Giriş + Birinci Bölüm

2.8K 131 20
                                    

Rengârenk ışıklar altında, fonda Dmitri Shostakovich'ten İkinci Vals müziği eşliğinde ona doğru ilerliyordu. Onun yüzünü tam göremiyordu fakat uzun boylu ve yapılı bir bedeni vardı. Işığın altında parlayan esmer teni ise dudaklarının kurumasına, nefesinin kesilmesine neden oluyordu.

Büyük bir salonun içerisinde sadece o ve kendisi vardı. Üzerinde beyaz, kabarık bir elbise ile adama doğru ilerliyordu. Her zamanki dağınık saçları, bugün gayet topluydu. Adını bilmediği, yüzünü göremediği adama doğru attığı her adımda müzik de onun adımlarına eşlik ederek yükseliyordu. Genç kadın, sanki bir rüyanın içerisinde gibiydi.

Merakı her geçen saniye daha çok artarken yapabildiği tek şey, adımlarını daha da hızlandırmak olmuştu. Onun her adımında sanki salon daha da büyüyor gibiydi. Bir türlü ulaşamıyordu o gizemli yabancıya. Adımlarını biraz daha hızlandırdı. Müzik biraz daha arttı. Buna eşlik eden kalbi, göğsünü zorlamaya başladı. Tam aralarındaki mesafe tamamen kapanmışken ve genç kadın, onun yüzünü görecekken salonu iğrenç bir ses esir aldı. Sese dayanamayarak kulaklarını kapadı. Ses, her saniye şiddetini daha da arttırırken ağzından dökülen tek kelime, hayır, olmuştu.

-

Bölüm - 1

Bir vals müziğinden çok uzak olmakla birlikte bir korku filmine eş değer tutulabilecek çalar saatinin zil sesi eşliğinde güne gözlerini açarken bir an zaman ve yer bocalaması yaşadı. Daha az önce bir salonda fazlasıyla yakışıklı bir adama doğru ilerlemiyor muydu? Üstelik bir de fonda o muhteşem vals müziği yok muydu? Neydi adı? Rüyasında hangi vals müziği olduğunu bilirken şimdi bilmiyordu. Hayır, zaten normalde bilmiyor olması gerekirdi. Çünkü onun hayatı, vals müzikleri eşliğinde dans edilemeyecek kadar fakirdi.

Çalar saatinin ikinci çalışı ile az önce olanların hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu anladı. Kısacası, gece uyurken bir tarafları açıkta kalmıştı. E, normaldi. Para olmadığından doğalgazı açabildiği mi vardı? Kahrolsun fakirlik!

Kutupların komşusu olan evi şu an buz gibi iken yataktan kalkmak hiç mantıklı gelmese de gitmesi gereken bir işi vardı. Ve işe bugün de geç kalırsa bu kez kesin kovulacaktı. Bu yüzden tüm bedeni buz tutsa da, olduğu yerde donup kalacak da olsa yataktan kalkmak zorundaydı. Daha üzerindeki yorgan ve battaniye yığınını çekerken tüm soğuk, hücrelerine işlemeye başlamıştı. Ayağında manevi ablası Selda'nın ördüğü patikleri ile koşarak kutu gibi olan evinin yine kendisi de kutu gibi olan banyosuna girdi. Ellerini buz gibi akan suyun altına sokarken donma evresinin ilk kısmında olduğunu hissediyordu. Hızla yüzünü yıkadı ve yine koşarak odasına girdi. Evi gibi, hatta kendisi gibi fakir olan giysi dolabını açtığında gözüne ilk çarpan, sarı, boğazlı kazağını ve emekçi kotlarından bir tanesini de hızla alarak üzerini değiştirdi. Asileşmekte her geçen gün daha kararlı olan siyah, kıvırcık saçlarını başının üzerinde sıkı bir topuz yaparken bir yandan da montunu giyiyordu. Yine manevi ablası olan Selda'nın ördüğü beresini de kafasından geçirdiğinde çok değişik bir varlığa benzediğini fark etse de umursamadı. Donuyordu sonuçta! İnsanların da onların düşüncelerinin de canı ondan uzak yerlere gidebilirdi.

İki odalı evininin kapısına geldiğinde botlarını giyerek dışarı çıktı. Apartmanın zemin katında oturmak pek güvenli olmasa da başka bir şansı yoktu lakin buna da şükrediyordu Ezgi. Daha iki sene öncesine kadar çocuk esirgeme kurumunda kimsesiz ve evsizken şimdi başını sokabildiği kira da olsa bir evi vardı. Ve artık çok da kimsesiz sayılmazdı. Manevi ablası Selda ve ona eziyet etmek için dünyaya gelmiş olan patronu Erhan ile kendine yetebilecek bir çevre oluşturmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bendeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin