Delikanlı ağaçların rengarenk çiçekleri arasındaki hedefi vurmaya odaklanmış biçimde yayını germiş, atış yapmak için kartalının sesini bekliyordu. Ethoples tiz bir çığlık attığı anda oku bırakan çocuk hedef tahtasına bakma gereği bile duymamıştı. Bu atışlar artık onun için çok kolay olduğunu kendisi de biliyordu. Hareket halindeki fareleri gözünden vurup ölüdürüyordu. Birgün bir kartal vurduğunda, ok sanki kendisine saplanmış gibi bir acı hissetti. Bu kartalın ölmediğini öğrenince sevinmiş ve onu iyileştirip, adına Ethoples koymuştur. Kartal artık nereye giderse onunla geliyor, tehlikelere karşı uyarıyordu.
Güney Krallığı'nın Batı Eyaleti'nde bulunan bu delikanlının ismi Zaktlore. Herkes kısaca Zakt demeye başladığı günden beri neredeyse tam adını hiç duymadan geçirdiği zamanlar oluyordu. Geniş omuzlu, Asil çenesi, gür ve dalgalı saçlarıyla gerçekten asil biri olduğunu biliyordu.
Batı Eyaleti'nden, tüm yüzüklüler Zakt'ın babası olan Doncal'ın ne kadar büyük savaşçı olduğunu biliyor ve Kral'ın Başkomutanı ünvanını alması çokta uzun sürmemişti. Zakt babasının en genç Başkomutan olduğunu duyduğunda çok heyecanlanmış ve hedefi babası gibi iyi bir şovalye olmaya karar vermişti.
Bugünün diğerlerinden ayrılan özel bir olayı vardı, Erkekliğe Geçiş Senesi. Zakt sonunda On Beş yaşına gelmiş ve sınava girmeye hak kazanmıştı. Bu sınav, erkek çocukların ciddiye alındığı, tam bir erkek olduklarını belli eden bir gelenekti. Sınav bir yıl boyunca, evlerinden uzakta Kırmızı Orman'da geçirilen bir yıl boyunca sağ kalanlar, Rütbelilere katılmaya hak kazanıyordu.
Zakt'ın hayali Kral'ın yanında savaşabilen Rütbelilere katılabilmekti. Kendisini bildi bileli bu hayali için gece gündüz çalışmıştı.
Kral'ın sarayından gelenleri görmek için sabahın erken saatlerinde kalkıp en iyi silahı olan yayını alıp bekleme salonunda diğer yaşıtları gibi babasının yanında son kahvaltısını yapıyordu.
Zakt'ın babası ona her zaman başka biri gibi davranmış ve kardeşinden farklı davranmıştı. Kardeşiyle arasında bir yaş bile olmamasına rağmen, sanki onlar gerçek ailesi değil gibi hissettiği zamanlar bile olsada babasına duyduğu saygı ve sevgi her zaman karşılıksız olmuştu. Kardeşi Brake, Zakt'tan biraz kısa, sarı saçlı ve kibirliydi. Her zaman kendi altındakileri ezmeye çalışırdı.
Doncal, boğazını temizledi,
"Bugün büyük gün, bu sınavı geçmeyi başaranlar için yeni bir hayat başlayacak. Elinizden geleni yapın ve Erkek olarak geri dönün..."
Zakt'a soğuk bir bakış atarak,
"Tabi ki bu sınavda ölenleriniz olacak. Tek bir silahta ustalaşmış olanlarınız içinse ölüm daha çabuk gelebilir."
"Tek bir silah kullanmanın nesi yanlış? Yaşıtlarımda henüz beni devirebilen olmadı. Yay kullandığım için herkes tarafından hafife alınsamda, Saçımın uzunluğu henüz yenilmemiş olduğumun kanıtıdır." Dedi Zakt.
"Bu kadar özgüven nereden geliyor seni beceriksiz?" Dedi kardeşi Brake. Babasıda bunu onaylar gibi bir bakış attı.
Gerginliği sona erdirmek isteyen babasının en iyi adamı olan Vidal,
"Bu kadar konuşma yeter. Yola çıkıyoruz. Sizi ormanın derinliklerine kadar getireceğiz ve orada bırakacağız. Yanınıza istediğiniz silahı alabilirsiniz." Dedi ve kapıyı açtı Vidal.
Sonunda zamanı gelmiş, bütün çocukları gözleri bağlı bir şekilde Kırmızı Orman'a doğru yola çıkmışlardı. Zakt gözlerini bağlamalarının sebebi ormandan kaçış yolunu bulmamaları için olduğunu Vidal'den öğrenmiş ve diğer çocuklar gibi gözleri bağlanırken şaşırmamıştı.
İlk bölüm olduğundan biraz acemice giriş yaptım umarım beğenirsiniz... Yorumlarda nelerin eksik olduğunu da söyleyebilirsiniz....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Kokan Taht
FantasyHikayemiz, Zaktlore adında bir gencin, hayallerini gerçekleştirmeye çalışırken başından geçenleri anlatıyor. Birtek Zakt değil, birçok kişide hikayede ön planda tutuluyor. Hepsinin birbirleriyle bağlantılı olması ise ayrı bir ironi. Acemice yaptığım...