KAYIP

113 10 6
                                    

  Kan , korku , gizem belki biraz da cesaret bizim hiç alışmadığımız , hiç var olmamış terimlerdi. Bundan bir kaç ay öncesine kadar sıradan kızlardık. Korkunç kitaplar , gizemli notlar ve en ilginç olanı da bu notu açıp okuyacak cesaret bizde yoktu. Bir kaç ay önce bana ne istediğimi sorsalar deniz kenarında küçük bir müstakil evde tatil yapmak olurdu. Sevdiklerimle güzel bir tatil. Aslında şuanda sevdiklerimle güzel bir tatil yapıyordum ama bu kadar gizemin işin içine gireceğini hesaba katmamıştım. Evet o kitabın en son sayfasını açacak cesareti bulmuştum ama daha sonrasında kucağımda yanan bir kitap bulacağım aklımın ucundan geçmemişti. Evet korkmuştum. Herkes korkmuştu. Kitap sönüncede kucağımda küçük siyah bir notla kalakalmıştım.

     "Tamam böyle olacağını tahmin etmemiştim."

     "Sen cidden çıldırmışsın Nefes."

      "Yapma ama Laden ben ne yapayım? Eğer açmasaydım meraktan çıldırırdım."

      "Hep ne geliyorsa başımıza senin şu merağın yüzünden geliyor zaten." Diyen Hira'ya delici bakışlarımı gönderdim. Düşününce o kadar da kötü bir şey yapmamıştım.

      "Ne güzel işte hayatımız biraz daha çekilebilir hale geldi. Hiç değilse biraz heyecan ve gizem işin içine girdi." Diyerek bana katılan tek ve özel kişi olan İlkim'e havadan öpücük yolladım. Oda tutup kalbine götürdü.

      "Bence şu notu açalım ve bizi nereye götürürse gidelim." Dememle birlikte İlkim hariç herkes göz devirdi. Sanki kötü bir şey söylemiştim. Gayet güzel bir teklifti bence. Ve bu teklifi gerçekleştirmek için ayağa kalktım.

       "Peki madem istemiyorsunuz bende tek başıma yaparım." Diyerek merdivenlere yöneldim. Koşar  adımlarla çıktığım ahşap merdivenlerin son basamağına geldiğimde nefes nefese kalmıştım.
Günün sıcaklığından ya da yaşanılanlardan dolayı neden bilmiyorum ama terlemiştim. Yavaşça odama girdim. Elimdeki küçük siyah notu ve kitabı çalışma masamın üzerine koyarak dolabıma yöneldim. Rahat edebileceğim siyah bir tayt , beyaz bol bir tişört ve siyah iç çamaşırlarını da alarak banyoya girdim. Ilık suyun altında biraz bekledikten sonra elime lavanta özlü şampuanımdan sıktım. Ve yavaşça saçlarımı köpürttüm. Ilık suyla duruladıktan sonra vücudumu da yıkayarak çıktım. Ayırdığım kıyafetlerimi de hızlıca giyerek banyodan ayrıldım. Saçlarımı kurutma gereği duymadan topuz haline getirdim. Siyah sırt çantamın içerisine kitabı , küçük notu , el fenerimi  ve ne olur ne olmaz diye babamın bana verdiği ve acil zamanlarda kullandığım çelik elektro şok aletini de içerisine koyarak fermuarını çektim. Son olarak ince bir hırka ve telefonumu da alarak  odadan ayrıldım. Şuan kendimi  çok önemli bir göreve giden FBI ajanı gibi hissediyordum. Hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı doğru indim. Kızların beni yalnız bıraktığını düşünürken hiç beklemediğim bir şey oldu. Hepsi hazırlanmış kapının önünde bekliyorlardı.

     "Hani gelmeyecektiniz!"

     "Çok konuşma her an fikrimi değiştirebilirim. Düş önüme!"

      "Tamam Laden Paşa kızma."

      "Neeffesss!!" O beni yakalayamadan önünden hızlıca geçmiştim. Tabi ki dil çıkarmayı da untmamıştım.

Beraber bahçeye çıktığımızda Vural Amca'yı aradım ve bize siyah bir arazi arabası ayarlamasını söyledim. Yarım saat sonra istediğim araba kapının önündeydi. Hızlıca yerlerimize geçtik ve arabayı çalıştırdık. Evin olduğu sokaktan sapar sapmaz Lavin'in telefonu çalmaya başladı. Sanırım arayan Doğu'ydu. Lavin araba kullanırken asla telefonla konuşmadığı için durmak zorunda kaldik.

MAVİ CÜCELER AŞKINA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin