-5-

978 77 175
                                    

Neredeyse korkunç bir kabustan uyandığında, dairenin içi aydınlanmış ve güneş ışığı kirpiklerini kavurmuştu.

Üzerindeki battaniyeyi hafifçe çekiştirirken aslında bir koltukta yatıyor olduğunu ve bütün kaslarının tutulduğunu fark etmesi birkaç saniyesini aldı. Yavaşça gözlerini kırpıştırdı, hemen sonrasında hafifçe doğruldu. Karşısında televizyon vardı ama açık değildi.

Onu asıl uyandıran şey, bütün daireyi saran nefis bir kokuydu.

Koltukta oturur duruma geldikten sonra battaniyeyi üzerinden hafifçe itti ve gözlüklerini bulabilmek için koltuğa doğru ellerini sürdü. Bir süre sonra önündeki sehpanın üzerinde duran sürahiyi devirme pahasına da olsa gözlüklerini buldu. Taktıktan sonra sonunda uyanabildiğini fark etmişti.

" MC! " Battaniyeyi üzerinden attı ve koltuğa koydu. " MC! "

" Efendim?! "

Kızın mutfaktan gelen sesi mutfaktaki birçok sese karıştı. Seven ayağa kalktı, kapüşonlusunu düzelttikten sonra sersem bir biçimde yürüyerek mutfağa doğru ilerledi. Dün gece koltuğa oturduğunu ve kendi kendine konuştuğunu hatırlıyordu, sonra da uyuyakalmış olmalıydı.

" Vee... " MC arkası dönükken elindeki tavayı birden savurdu ve omlet biraz yükselip ters bir şekilde tavaya geri oturdu. " ...potada! 7 numarada MC, yine mükemmel bir atış! "

Sevinçle oo'larken arkasını döndüğü anda Seven'la karşılaştı ve yüz ifadesi yüzünde dondu, ama bir süre sonra yeniden gülümsedi.

" Günaydın, Seven. " Tavayı yeniden ocağa koydu ve çayın altını kıstıktan sonra ona döndü. " Umarım iyi uyumuşsundur. "

Seven gözlüklerini kaldırdı ve gözlerini ovuşturdu.

" Sayılır. " dedi ve günler sonra ilk kez bu kadar donanmış masaya baktı. Onun için de kolay olmadığını biliyordu, birden uyanmış ve kendini Seven'la yan yana uyurken bulmuştu muhtemelen. " Bu da ne? "

" Ben... yeni bir tarif öğrendim. Honey Buddha Chips'li omlet. Tadını bilmiyorum ama... "

Seven'ın sarı gözleri parladı.

" Öyle bir tarif mi var?! "

" Varmış, galiba. Denemek ister misin? "

" Tabii! " Seven masaya oturacakken MC kaşlarını çatıp kepçeyle ellerine hafifçe vurdu. Elini beline dayadığı anda Seven onun bir önlük taktığını gördü.

" Önce yüzünü yıkaman gerek! "

" Ama... "

" Naş! "

Seven yüzünü asıp ayağa kalkarken, aslında banyo yolunda çoktan kollarını sıvamıştı. Hevesle banyoya girdiği anda gözlüklerini kafasına kaldırıp bir çırpıda yüzünü yıkadı.

Doğrulduğunda, aynada kendine çarpan tek şey uzun bir ara sonrasında aydınlanan yüzüydü.

MC beni yavaş yavaş ikna ediyor. Saeyoung pes ediyor ve galiba 707 kazanacak, çünkü mutlu görünüyorum.

Yüzüne bir gülümseme yayıldı.

Her ikisi de bundan memnun...

----

Gözlerini kan ter içerisinde açtığında, ilk önce bir rüyada olduğunu sandı ve bu an çok tanıdık geldiği için beyni bir karmaşaya bulandı. Bir koltukta yatıyordu. Bulunduğu ortam loş bir karanlığa bulanmış ve güneş lambaları sönmüştü.

SEVEN: DEADLY SINS || mystic messengerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin