Kafanı koyduğun sırada gözlerini kapamış zilin çalmasını bekliyodun. Ama derse girmeye çok meraklı olduğundan değil. Okuldan çıktıktan sonra her zaman piyano dersi almaya giderdin. Bu senin en büyük hobindi. Sınıftaki çoğu kişi senin piyanoya çok değer verdiğini düşünüyolardı. Aslında yanlış değildi. Sana 'sen kötü piyano çalıyosun, piyanon hiç güzel değil, ne kadar saçma bi alet bu!' denmesinden nefret ederdin. Çünkü küçüklüğünden beridir evinde piyano bulunuyordu. Her zaman çalmak istediğin halde baban seni kursa göndermemişti. Sende lisede para biriktirip kendi uğraşlarınla kursa yazılmıştın. Yaklaşık 6 ay oluyodu çalmaya başlayalı. Tamam o kadarda iyi olduğun söylenemezdi ama yine de senin piyanoya düşkünlüğünü bilerek çoğu kişi bunu yüzüne vuruyordu.
Zil çaldığında son derse girmek için hazırlandın. Ders bitiminde hızlıca çantanı alıp evine doğru yürümeye başladın. Yaklaşık 1.30 saat sonra yemeğini yemiş ve üstünü giyinmiştin. Evden çıkarak kursa doğru ilerledin.
Kurs çıkışı arkadaşların seni arayıp bir kafede buluşucaklarını ve senin gelmeni istediklerini söyledi. Normalde onlarla pek takılmazdın ama yine de canın gitmek istedi ve kafeye doğru yola koyuldun.
Aradan 2-3 saat geçmişti. Diğer kızlar sohbet ederken sen onları dinliyodun.
- Müzik odasına piyano gelcekmiş.
Bu konu seni baya ilgilendirdiği için yüzünü bunu söyleyen kıza çevirdin.
Sen- Cidden mi??
- Evet ben öyle duydum.
- Artık gelirse bize çalarsın dimi?
Sen- Tabii.
Dedin ve güldün.
- Ha bide okula bi çocuk gelcekmiş. Baya yakışıklı olduğunu söylüyolar. Bütün okul bunu konuşuyo.
Sen arkadaşının bu cümlesiyle okulla ilişkini kanıtlamış oldun. Bütün okul bunu konuşurken sen duymamıştın bile. Vakit baya bi geç olunca kafeden kalktın ve eve doğru yürüdün. Eve geldiğinde çok yorgun olduğun için direk yatağa gittin ve yattın.
Sabah uyandığında her şey çok klasikti. Annenin hazırladığı kahvaltı, banyoda oyalanmaların, üstünü değiştirmen... Değişik hiç bişey yoktu.
Okulun kapısından içeri girdiğinde yine yüzüne her zamanki 'BU OKULDAN BENİ KURTARIN!' ifadesini takındın. Sınıfına doğru yürürken birisi senin seslendiğin yürüdüğün tarafa doğru seslendi. Ama sana seslendiğini anlamamıştın.
- Şşşiitt! Sen mavili buraya bak!!
Üstündekinin mavi olduğunu anladığında arkanı dönüp sana seslenen kişiye baktın. Sana doğru sırıtıp yürümeye başladı.
- Selam.
Sen sadece başınla selam vermeyle yetindin.
- Aslında şu sexsi kıza da sorabilirdim ama neyse.
Sen- Sorucak mısın artık?!
- 9-F sınıfı nerde? Ha bu arada adım Suga.
Sen- Aynı sınıftayız gel.
Dedin göz devirerek ve önden yürümeye başladın. Sınıfa girdiğinde kendi sırana oturduğun anda Suga da yanına oturdu.
Sen- Pardon ama napıyosun?
Suga- Oturuyorum. Ordan ne gibi görünüyo.
Sen- İzin almadan oturamazsın kalk şurdan!
Suga- Bak ilk günümden sorun çıkarmak istemiyorum. Otur şuraya.
Sen uflayarak yerine oturdun. Aslında müdürün yanına gidip okula piyano nun gelip gelmeyeceğini soracaktın ama kendini çok beğenmiş bir Suga yla uğraşmak zorunda kalmıştın. Ders bitiminde müdürün yanına gittin. Kapıyı tıklatarak içeri girdin.
Sen- Şey hocam. Arkadaşlar dedi de müzik odasına piyano mu gelicekmiş?
Müdür- Aaa evet geldi bile bakabilirsin.
Dedi ve güldü.
Sen- Peki teşekkürler hocam.
Dedin ve odadan çıktın. Müzik odasından içeri girdiğinde yeni alınan piyano duruyordu. Ama şok olmuştun çünkü piyanoyu çalan kişi Sugay dı.
Sen- Sende mi piyano çalıyosun?
Suga- Tek çalan sen misin?
Sen- Hayır.
Suga- Eeee sende biliyosundur heralde çalmayı böyle konuştuğuna göre. Gel bakalım. Ne kadardır hobin? 1 ay 2? Yoksa 1 hafta mı?
Sen- Neden dalga geçiyosun?!
Suga- Hiç sadece çok iddalıyım. Hadi buyur.Sen Suganın hemen yanına oturdun ve parmaklarını piyanonun tuşlarına doğru uzattın. Ardından Suga da parmaklarını senin parmaklarını üzerine yerleştirdi.
Suga- Başla.
Dedi. Sen aklına gelen ilk şarkıyı çalmaya başladın. Bi zaman sonra Suga nın çalma sırası gelmişti ama çalmadığını duydun. Kafanı yavaşça soluna doğru çevirdin ve yakınında duran Suga yı gördün.
Sen- Neden çalmadın? Sıra sendeydi.
Suga- Dalmışım. Her neyse kalkalım.
Sen bu kadar yakınlıktan rahatsız olup oturduğun yerden kalktın. Ama Suga seni durdurdu ve piyanonın kapağını kapatıp seni üzerine otutturdu. Burnunu boynuna yaklaştırarak konuştu.
Suga- Sen.... Gerçekten inanılmazsın...
Sen- N-nasıl yani?
Suga- Her şeyin beni çok etkiliyo.
Dudaklarını boynuna doğru yaklaştırdı ve ufuk bi öpücük kondurdu.
Suga- Tamam çok hoş bi karşılaşmamız olmadı ama...
Sen- Evet. Öyle oldu.
Suga- Peki o zaman. -Dedi ellerini cebine sokarak.- Özür dilerim.
Sen- Sorun değil.
Dedin ve güldün.
Suga- Gülüşün bile çok güzel.
Suga sana sarılmak için kollarını açtı. Sen ona sarıldığın anda müzik odasının kapısı açıldı. İçeriye müzik hocası girdi ve şaşkın bakışlarını ikinize yolladı.
Hoca- Napıyosunuz burda?
Suga- Hiç hocam.
Dedi ve kolunu senin omzuna atarak sana baktı ve güldü.
Basıldınız sjssjsjj. Umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümü 3. yazışım bikaç aksilik oldu çünkü. Hadi hoşçakalın... <3
70 görüldüde yenisi gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bts İle Hayal Et...
Fanfic-Tamamlandı- Aynı gökyüzü altında bulundukça buluşabilirsiniz... 믿일수있는굼이있ㅅㅂ니다 (Hayaller inanmak için vardır.)