Güneşin acımasızca gözlerime gönderdiği ışık sayesinde saatlerdir yatağimda kıvranıyordum. Gözlerimi yarım şekilde araladığimda saatin 6.30 olduğuna şahit oldum. Tekrar uyursam mıyışıcağimi pilduğimden yavaş yavaş kalkdum. Bu gün Mert'e BAY EGONUN doğim güni ićun yardum edecağdum. Aslinda Mert o kadar israr etmese Merahan için asla hiçbir şey yapmam. İsimlerini 3M -MERT, METE, MERAHAN- olarak kisaltmiştım. Kendimle konuşmama ara vererek aşagidan gelen sesleri dinledim. Babam ve annem yine her zamanki gibi kavga ediyorlardı. Ve tabi abilerim de onlara mani olmaya çalışıyorlardi. Anne ve babami hić bir zaman anlamadim. Kavga edicekseniz neden evlendiniz ya da bizim suçum neydi sizi hep bole görceksek niye dünyaya getirdiniz. Annemle bende genelde pek anlaşamazdım. Arada bir işi düserse ya da Beni uzun süre göremezse sarilirdik bunu dışında her gunumuz kavgalıydık. Telefonumu elime alıp -KUYTU ADA- şarkisini son ses açtım ve aşagidaki bağirişlara karşi kulağımı tıkadim. Gardırubumun karşısına geçip mini bir şort straplez büstiyer ve uzunca ince bir hırka bir de suprelerimi giydim. Yandan askılı siyah küçük çantama telefonumu attıp aşagiya kahvaltiya indim. Kahvalti yapicağımızı sanarak indiğimde gördüklerim karşisinda gözlerimin dolmasina engel olamadim. Annem elinde bir bavul kapiya doğru ilerliyordu. Yoksa bizi terk mi ediyordu. "ANNE" dedim ağlamakli çıkan sesimle. Arkasına dönüp "Elveda ARYA seni seviyorum kızim" dedi. Ve kapıyi sertçe çarparak gitti. Hiç böyle bir şey olacağini planlamamıştım. Babama döndüğümde gözünden akan yaşları gördüm. Yüzünde pişmanlik belirten bir hal vardı. Bana dönüp bir adım geldiğinde kendimi geri çektim. Aslında yaptığimin yanlış olduğunu anladim. Annem kimseyle anlasamazdi ve bizi terk eden oydu. Babamin bir suçu yoktu o yüzden attigim adımi geri çekip babama sarıldım. Gözyaşlarım benden izinsizce babamın omzuna akarken hıçkiriklarima engel olamadim.
Evet anlaşamazdım annem denen o kadınla. Ama bir anda bırakıp gitmesi beni šoka uğrattı. Anlamadım. Sustum. Gözlerim doldu ağlayamadım. Karışįk duygularla boğulurken ağzımı dahi açamadım. Gözlerimden akan her yaş benim acımı yansitircasına soğuk ve hissizdi. Hayat böyleydi her şeyden habersiz bir mutluluğa hazırlanırken vurduğu tokatla yerle bir ederdi. İşte hayal kıriklarının bir cam parçası gibi yüreğine saplandığı an insanoğlu anlar yaşamanın aslında ölü bedende nefes almak olduğunu.
Oturmuş hala gidişini kabullenemediğim o kadını- annemi- düşünüyordum. Beni sevdiğini ilk defa söylemiş ardından da kapıyı serçte çekerek gitmişti. Ama yas tutmayacaktım. Hissiz ve soğuk gözyaşlarimi silip Mert 'i aradım. Konuşmaya ihtiyacım vardı. Üçüncu çalışta telefonun açilmasiyla "naber yafrim" diyen Mert' in sesini duydum. 3M grubunun en komiği hatta konuşmasi en tatlı olanıydi. Ve ayrica çoksel taklit yapardı. "Mert ben iyi değilim" dedim ağlamakli çıkan sesimle. Sesimdeki hüznün tonunu fark edince ağzindan ufak bir küfür savruldu. "Seni üzenin varya-..." demişti ki, pardon tam diyememisti ki "küfretme" diye uyarida bulundum. Ancak beni ciddiye almayıp "kırk gün kırk geceki düğnunde kırk prezarvatifle sikeyim" dedi. Mert' ten beklemediğim bir cumleydi. Ağzım açık kalmıştı resmen.
"Demedim say" dedi sesinteki alaycį ifadeyle. Muhtemelen oda benim inlememi duymuştu."Bencede" dedim. Ayni ses tonuyla.
"Şaka bir yana da gerçekten ne oldu kanki bak merak etmeye başliyorum iyimisin geleyim mu?" Diye sordu merakli ve birazda endişeli bir sesle.
"Gel" dedim. Düz bir sesle. Sonra da " o nasil küfurdu lan nerenden uydurdun" diye sordum alayci çikan sesimle. "Götümden" dedi kocaman bir kahkaha firlatirken. "Kanki senin götunun laf yapmayi bildiğini bilmiyordum." Dedim. Ayni kahkahaya eslik ederken.
"O kanki benim götümden her şey beklenir ben bile bazen kendi götumden korkuyom" dedi gülmekten titreyen sesiyle.
