Kulağımda çınlayan garip sesler yüzünde uyanmak zorunda kaldım. Kalkıp biraz oturdum gözlerim net göremiyordu hiç bir şeyi. Kendime geldiğimde garip seslerin televizyondan geldiyini anladım Emre kanepede oturmuş Televizyon izliyordu. Telefonumu yastığın altından alıp saate baktım. Olamaz! Bu kadar uyudum mu ya? Saat gece 01:19'du. Ayağa kalktım mutfağa geçip su içtim. Yarın hemen ilk iş Gamzeyle buluşmak olucak. Çünki kız çok merak etmiştir ve belki bana bir iş bulur. Hemen bir iş bulmam lazım. Çalışmazsam patlarım. Odaya geri döndüğümde. "İyi uyudun mu?" Diye Emrenin sesini duyduğumda nihayet benimde evde olduğumu hatırladın demek geldi içimden. "Evet ama şimdi de uykum yok. Ben Eşyalarımı yerleştireyim bari." Kanepeden kalkıp yatağa doğru gittim "Tamam ne istersen yap. Ben uyuyacağım şimdi çok uykum geldi." Bavulumu açıp kiyafetlerimi dolaba yerleştirmeye başladım. "Tamam sen uyu ben sonra kanepede uyurum zaten şimdilik uykum yok."
"Ya ne diyorsun? Saçmalama Alvi aynı yatakta yatınca noluyor? Araya yastık koyarız rahat ol tamam mı?" Dediğinde. "Ben sen rahatsız olma diye dedim zaten. Yastığada gerek yok."
"Ha şöyle rahat ol."
"Öyleyim zaten canım. Bana zorla bir şey yapacak değilsin yani." Sapık gibi baktı yüzüme."Tabii, Kendin istersen o başka." Elimde tuttuğum kendimle getirdiğim sevimli yastığımı ona doğru fırlattım. "Kapa çeneni. Sapık!" Gülüyordu bana. "Tamam şaka yaptım."
"Hani uykun vardı senin. Uyusana artık!" Kafasını yastığa gömerek "Tamam. İyi geceler."
"Sanada." Dedim işime devam ederken. Çabuk yerleştirip bavulumuda bir kenara koyup biraz televizyon izlemeye karar verdim, ama izleyecek güzel bir şey bulamayınca bende uyumaya karar verdim. Yatağa yatıp gözlerimi kapadım. Ne kadar dinlenmiş olsamda uyku her zaman favorimdi. Çok geçmeden hemen uykuya daldı.***
Sabah kalktığımda Emre yoktu. Bende hemen duşa girdim ve çabuk hazırlanıp kendimi dışarı attım. Hava çok güzeldi. Bir gazete alıp iş ilanlarına bakmak için Cafeye gittim ve oturdum bazi yerleri aradım randevu aldım gidip buluşucam. Tez bir zamanda iş bulursam iyi olur. Gamzeyle buluşmak istediğim aklıma geldi telefonu çıkarıp aradım onu. "Alo?" Numaramı bilmiyor tabii tanımadı şimdi. "Gamze ben Alvina. Nasılsın?" Ben olduğumu öğrendiğinde bağırmaya başladı. "Neredesin kızım sen?! Sonunda hatırlaya bilmişsin beni. Ne zamandır seni merak ediyorum!" "Tamam sakin ol, biliyorum ne desen haklısın özür dilerim. Ben geldim buradayım Türkiyede. Buluşalım mı vaktin olduğunda?"
"Tabii, ben seni ararım şimdi çalışıyorum."
"Tamam. Görüşürüz." Kapattım. Ne yapsam diye düşünüyorum ama hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden.Bütün gün dolaştım sadece, vitrinlere baktım, aliş-veriş yaptım. Böyle zamanımı geçirmeye çalışıyordum. Burada İstanbulda Emre ve Gamzeden başka tanıdığım kimse yoktu. Hava kararınca eve gitsem iyi olur hemen bir taksi bulup bindim. İlk günler hep sıkıcı oluyordu yeni hayata başlayınca. Hayat yenilikleri sever mi bilmem ama ben bayılırım. Tabii gözel olanlara...
