Babamın gay olduğunu artık biliyorum. O gün aklımdan bile çıkmıyor. Ne iğrençti! Önce öpüşme sonra soyunma en son da ... Babamın Mr. Sezars'ın altında attığı zevk çığlıkları midemi bulandırdı. İkisi de ter içinde kaldıklarında banyoya gittiler. Gözlerime inanamıyordum babam bir adamla birlikte olmuştu. Hemde en yakın aile dostumuz ve babamın çalıştığı şirkette çalışan biri. Babam gerçekten onu seviyor olamazdı. Belki hevesti sadece. Banyoya girdikleri anda koşarak evden çıktım. Sinirden elim ayağım titriyordu. Koşa koşa evden uzaklaşmıştım. Bir parka girdim. Etrafta insanlar vardı. Çocukların birkaçı salıncakta sallanıyor, birkaçı kaykaydan kayıyor, birkaçı kumda oynuyordu ve tabi aileleri de onlara bakıyordu bir şey olmasın, canları yanmasın diye. O an babamla küçükken gittiğimiz parklar aklıma geldi. Çok mutlu bir aileydik o zamanlar. Babamın gözünde anneme olan aşkını görebiliyordum. Anneme bakışları ele veriyordu babamı. Şimdi ise başka birine bakıyor o imâlı gözler. Hemde bir erkeğe. Eşcinselleri yargılamıyorum sonuç olarak onların fikri, onların hayatı. Fakat babam bunu çok kötü ödeyecek.
Parkta bir banka oturdum. Babamı ve yaşadıklarımızı düşündüm. Daha sonra bunları bir kenara bırakıp onun için dökülen göz yaşlarını saydım, onun yüzünden yakılan fotoğrafları saydım, ona mutluluk veren insan sayısını saydım. Bunların hepsinin acısı büyüktü bende, nefret dolmuştum ona. Parktan çıkıp yürümeye başladım. Amacım sakin bir yer bulup bağırmaktı. Yolda yürürken rüzgar esince yanaklarımın ıslanmış olduğunu farkettim. Hadi ama! David için tekrar ağlamış olamazdım. Kendime sinirlendim bir yandan da ona. Bu döktürdüğü ilk göz yaşı değildi fakat son olacaktı.
Bir tepe vardı, görebiliyordum. Oraya doğru gittim, gittim, gittim.. Tepeye çıkmaya başladım. Yolu yuvarlak dönüp en tepeye kadar çıkıyordu. Yol ağaçların içinden geçiyordu. Tepenin etrafı yemyeşildi. Koskoca ağaçlar arasından yürüyerek geçiyordum. Tepenin üstüne çıktığımda bütün şehir sanki ayaklarımın altındaydı. Bağırmaya başladım "Senden öcümü alacağım Mr. David, alacağım!."
Çok fazla kalmamıştım yukarıda. Hemen inip babamın iş yerine gittim. İş yerine gidene kadar tonca şey düşündüm. Aslında gitme sebebim belliydi. Babamdan intikam almaya başlayacaktım. Süper plandı! Tek sorun okulu kırdığımı söylememeliydim, yoksa kızardı. Yolda bunun için de yalan düşündüm tabi. Bir taksiye atlayıp iş yerine kadar gittim. İş yerindekiler zaten beni tanıyorlardı. Hemen "Hoş geldin Mira baban odasında" demeye başladılar. Yüzlerinde itici gülümseme vardı. Koşarak asansörün yanına gittim. Düğmesine bastım. Beklemek sıkıcı geliyordu, hemde çok sıkıcı. Asansör açıldı ve karşımdaki kişi o'ydu. Mr. Sezars tam olarak karşımda duruyordu. Yutkundu ve sakin davranmaya çalıştı ama ben zaten olanı biliyordum.
Mark- "Me-merhaba Mira. Bu saatte ne işin var?" Mira- "Babamı görmeye geldim." Mark- "Odasında olacaktı." Mira- "Biliyorum." diyerek asansöre bindim. Üzerinde "5" yazan düğmeye bastım. Asansörde bunalmaya başlamıştım. Sinirden sanki duvarlar üstüme geliyordu. 5. kata geldiğimde resmen kalbim ağzımda atıyordu. Kapı yavaş yavaş açıldı ve sanki onunla beraber benim nefretimde tekrar açılmıştı. Koşarak babamın odasına girdim.
David- "Kızım, ne işin var burda?" Mira- "Seni özledim, okuldan kaçtım." David- "Gel buraya" dedi ve sarıldı. "Bir daha bunu sakın yapma." diyerek devam etti. Birazdan ona yapacaklarımdan habersizdi tabi ki.
Babama not: Çok kötü ve hırslı bir kıza yakalandın. Ben, senin kızınım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM BIR GAY!
Teen Fiction16 yaşındaki Mira'nın babası hakkında öğrendiği gerçekler ve babasına bulunduğu tehditleri Ümitcan AYDIN'ın kaleminden anlatan bir hikaye.