Suzy~
Bugün okulun son günüydü yani mezun oluyorduk. Karnım hafif belli oluyordu ama bunu dert etmiyordum. Doğumuma ise az bir süre kalmıştı. Yaklaşım birbuçuk ay falan.Okulda müdürün ve bir kaç hocanın veda konuşmasından sonra öğrencileri diploma için sırayla çağırdılar. Sıra bana gelince heyecanla diplomamı almaya gittim.
●●●
Chanyeol beni bir yere götürmek istediğini söyledi. Beni getirdiği yer ise bir göl kenarıydı."Burası çok güzel" dedim hayranlıkla etrafıma bakarken. Akşam olduğu için ışıklarla aydınlatmışlardı. Ve bu çok güzel gözüküyordu.
"Bu daha hiç bir şey sevgilim" Chanyeol önümüzde duran kayığa bindi banada elini uzatıp binmeme yardım etti. Biraz açıldıktan sonra Chanyeol arkadan gitar çıkardı ve çalmaya başladı ayrıca şarkı söylüyordu.
"O benim bebeğim. Zarif ve bembeyaz parmak uçlarındaki, erimiş çikolata. Kapımdan içeri giriyorsun.
O benim kadınım. Muhteşem dudakların, sana aşık oldum. Kalbine giriyorum. Bana kendinden daha fazla bahset (yalan söyleme)
Bana karşı dürüst olursan (daha kolay olacak)
Daha önce hiç hissetmedigim tatlı bir uyum. Çok gecikmeBir arkadaş değilim senin için bir erkek olmak istiyorum. Herhangi biri değilim seni koruyan tek kişiyim. Bir arkadaş değilim seni ilk gördüğüm andan beri bunları öylesine söylemiyorum
Kadınım! Ben sadece seninim."
Şarkısını bitirdikten sonra bana baktı tam gözlerimin içine.
"Sen benim kadınımsın" dedi ve ekledi.
"Sadece benimsim. Suzy evlen benimle" ben bu teklifi nasıl red edebilirim ki?
"Evet. Evet seninle evlenirim" yine yüzünde o kocaman gülümseme oluştu aramızda fazla mesafe yoktu o yüzden rahatlıkla sarıldı tabi bende ona sarıldım.
●●●
Yeni uyanmıştım ve hâlâ mal mal sırıtıyordum. Elimdeki alyanda tekrar tekrar baktım. Chanyeol ile evleniyordum bu inanilmaz bir şey benim için. O okula ilk başladığımda nasılda bana bize kötü davranıyordu şimdi ise beni seviyordu ve biz evlenecektik.Minah~
Krisle yine kavga etmiştik. Her şeyime karışır olmuştu onu giyme onu yapma bunu etme artık sıkılmıştım ben bunaltıya gelemem ki. Şimdiki kavga etmemizin sebebi ise Xiumin ile konuşmamdı. Taman benim sevgilim Kris fakat arkadaşlarımla hiç konuşamazmıyım ben. Neymiş sadece onunla konuşacakmışım.3 aydır durum bu şekilde hayır yani kendimi tutayım diyorum o da olmuyor. Birde kız gibi trip atması yok mu? Beni deli ediyor. Ama seviyorum işte.
Yine Kris ile buluşmaya karar verdik. Aramızdaki bu kavgaları başımızdan salmamız lazımdı. Her zamanki parka gittim Kris çoktan gelmiş bile banka oturuyordu. Bu parkı seviyorum çünkü hiç çocuk olmaz burada.
"Selam" diyerek yanına oturdum o ise sadece baktı.
"Ne o Kris selam bile vermiyorsun? "
"Yok bir şey"
"Kris. Sencede fazla tepki vermiyor musun?" Bir anda bana döndü.
"Ne? Fazla tepki mi? Minah seni kıskanıyorun anla beni başka erkeklere bakmanı yada konuşmanı istemiyorum"
"Yuh sana Kris gerçekten yuh. Başka erkek dediklerin senin arkadaşların"
"Banane konuşmayacaksın"
"Yeter Kris. Bu saçmalıklarına dayananıyorum"
"Dayanamıyorsun öyle mi? Tamam o zaman. Bitti anladın mı? Bitti. Kris ve Minah diye bir şey yok artık ayrılıyorum senden"
"Hah? Asıl ben senden ayrılıyorum leylek bacaklı orangutan suratlı şey seni" hızla arkama dönüp eve doğru yürüdüm terk ediyormuş iyi halt ye. Asıl ben terk ettim onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Lisesi
FanfictionOkullarında yangın çıkan ve başka bir okula gönderilen 4 yakın arkadaş bakalım erkek lisesinde neler yaşayacak. [01.02.2017]