Şu halde bile beni güldürmeyi başarabilmişti. Ancak ne kadar erkekelrle iyi anlaşiyor olsam da bir kız arkadaş şarttı. Şu an cidden güluncek haldeydim az önce annem bizi terk etmişti ve benim halime bakın telefonda konustugumu unutarak kendi iç dünyamda iç sesime dalmışim.*^*^*
"kanki iyimisin sen bu kadar uzun süre susamazdin?" Dedi Mert endişesini sesine yansitarak.
Bilmiyordum sadece Mert'e sarilmiş bir şekilde ağliyordum. Göz yaşlarim onunda omzunu ıslatirken yine soğuk ve hissizdi. Biran anda Mert'in telefonun çalmasini refleksim olarak sıçramama neden oldu. Arayan ekranında "EN SEXSİ YAFRIM" yaziyordu. Kim olduğunu sorgularcasina gözlerimi uzerine diktim.
"MERAHAN" dedi. Ufak.bir tebesummle sonrada telefonunu açtı."ARYADAYIM kanki"
"....................."
"Kusura bakma bebeğimde bu kizi bu halde birakamam sen gel istersen"
"....................."
"Hayırdır kanki ne ara bir kizi bu kadar sorgular oldun?" Dedi Berk alayci ve merakli sesiyle.
".................."
"Tamam bebeğim hemen sinirlenme sakin ol sakin bir sey demedim" dedi. Gülumsemesini zoraki durdururken. Sonrada Merehan cevap vermeden kapattı telefonu yüzüne. MEREHAN çabuk sinirlenebilen biriydi. Yapı meselsemi yada geçmisteki izler mi bilemem ama her şeye sinirlenir ve cenesindeki kaslar segirince çok fazla tepki verirdi. Lakin bunu 3M grubundan kimseye yapmaz idi. Onlara karşı hiç bir duvari yoktu.
^*^*^*^*^*^^*^^*^^*^^*^^*^^*^
Mertle beraber çitlediğimiz çekirdekleri parkın bahçesine atarken kaydiraktan tırmanmaya çalışan bir kız gördüm.
Merdivenleri vardı ancak o gideceği yoldan gelmeyi istiyordu. Lakin ne yaparsa yapsın tırmanamiyordu. Hayatta kalmasi için tırmanması gerekiyordu adeta. Tıpki benim gibi. Belki tırmanacağim kaydirak görünmuyordu ama ben tırmanmaya mecburdum. Yaşamak için. Yanmış olan merdivenleri es geçip sonunu bildiğim yoldan tirmanmaliydim. En üste çıkmaliydim. Sonunu bilsemde basini bilmediğim bir yoldaydim. Belkide yolun başi benim için sondur ama kim bilir tepeye varirsam aşagiya kayarim belki sonunda düşerim belki atlarim. Bilemem bunlari cevabi için önce tirmanmaliyim tıpkı şimdi bu kızin yapmaya çaliştığı gibi. Daldiğim düşüncelerden Merahanin porche 718 olan arabasinin motor sesleriyle ayrıldım. Üstünü açtıği arabadan esen yelle dağilmiş saçlari sonrada kaç km uzaktan görülen kahvenin en koyu tonundaki gözleri ağzimdaki çekirdeği habersizce yere düşürmeme neden oldu. Kahretsin çok yakışikli olmuştu. Çekirdekleri birakip tirnaklarimi kemirmeye başladiğimda Merehan çoktan yanımda almışti soluğu. Yüzümün durgun gözlerimin dolu olduğunu fark etmiş olacakki yanıma oturup ondan beklemediğim bir davranışı yaparak elini sırtima koymuş
"Iyimisin Arya" demişti endişe dolu sözleriyle. Bi an dayanamayip boynuna sarıldım. Göz yaşlarim tüm sogukluguyla üzerindeki siyah tişörtü islatirken oda benim sarilmama kendi sicak sarilmasiyla karşilik verdi. O çikolatalı vanilya kokusu burnuma gelip cigerlerimi okşarken daha da içime çektim. Bana daha sıkı sarıldi. Şu an kavga etmeden bir gün geçirmediğim adamın kolları arasında erkeksi kokusuyla mutlu oluyordum. Galiba ona karşı bir şey hissetmeye başlıyordum. Ancak kalbim annemin ardindan o kadar burkuk kaldiki onunda beni alıp geri birakmasindan korktum. "Korkuyorum" dedim icimden dusundugumu sesli söylediğimi fark etmeyerek. Bana "neyden" dedi merak dolu sesiyle. "Sevilmekten sevmekten ve sevip sevildigim kisi tarafindan terk edeilmekten" dedim ağzimdan yeni hiçkiriklar kacarken. "şşşt Sakin ol güzelim" dedi beni teselli etmek isteyen sesiyle. Sonrada "ben yanındaýim" diye ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA BOYANMIŞ "KİRAZ"
أدب المراهقينAnlamıyorlardı.Gerçi benimde anlatmak gibi bir derdim yoktu. Sadece siyaha hapsolmuş ve siyahın içinde siyah olan bir kızdım. (ARYA DİNÇER) Bu zamana kadar ne bir anne sevgisi görmüş ne de umursanmıştım.Ve hergün ağzindan hakareti eksik olmayan bir...