Ladies' Code-Chaconne
*Sinestezi, zihinsel olayların bilinci tetiklemesi ile ortaya çıkan bilinçli bir duyusal, istemsiz deneyimdir. Diğer bir ifade ile birleşmiş duyular ya da eşduyum denilebilir ve duyuların birlikte algılanması ya da birbirine karışması durumu olarak tanımlanır.
***
Ben, hayattan bitaptım.
Hayatın bana gösterdiği yüzünden, bana göstermediklerinden, kırık beyaz duvarlarımın kırgınlığından, en çok da kendi kırgınlığımdan, omuzlarımdaki yüklerden, ben hayatın tümünden yorgun argındım.
Karaladığım birkaç kelimenin kirli ellerin tatlı uykularından önce okunduğu, saçlarımı okşayacak bir annemin de hiç olmayışı ve bunun türevlerince başı bela dolu bir çocuktum ben. Ben, hala bir çocuktum, çocuk kalmak istediğim son saatlerimde, akrep ve yelkovan arasına sıkışmıştım.
Yaşlı karşı komşuma göre, ben çok yaşlanmıştım, çocuk yaşımda büyümüş, ölümün ucuna dayanmıştım. Kendime göre ise çocuktum işte, çizgi filmlerde gördüğüm süper kahramanlara özenip de, uçmaya çalışan küçücük biriydim.
Adım Chanyeol, kendime çocuk dediğime bakmayın, otuzumu geçeli çok olmuş, yazarlık kimliğimin üzerinde sigara söndürmüş ve şimdi de altıncı kattaki odamın camından aşağıya bakıyordum. Yazdığım kalın kitapların ve yeni söndürdüğüm sigaramın kokusu ile dolu odamın camından bakasım gelmemişti lakin, şurada biraz hayata ara verip kestirmek istemiştim.
Biraz kestirmek istiyordum, evet, reenkarnasyona inanan biri olduğumdan, ben burada sadece biraz uykuya dalacaktım. Ardından, otuzu aşmış hayatımı başa saracak, yaşayamadığım çocukluğuma kavuşacaktım yeniden. Bu gece, kimsenin kolumdan tutmaması yüzünden, intihar etmek üzereydim.
İşime yaramayan psikiyatristler, karaladıklarımın güzel olduğunu düşünen birkaç okur ve düşündükçe kimsenin kalmadığı arkamdakilerin kolumu hiç tutmaması yüzünden ben bugün, bu hayatımdan vazgeçmiştim. Pişman mıydım? Değildim, rüzgar yüzüme ılık ılık çarparken, yarın yerde kanlar içinde cesedimi birinin bulacağı, belki de toprağa karışana kadar bulunmayacağı gerçeğine alışmıştım çoktan.
Camdan apartmanın duvarlarına değen ayaklarımda kırmızı, yıldızlı çoraplarımla sallanıp duruyor ve son kez karşımda, tam da yakınımda duran site apartmanının arasından büyükçe gözüken aya bakıyordum.
Ben ayı hep anlamsız bulmuştum, hep birine de ayın çok anlamsız olduğunu anlatmak istemiştim. Dünya'nın etrafında dönüp duracak ne buluyordu, hakikaten merak ediyordum.
"Sen var ya, çok anlamsızsın. Aşıksın sen." Sarhoş gibi, uzattım elimi aya karşı ve konuştum. "Dünya'ya abayı yakmışsın, sikeyim fizik kurallarını, basbayağı aşıksın sen."
Ayın gülümsediğini uydurdum kafamdan, kağıtlara dökmek istedim fakat geriye dönersem, yeniden geriye dönemeyeceğini biliyordum, bu yüzden yüzüme esen ılık rüzgardan kağıtlar yarattım, her birinin üzerine döktüm kelimelerimi.
Gözlerim kapandı, ellerim altımdaki taş mermere yaslıydı. Biraz uzandım birazdan kendimi bırakacağım boşluğa, elimi tutan yalnızlığa gülümsedim ve evet, dedim, aya da içini döktün, şimdi biraz kestirme zamanı.
Ve eğer reenkarnasyon gerçekse, çok isterdim. Olmak istediğim gibi biri doğmak, çok isterdim. Rüyalarımın mezesi olan o güzel çocuk olmak isterdim. Belki de o kişi olmayı hak edecek hiçbir şey yapmamıştım, içki kokan bir hayatım ve epey uzun kabarık bir geçmişim vardı fakat önemi yoktu. Benim olmak istediğim kişiyi, ben yeniden yaratabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Beyaz Bir Adam
FanfictionKırık Beyaz Bir Adam Çift: ChanBaek Tür: slight angst, nc-17 Karakter: 12k