🍎 - bir sepet dolusu elma.

3.3K 241 236
                                    


Yorgundum.

Fazlasıyla kırgın, en çokta acı çekiyor oluşum bedenimi olumsuz etkiliyordu. Günlerdir ağzıma yemek niteliğinde hiçbir besin girmiyordu. Arkadaşlarım, ailem endişeleniyor kendime eziyet ettiğimi düşünüyorlardı. Bilmiyorlardı. İştahımın olmadığı kadar, eziyet etmek isteseydim de, yaptıklarımın acısını kendimden daha kötü çıkaracak olacağımı.

Ben masalımı bitirmiş, ana karaketerimi kaybetmiştim. Ben esas oğlanımı yitirmiştim.

Nasıl da güzeldi, nasıl da güzel seviyordu.

Şimdi yıkık binada onun kendini gökyüzüne bıraktığı, benim acı dolu yakarışlarımın, çatlamış duvarlarda yankılandığı, yükselikte bacaklarımı sallandırıyordum.

'Benim Kyungsoo'm çok güzel. diyor... Benim Kyungsoo'm beni seviyor mu?'

Yumuşak sesi kulaklarımdan çıkmayıp tüm bedenimi titretecek şekildeydi.

Konuşsana Kyungsoo, diyorum kendime. Konuşsana, sana parlak parlak bakan oğlana cevabını versene! Haykırmak istiyorum, delicesine boğazım yırtılana, sesim kısılana kadar onu sevdiğimi haykırmak istiyordum.

Geçti.

Ben haykıramadan geçip gitti hayatımdan, hayatından, hayattan.

Özür dilemek mi?

Bu saçmalamaktı. Ben özür dilemek için çok gecikmiştim.

***

"Jongin, hayır!" Elimdeki renkli çorapları çekmecemize yerleştirirken, duvarlara resim çizmeye çalışan Jongin'e bağırdım.

"Ya! Benim adım Jongin değil Kai!" dudaklarını büzdüğünde, gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

"Tamam, Kai," dedim ve derin bir nefes aldım. "Bunu daha önce konuşmuştuk, duvarlara veya dolaplara resim yapmak ve yazı yazamak yasaktı, unuttun mu?"

Elindekileri kenara bırakıp kollarını önünde çaprazladığında omuz silkmekle ve bana kötü kötü bakmakla yetinmişti. Bundan sonra ne geleceğini bildiğimden elimdeki sepeti yere bıraktım.

"Sen zaten hep bana kız! Dün de Baekhyun'la oynarken bana çok bağırdın." Sinirle gözlerime baktığında onu öpmek istedim. "Beni öpmek mi istiyorsun?"

Evet, seni öpmek istiyorum.

"Bunu da nereden çıkardın?" gözlerinde muzip ifadeler geçerken göz kırptı.

"Dudaklarıma bakıp duruyorsun?" dedi yanıma yaklaşırken "Ne o? Dün gece yeterince doyduğunu düşünüyorum."

Bu sefer üstüme doğru eğilmesiyle ellerimi omuzlarıma yerleştirmiştim. "Ne o? " dedim repliğini çalarak "Sen doymamış gibisin, böyle üstüme abandığına göre?"

Parmakları bacaklarımdan yukarıya tırmanırken yüksek sesli bir nefes aldım. "Doymadım tabii..." bu sefer dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "...ne zaman doydum ki?"

Bundan sonrası dudaklarıma saldırması gereken yerdi, fakat o sırada Baekhyun, Chanyeol ve Sehun üçlüsünün odaya girmesiyle bedenimi duvar ve onun arasından sıyrılmamla son bulmuştu.

"Yine mi bastık?" Chanyeol elindeki elmayı havalı bir şekilde yapmaya çalıştığı üstüne silip yerken benim bakışlarımı farkedip ne var dercesine bakmıştı.

"O elmayı temizledin mi sen şimdi?" olumlu anlamda kafa sallayıp gözlerini devirdiğinde bana garip bakışlar atan Jongin'e çevirmiştim başımı.

apple pieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin