Kitap Tozu

Klişe vs. Edebiyat

"Yine her sabah ki gibi alarmın iç gıdıklayan sesiyle uyandım." larla başlayıp, ilerleyen zaman içerisinde "Bırak klmu cnmı actyrsn!" diyerek devam eden ve sonrasında "Sanırım bad boya aşık oldum!" diye biten hikâyeler bu günkü konumuz. Evet evet, biliyorum. Sıkıldınız sizde. Hatta bunları trollemek amaçlı yazılan kitaplarda canınızı sıkmaya başladı.

Geçenlerde wattpadi geziyordum. Belki bir hikâye denk gelirde okunacak türdendir diye. Karşıma bir hikâye çıktı. Açtım baktım daha ilk cümleden "Bu gün okulumu dğiştrdim. Snra yni knkilerle tanıştım..." diye başlıyordu gerisini siz düşünün. Sevgili yazarım, kendini yazar sanan kardeşim, parmaklarına bir zeval mı geldi? Ya da sesli harflere karşı bir antipatin var da kullanamıyor musun? Bu ne? Korneam kanadı! Türkçeyi mi unuttun kardeş!!!

Anadolunun bağrından kopan bir zılgıt kulaklarımda, acılı acılı yankılanıyor. Gözlerim kanamaktan bitap düşmüş dilim bu görüntü karşısında lâl!

Hiç abartısız söylüyorum o hikâyeyi okuduktan sonra iki gün kitap okuyamadım! İlk dakkadan doksana takan arkadaşı biraz daha okudum bir kaç bölüm sonra falan bir baktım şu klasik bar sahnesi. Sonra dedim ki bunu yazan acaba kaç yaşında? Gittim girdim profiline oniki ya var ya yok! Yavrum sen hayatında kaç defa bara gittin de bar sahnesi yazıyorsun? Tamam yaz, hayal et yaz, ona lafım yok ama sen nasıl hayal ettin de o sonuca vardın! Yok ateşli kızlar dans ediyo falan neyin kafası bu? Resmen O Ses Türkiye'deki Gökhan gibi neredeyiz abi biz ya? demeye başladım. Beyin hücrelerimi yaktın. Beynim 404 Not Found verdi.

Yapmayın kardeşlerim. Kendinizi düşünmüyorsanız bizleri düşünün. Yeni nesilsiniz anladık, bomba gibi geliyorsunuz onu da anladık ama siz de kaş yaparken göz çıkarıyorsunuz. Bunaldık! On iki yaşında olup +18 yazmanızdan, alakası olmayan işlere aşk katmanızdan , bir de haklıymış gibi kendinizi savunmanızdan biz bıktık!

Ya senin yaşın kaç başın kaç +18 yazıyorsun! Ne gördün?! Ne izledin?! En fazla bir dizide öpüşme sahnesi görmüşsündür. Ne bu +18 merakı?! Nereden geliyor?! E yeter yani! Bir değil iki değil binlerce!

Bu wattpad naleti bu konuda artık bir haltlar yapmalı! Yetişkin içerik yazdı hobaa! Tamam bu oldu küçükler okumaz! Değil abi! Kim takıyor o yetişkin içeriği? Yazan kaç yaşında sence? Buranın ortalama yaşı zaten 10-18 arası. Bir etiket yapıştırdın her halt çözüldü! Aferin wattpad ne kadar da büyük bir iş!

Öte yandan geliyorum Edebiyat'a. O cânım betimlemeler. Kurban olurum sizlere be! Hiç uzağa gitmiyorum. Dibimde duran Divan Şiirleri'nde en sevdiğim betimleme kısmından bir parçasını sizlerle paylaşıyorum ve soruyorum size o bad boy denen yerden bitme ne yediği belirsiz betimlemesiz hikâye çakması mı? Yoksa Kays'ın Leyla'ya olan aşkı mı?

Kays Leyla'ya aşık olur, onunla beraber olabilmek, onunla baş başa kalabilmek için kendisiyle değil de hayaliyle başbaşa kalabilmek içi; yani başkalarıyla meşgul olarak Leyla'yı unutmamak için dağlara, çöllere gider. Çünkü orada kimse onu rahatsız edemez, artık Leyla'nın hayaliyle ve fikriyle baş başa kalabilir.

Diye devam eder hikâye. Hikâyenin bir yerinde şu söz geçer; "Bende bir inci var, sen de ise bir deli. İnciler delilere layık mıdır?"

Edebiyat budur. Edebiyat kelimelerle oynama sanatıdır. Edebiyat sözlerin kalbe dokunduğu sanattır. Nasıl resim göze hitap ediyorsa, edebiyatta ruha, kalbe hitap etmelidir. Keza "edebiyat" altında yazılıp edebiyatla zerre ilgisi olmayan hikâyeler, sadece boşa zaman teşkil etmektedir.