Eve vardığımda anahtarım olmadığı için Emrenin evde olmasına dua ettim. Yedek anahtarı olup olmadığını sormayı unutmuşum ve kendiside sağolsun beni çok düşünüyormuş ki, hiç akıl edememiş. Ben hiç onun evine taşınmamışım gibi davranıyor. Sizce bu normal mi?
Ahh kendine gel Alvi.
Kendi kendime konuşuyorum evet bazen. Kapının zilini bastım açmadı. Bir daha bastım. Ve yine ses gelmiyor. Kahretsin! Ne yapacağım şimdi ben?
Telefonuma baktığımda şarjımın bitmesine az kaldığını gördüm. Bir bu eksikti! Hemen şarj bitmeden Emreyi aradım. "Efendim?" "Neredesin sen?!"
"Dur, noluyor neden sinirlendin şimdi?"
"Anahtarım yok ve dışarıda kapının önünde duruyorum öylece. Ne zaman gelirsin sen?"
"Olamaz. Ben daha yeni geldim buraya."
"Seni iyi duyamıyorum Emre yüksek sesle konuş."
"Ben geç gelirim. En iyisi bir yerlere git." "Şaka mı yapıyorsun? Sana inanamıyorum."
"Başka ne yapa bilirim ki? O zaman buraya gel. Ben Bardayım. Adresi sana mesaj atıyorum." Başka çarem yoktu yani burda ağaç dalı gibi saatlerce duramazdım. "Tamam çabuk at şarjım bitiyor." Dedim ve kapattım. İlk günden şu başıma gelene bakın.
Mesaj geldiğinde Emreden tekrar bir taksi buldum ve hemen oraya gittim...***
Müzik sesleri insanlarin kahkahaları ve dans! En sevdiğim! Nasılda özlemişim! Emreyi elinde içki otururken görüp hemen yanına gittim. "Ne o yalnız mı takılıyorsun?" diyerek vurdum koluna.
"Normal." Dedi sadece. "Hayret senin gibi bir yakışıklı ve yalnız." Dediğimde sırıttı kendini beğenmiş gibi. Bana yaklaştırdı yüzünü nefesi içki kokuyordu ve bu beni deli ede bilirdi hoşuma gidiyor çünki. İçime bir serinlik geldi sanki, çok hassasımdır bu konuda. "Sen varsın ya şimdi."
"Ama ben senin düşündüğün anlamda yokum ki."
"Önemli olan varsın ve şu anda burdasın, yanimda. Hangi anlamda olursan ol varsın." Diyerek uzaklaştırdı yüzünü benden. Konuyu kapatmak için bende bir bira istedim. Evet bende içiyordum alıştım artık böyle yani bana göre Hayat bu her istediğinde kendini kısıtlamamak lazım. Hayat benim sonuçta, kararlar da benim. Her kes kendi hayatina baksın bence benim hayatıma karışmak için doğmamışlar sonuçta. Değil mi? Haklı ve ya haksızım. Bu benim umrumda bile değil. Evet böyleyim işte ben. Birden ayağa kalktım. "Emreee! Hadi kalk dans edelim!" "Delirdin mi sen? Hiç istemiyorum." "İstiyorsun! Saklama, ne var burda yani? Normal bir şey! Hayati doya-doya yaşamak normal bir şey, en doğal hakkımız. Başkalarına zarar vermedikçe." Gülüyor bana. Bende sırıttım bana hakk veriyordu içinden, biliyordum. "Delisin sen." Elinden tutup kaldırdım onu ve dans ediyordum. Çok rahatlatıyordu bütün stressimi atıyordum. Emre bana fazla katılmıyordu bazen durup öylece gülerek beni izliyordu ve hala elinde içki vardı.
Sabaha kadar burada böylece devam ede bilirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım
Romansa"Yolculuk yapmak mükemmel bir şey, Neresi olduğunun önemi yok. Belkide Mutlulugunuz ordadır." Bu Hikayeyi hiss edin diyorum sadece. Hiss etmek güzeldir hiss ettiklerinde güzelse.