1. bölüm

37 3 3
                                    

Bu kitap yazılmakta biraz gecikti ama bence 1 yıldan geç kalmaktan pek bir şey olmaz. Seneryo aklıma anca geldi. Her neyse.

İyi Okumalar

İtalya sokaklarının karanlığında dolanıyordu genç adam pişmanlıkla. İki yıl olmuştu buraya geleli. Gururunu bir kez olsun kırıp sevdiği kadınla birlikte balayına gideceğine tek başına zehir yıllarına çıkmıştı genç adam. Peki bu zehir yıllarından nasibini almış mıydı? Kesinlikle evet! Yine sevdiği kadını özleyip paramparça olduğu ancak kalmasının nedenini kendisinin bile bilmediği o eve gidiyordu ve yalnızca 5 dakikalık mesafe kalmıştı. Yürürken arkasından gelen birinin gölgesi çarptı gözüne nereye giderse gitsin peşinden geliyordu. En sonunda merakına yenik düşüp arkasına döndü. Gördüğü kişi kardeşi yerine koyduğu Sinan dı. Şaşırmıştı onu burada görünce. İlk lafa başlayan Ömer oldu.

"Sinan? Senin burada ne işin var? "

" Yani biliyorum belki beni görmek istemiyorsun ama-"

" Kardeşim diyebildiğim bir kişiye ihtiyacım var. Seni görmek güzel."

Ömer'in gözlerinden gerçekten de birine ihtiyacı olduğu tartışmasız belli oluyordu.

"Kızgın değil misin? Tabii seni görmekte güzel."

"Hayır değilim. E sokak ortasında konuşmayalım. Evim hemen ilerde."

Az ilerde olan evine doğru yol aldı. Anahtarı cebinden çıkarıp kapı kilidini açıp Sinanla birlikte içeri geçti. İlk Sinan başladı lafa.

" Yani evin bu."

" Evet. Yani tabi buna ev denirse daha çok burası benim hapishanem."

Cümlesini bitirdiğinde merdivenlere yönelip yukarı çıkıp terasa yönelmişti. Hemen arkasından Sinan geliyordu.

"Nasıl yani hapishane derken?"

"Hapishane gibi işte. Defneyi bırakmanın bedelini burada ödüyorum. Sebebini bilmediğim bir şey beni burada tutuyor aynı hücreler gibi."

"Defneyi özledin yani."

"Özlemez miyim. Arkasından ağladığım annemden sonra ilk kadın Defne. Bu yaşadığım hasret öyle bir şey ki Sinan sanki kalbime on binlerce hançer saplanıyor ama bu hançerleri ben kendime saplıyorum."

Bu cümleleri kurarken gözleri doluydu.

"E madem öyle dön Türkiye'ye. Dön yanına, al kızın kalbini geri."

"Bana kızgın mı?"

"Hem de çok ama bence sen üstesinden gelirsin. Hem sana şirkette yardımına ihtiyacımız var. Hatta senin gelme zamanın geldi de geçiyor."

"Belki haklısındır."

" Yani bu dönüyorsun anlamına mı geliyor?"

Ömer olumlu anlamda kafasını salladı.

" YESS BE KARDEŞİM!!! MEDYAYI TEKRARDAN SALLAYACAĞIZ! HER YERDE,  HER MANŞETTE "İPLİKÇİ DEHASI GERİ DÖNDÜ" YAZACAK!"

Ömer Sinan'ın bu hallerine gülmekle yetindi.

"Ben şimdiden biletleri alıyorum yarın hop uçuyoruz da ben nerede yatacağım."

" Ben sana şu misafir odasını hazırlarım sen yatarsın orada."

"Sağ ol ama ben hazırlarım kendi yatağımı sen bir yastık, yorgan ver ben hallederim."

"Peki."

Ömer kendi yatak odasına gidip dolabından yastık,  yorgan alarak Sinan'a doğru yöneldi.

" Senin odan şu karşıdaki. İyi geceler."

"İyi geceler."

Ömer tekrardan kendi odasına yöneldi. Üzerini değiştirip yatağına attı kendini bu sefer içinde keder değil bir keyif vardı. Ancak bu keyfini kendi iç sesiyle beraber bozmuştu.

"Ya beni görünce kaçarsa. Ya beni umursamazsa. Ya beni... Asla affetmezse. Bu sefer hiç kolay olmayacak hemde hiç. Hadi bakalım ver iki yılın hesabını Ömer."

Genç adam oflayarak uyumak için bu düşüncelerden kurtuldu. En sonunda "Her şey iyi olacak." dedi kendi kendine. Anlaşılan kendine yaptığı bu avuntu işe yaramış olacak ki kafasındaki bu düşünceler gitmiş ve rahat bir şekilde uykuya dalabilmişti.

Sabah İtalya saatinde saat 9.10:

Ömer sabah Sinan'ın dürtüleriyle uyanmıştı. Ömer'in başında "Hadi Ömer bir uyanamadın ha! Sen böyle yaparsan uçağı kaçıracağız. Daha bavulunu bile hazırlamamışsın. Hadi oğlum kalksana!"

"Tamam Sinan kalktım. Hazırlıyorum hemen çok bir şey almayacağım."

Kalkıp küçük bir bavula birkaç parça kıyafet koydu ve tuvalete gidip elini yüzünü yıkadı. Tuvaletten çıkıp kapıyı açtığında kapıda dikilen Sinan'ı gördü ve konuşmaya başladı. 

"E Ömer hazır mısın?"

"Hazırım Sinan hazırım hadi gidelim." 

İki genç adam birlikte merdivenden aşağı indi ve dış kapıya yöneldiler. Birlikte arabaya bindiler. Ömer arabayı çalıştırdı ve havalimanı'nın yolunu tuttular. Yol boyunca tamamen Defne'yi düşünmüştü. Havalimanı'na ulaştıklarında saat 9.42 idi. Ve Sinan'ın söylediğine göre uçak saat 10'da kalkıyordu. Uçağa yetişebilecek kadar zaman vardı. Hemen hızlıca pasaport kontrolü yapıldı, taramalardan da geçtiler. İsimleri anons edilince de uçağa bindiler. Ömerse yine içinden "Geliyorum Defne'm. Bekle beni." demişti.

Bölüm Sonu






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kiralık Aşk 2. SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin