bir tramva geçirmiş. Aşırı stres onu bu hale getirmiş olabilir. Yakın zamanda üzüldüğü, kendisini yorduğu bir mesele olduysa bu sebeb olmuş olabilir.

     Bir kaç ilaç verdim, mümkünse kendisini yormasın ve stresten uzak dursun. Size önerim bir psikologa başvurmanız. Geçmiş olsun." diyerek oradan uzaklaştı.

    Aslı bütün bunlar yaşanırken gözlerini açmıştı. Ailesinin bütün sorularını yanıtsız bırakıp  sadece ağladı.

   Aslı'nın annesi eşine suçlu gözlerle bakmaktadı. Babası ise Aslı ve Kerem'in ilişkisine karşı çıktığı için pişmanlık duymaktaydı. Karşı çıktığı ve kızı istediği için mi olmuştu yaşananlar.

    Aslı'nın ise kafasındaki tek düşünce "içimdeki ses demişti".. İdi.

     Aslı hissetmişti sanki. Arkadaşının kendisine davranışlarındaki değişiklikten, Kerem'in telefonlarına geç dönmesinden. Ama arkadaşından bu gibi bir davranışı asla beklemezdi.

                                ***

    Aslı günler geçmesine rağmen hala olayın şokunu atlatamamıştı. Yemek yemiyor, Kerem'in telefonlarına bakıyordu.
   Kerem halası ile irtibat kurmaya çalışsada ulaşamamıştı Aslı'ya.

Aslı" Neden neden yaptı bunu neden? "diye sorup durmakta, Aslı hep kendini suçlamaktaydı." Ogün o lanet telefonu evde unutmasaydım bunlar olmazdı, o gün o lanet telefonu arkadaşımdan almasaydım bunlar olmazdı" diye kafasında kurup durdu Aslı.

                              ***

     Günler geçmişti. Aslı az da olsa toparlamıştı kendini. Ama hala kalbinde bir yerlerin kanadığını hissetmekteydi.

    Kendisine ihanet eden yalnızca Kerem değildi. Aynı sırayı paylaştığı, her anını geçirdiği kız Arkadaşı Eda... Oda en az Kerem kadar suçluydu
Aslı'nın gözünde.

    Eda ne kadar özür dilemeye çalışsada afettiremedi kendini Aslı'ya.
Artık hem en sevdiği adamı, hemde en sevdiği arkadaşını hayatından çıkarmak zorunda kalmıştı Aslı.

      "Ne zor şeymiş aldatılmak bir değil iki insan tarafından kandırılmak. İçim acıyor ama kimselere diyemiyorum acılarımı. Her şeyimi paylaştığım kalbim dediğim adam nasıl yapar bunu bana anlamıyorum.     
Anlayamıyorum. Onda ne buldun Kerem!" Diye haykırmak istiyordu Aslı Kerem'in yüzüne yüzüne.

    Ders boyunca bunları düşündü Aslı. Biran önce ders bitsin istiyordu.

    Nihayet ders bitmişti. Aslı servise binip eve gelmişti. Annesi ona en sevdiği yemekleri yapmış sofraya da küçük bir not bırakmıştı.

      "Aslı, biz babanla iş gezisine çıkıyoruz. Yarın akşam evde olacağız. Bu arada Kerem defalarca aradı. Kızım aranızda ne geçti bilmiyorum ama bir kez olsun dinle onu. Seni seviyoruz..."

      "Sanırım Kerem anneme olanı biteni anlatmış. Bu neyi değiştirir ki? Yaşadıklarımı kim nasıl unutturacak? Hem kırılan bir şey eski halini alır mı?"

        Bu düşüncelerle Aslı odasına çıktı. Günlerdir açmadığı telefonu eline aldı ve bir süre düşündükten sonra telefonu açtı. Telefonun açılması ile ard arda mesajlar gelmeye başlamıştı. Mesajların bir çoğu Kerem'den gelmişti.
Aslı'nın ise kafasında sorular cirit atarken;

        "Hangi yalanla avuttun beni?
Hangi yalan gülüşle kandırdın? Sen benim herşeyim iken, nasıl bir anda hiçbir şeyim oluverdin?.."

YARE-İ DİL (KİTAP OLDU! ) Sipariş Adresi Www.pembevagonlar.com Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin