3. Bölüm

665 51 34
                                    

Nasıl olur da bir kızın alarm sesi anne ile babasının kavga sesleri olur ? Oluyor işte. Istesen de istemesen de oluyor. Halbuki güzel bir kahvaltı sofrasından gelen güzel kokularla da uyanabilir insan. O insanlar ne kadar şanslılar. Hayatta her zaman onları kıskandım. Ama hiçbir zaman o hayatı elde edemedim ...

Yine bir hüzün ile kalktım yatağımdan. Odamdaki banyoya doğru ilerledim. Islerimi hallettim ve dolabımın başına geçtim. Bizim okulda forma zorunlulugu yoktu. O yüzden üzerime salaş bir siyah tişört, altıma da yanlarında deri olan bir tayt giydim. Üzerime de siyah deri montumu geçirerek tamamladım.

Aşağıya indigim zaman annemin ağladığını gördüm. Babam gitmişti. Normal bir çocuk annesine sarılırdi değil mi ? Avuturdu onu. Ama ben yapamadım. Boğazımda bir yumru, evi terk ettim.

Okula gittiğimde yumru hala vardı ama sanki biraz azalmıştı. Kimi kandiriyorum ki ? Hiç azalmamisti.

Yeni çocuk bahçede basketbol oynuyordu. Beni gördü. Dün ki galibiyetimi tamamen unutmuştum. Yüzümde bir sırıtış, yanına gittim. O da arkasında arkadaşları ile bana doğru geldi.

- Günaydın Bayan Pembe Panter.

Gıcık olmamak elde değildi tabi. Fakat ne kadar gıcık olsa da bu atışmayi sürdürdüm.

- Günaydın Bay Ezik.

Bunu duyan arkadaşları Ooo lamaya başlamışlardı. Fakat onun bir hamlesiyle hepsi sustu. Ben de devam ettim.

- Ne oldu? Dün ki yenilgin ağır mi geldi ?

Bunları onun dibine girerek söylemiştim. O da nefesi yüzüme değecek yakinlikta konuştu.

- Biraz. Fakat sen yeni bir yarışa hazır mısın ?

Neden bahsettiginden bir şey anlamiyordum. Ama ben Defne Akpınar asla ezilmezdim.

- Ben her zaman hazırım .

Onun bana yaptığı gibi ben de onun yüzüne nefesimi üfleyerek konuşmuştum.

- O zaman ,

Birden herkesin duyabileceği şekilde bağırdı .

- Benimle bir basketbol yarışına var mısın ?

Ben bizim okulun Kızlar Voleybol Takımının kaptaniydim. Ama basketbolda da iyiydim. Iyi olmasam bile cekilemezdim.

- Tabiki . Desene bir daha ezileceksin !

- Göreceğiz. Saat 12.45'te burada takımınla beraber ol.

Birden kulağıma fisildayarak :
- Fakat kazanan kaybedenin bir gün tüm istediklerini yapacak. Dedi.

Ben de onun kulağına fisildadim:
- Elbette.

☘☘☘

Dersler bitmiş, öğle arasına girmiştik. Ben iyi basketbol oynayan kızları toplanmıştım. Herkes yemeğini yemişti ve soyunma odasına girmiştik. Bizim takımda Eylül, Öykü, Zeynep, Arya ve ben vardım. Üzerimize şort ve formalarimizi giydik. Normalde biz voleybol maçları öncesi ellerimizi birleştirerek bagirirdik. Bu seferde aynısı olmuştu .

- KIZ GÜCÜ

Erkekler de hazirlaninca başladık. Ilk basketi bizim takımdan Öykü atmıştı. Tabi ki 1-0 olunca bunun verdiği egodan dolayı yeni çocuğa laf attım.

- Galiba birisi tüm gün hizmetçim olacak.

Fakat istediğim gibi gitmedi. Bizden sonra Furkan diye bir çocuk basket attı. Hücum halinde olan Ayra'ya yapılan hareket ile serbest atış kazandık fakat basket atamadik. 1. devrenin son beş dakikasında yeni çocuk basket attı. Daha sonra molaya girdik. Birinci devreyi 2-1 onlar kazanıyordu. Maçı kaybetmekten çok onun hizmetçisi olmaktan korkuyordum. O yüzden takımımı baya bi destekledikten sonra ikinci devreye çıktık. Bu sefer şans bana güldü. Zeynep'in bana attığı pası baskete çevirdim. Skoru esitlemistik. Ikinci devrenin kalan 14 dakikasinin 10'unu paslaşıp, birbirimizi engelleyerek geçirdik. Ancak devrenin başında bana gülen şansım şimdi yerlerde ağlıyordu resmen. Son beş dakika içerisinde iki basket atmak nedir ?! Maalesef onlar kazanmıştı. Bi dakika Eylül basket attı. Skor ise 4-3 olmuştu. Of yine onlar yeniyordu. Kahretsin yaaa ! Bu gıcık bana neler yaptırırdı şimdi. Ah benim dik kafaliligim.

Bir Liseli Kız Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin