"Heyecanlı mısın?"
Homurdandım. "Çok!"
"Bu kadar asabi olmana gerek yok çocuk."
Gözlerimi kısarak bir dakika boyunca Lucas'a dik dik baktım. Ona baktığımı fark etse de beni umursamayıp etrafı izlemeye devam etti. Kafamı iki yana sallayarak önüme dönüp kalabalığa baktım. Sayamadığım kadar çok çocuk avluda toplanmış heyecanla bekliyorlardı.
Peki neyi?
Tabi ki de birinin gelip seçmelerin başladığını haber vermesini.
Karanlık ülkenin doğu tarafında bulunan Saklı Cennet Krallığı Merkez Akademisine girebilmek için sabahtan beri yakıcı güneşin altında bekleyen binlerce çocuk. Onların arasında bulunan ben. Burada olmayı zerre istemiyordum, ya da bu akademiye girebilmeyi. Tek isteğim odama kapanıp yatağımdan uzunca bir süre kalkmamaktı. Ne yazık ki böyle bir şey mümkün değildi. Dün gece babamın konuşmasını duyduktan sonra neden burada bulunduğumu gayet iyi biliyordum. Beni birinden saklamak istiyorlardı fakat kimden olduğunu bilmiyordum. Öğrenecektim, er ya da geç.
Şimdilik babam ne istiyorsa öyle olacaktı. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranacaktım işin aslını öğrenene kadar. Bir süre boyunca bu akademide vakit öldürebilirdim. Belki işime yarayacak birkaç şey de öğrenirdim.
"Daldın gittin."
Lucas'a bir bakış atarak tekrar önüme döndüm.
"Endişeli misin?"
"Neden endişeli olacakmışım ki?"
"Bilmem, belki de akademi sınavını geçemeyeceğini düşünüyorsundur."
Güldüm. "İnan bana bu akademiye girmek benim için çocuk oyuncağı. Ben başka bir şeyi düşünüyorum."
"Akademiye girmek çocuk oyuncağı olabilir belki, evet, ama orada kalmak benim için bile zordu."
"Senin için bile mi? Ne demek istiyorsun?"
Derin bir nefes verdi ve bakışlarını kaçırdı. "Bu akademide öğrenci olan sadece sen misin sanıyorsun? Hoş, daha sen öğrencisi bile değilsin."
"Haklısın."
Daha fazla konuşma gereği duymadan önüme dönüp kalabalığı süzdüm. Ona burada geçen zamanlarda ne yaptığını veya akademinin ne kadar zor olduğunu sormayacaktım. Umurumda değildi. Kendi isteğimle burada değildim, olabildiğince çabuk buradan çıkmak için çabalayacaktım. İster mezun olarak, ister atılarak.
"Umarım aklından saçma sapan şeyler geçirmiyorsundur."
Gülerek, "Hiç öyle şey yapar mıyım?" dedim. İkimiz de yapacağımı biliyorduk. Lucas sessiz kalarak bir süre oturdu. Bende bu süre zarfında akademiyi incelemeye koyuldum.
Saklı Cennet Krallığı Merkez Akademisi oldukça büyüktü - ki ülke akademinin etrafına kurulmuştu, o derece yani - ve akademi tam tamına beş kısımdan oluşuyordu. Bu kısımlar duvarlarla birbirinden ayrılıyordu ve her duvar belli bir seviyede olan akademi öğrencilerini barındırıyordu.
Öğrendiğim kadarıyla en dış duvarın içinde akademiye henüz yeni girenler, ikinci duvarın içinde ilk sınavı geçip çaylak olanlar, üçüncü duvarın içinde okulun gerçek öğrencileri ;yani akademi sınavını gerçekten geçenler, dördüncü duvarın içinde dahiler olarak adlandırdıkları az sayıda olan özel öğrenciler - ki eminim bu öğrencilerin çoğu soylu kesimden oluşuyordu - ve en son olarak da beşinci duvar; akademinin merkezinde ise elderler bulunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsaneler Hep İyi Olmazlar (Düzenleniyor)
FantasiaEfsaneler hep iyi olmazlar. Baş rolümüzün küçüklüğünden beri kötü şeylere kurban gitmesini, birinin gelip ona yardım eli uzatmasını ve kolayca giderek güçlenmesini, insanlara yardım edip düşmanlarına merhamet etmesini okumak istiyorsanız eğer, yan...