"Benim kurallarım vardır, dostum," diyerek başladığım cümlelerime olan bakışları adeta seni gebertirim edasıyla bağırıyordu ve eğer biraz daha konuşmaya devam edersem beni cidden geberteceğini sanmış ardından kendimce şeytani bir gülüş atmıştım.
Bir: Kitaplık alfabetik sıraya göre dizilecek.
İki: Gece onbirden sonra ışıklar asla yakılmayacak, telefon oynanmayacak.
Üç: Gecenin bir körü kalkıp hayvan gibi tıkınmak yok.
Dört: Kıyafetlerimi ellemek veya giymek yok.
Beş: Ve mümkünse olabildiğince az konuş.Kıçımı devirdiğimde ise Jimin'in kıyafet dolabını her an kafama fırlatabileceğini sanmıştım fakat öyle olmamıştı, bunu gayet sakinlikle karşılaması çenemi ayaklarıma kadar düşerse de intikamı fena olmuştu.
Çünkü kendisi Jungkook'un ben kötü çocuğum, kötü çocuk severim diyerek şarkı yapması kadar manyaktı.
Eh, nasıl olsa ikimiz de başına dik giden ve saçmaladığımız zaman tam saçmalayan oda arkadaşlarından başka bir şey değildik.
Kıyafetlerimi giyiyordu, ne yalan söyleyeyim yakışıyordu herife, siyah saçlarıyla tam bir afet olması da ayrı meseleydi.Zaten kendisi tam bir şerroydu, günlük hayatımın vazgeçilmez odunlarından biri olmuştu.
Bir de bunun üstüne Yoongi'nin bak bak şunlara bir elmanın iki yarısı canlarım, diye dolanması vardı, herifin boyu kısa ama sözleri uzundu.
Bir elmanın iki yarısı ha?
Kulağa o kadar da kötü gelmiyordu.
Sonra onun dışında bir şey düşünemez oldum.
Yatağı yatağımın yanındaydı, bir kez yanına sokulmazsam içimde kalırdı.
Âşık oldum, ona.
Yoongi'nin de dediği gibi bir elmanın diğer yarısı oluverdim, onu çok sevdim.
Sevilmeyecek gibi değildi çünkü.
Geldiğim sıradan bir üniversitede, sıradan bir yurtta onunla tanışmak gibi delice bir işe kalkışıp dilimi yakmıştım.
Ve çok güzel bir şey öğrenmiştim.
Aşk, yirmi yaşındaysanız oldukça yakından yalpalardı sizi.
••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first prince lady, vmin
Fanfictiono gün o parkta farkettim. dudaklarının ucunda yanan ateşin sıcaklığını, teni tenime değince kızaran yüzünü, hiç utanmasının olmayışını. park jimin, hayatımı değiştirdi. //12.06.17//