İlk kez, o meşhur cafede görmüştüm onu. Sipariş sırasını bekliyordum ve hemen önümdeydi..
"Bir Americano bir Karamelli Maccihato lütfen. Teşekkür ederim."
Bir insanın sesi nasıl olur da sıcak çikolata gibi tatlı, maccihato köpüğü gibi yumuşacık olurdu, inanın aklım almadı.
Üzerinde vücuduna tam oturan hoş bir etek ve içine sokulu T-shirt ile sıradan bir üniversite öğrencisi gibi görünüyordu.
Siparişleri aldıktan sonra, masasına gitmek için arkasına döndü.
Ve
İşte
O an...
Gözlerimiz salisenin onda birinde birbirine değerken,
Yüreğimdeki yanık kokusu buradan Hindistan'a ulaşmıştı.
Yaklaşık 20 dakika kadar, çaprazlarındaki masada aynı bu şekilde oturdum.
Karşısındaki herifle gülüşüyorlardı. Ne konuştuklarını bilmesem de emin olduğum tek bir şey vardı.
Saat 15.47 itibariyle kalbimin sahibi olan bu kadını- pardon kızı,
BENİM yapacaktım.
Bizim burada adam dediğin bir kez sever!
Sevince de alırsın!
Fakat şimdi DAN diye karşısına çıkıp
"Karım olmak ister misin?" diye sorsam
Yüzde beş yüz bin ihtimalle