Amsterdam Daktilosu

25 4 0
                                    


     Çete baskını , aradığımız kişiyi bulmadan buradan gitmeyeceğiz . Orda ki kaldır kafanı , orda ki sana diyorum . Çenemden tutup hafif başıma kaldırıp yüzüme baktıktan sonra beni rahat bıraktı . Ben aldırış etmeden yazmaya devam ediyordum . Tam giderken dur dur  bi saniye senin yüzün tanıdık geliyor dedikten sonra tekrardan yüzüme bakmaya çalıştı . Hafif kaldırdıktan sonra kafama vurdu .Hafif gülümseme ile ah kafama vurma bu kafa ile para kazanıyorum deyip kolunu çevirdikten sonra itekledim . 

     Adam 1.70 boylarında 60 kilo civarındaydı . Küçük olan gözleri , ona yaptıklarımdan sona koskocaman açılmıştı . Tam bana tekrardan saldıracakken , adamlarından biri aradığımız adamı bulduk deyince beni rahat bıraktı. Evsiz adamı 3-4 kişi yerde tekmeliyorlardı , daha fazla dayanamayıp az önce benimle uğraşan cılız adama çelmeyi takıp karın boşluğuna yumruğu indirdim. Evsiz adamı tekmeliyenler bu yaptığımı görünce adamı rahat bıraktılar. Değneğimden destek alıp gelen ilk kurbana hava tekmeyi suratına indirdim. İkinci adamın yumruk savurduğunu görünce bir adım geri çekilip , yumruğu yakaladıktan sonra adamın kolunu çevirip sol böbreğine yumruğu indirdim. Son kalan adam aptalca tekme savurunca destek aldığı ayağına tekmeyi vurunca yere savruldu . Seke seke değneğime doğru yürüyordum. Ah hayır galiba rolüme kendimi cidden kaptırdım. Seken ayağım normale soktuktan sonra , takma sakal ve bıyığımı çıkardım. Neden böyle bir şey yaptın diye sorarsanız , bana göre gerçek yazarlar yazdığı karakterin rolüne girip ne yaşadıklarını anlayıp daha sağlıklı ve gerçekçi hikayeler yazmasını sağlamalıdır. 

   - Hoş geldiniz Hakan Bey , bugün bir şeyler bulabildiniz mi ?

   Hafif gülümseme ile tabi ki evet dedikten sonra duşumu almak için banyoya gittim . Banyomu yaptıktan sonra rollerim için olan eşyaları yerine koydum . Bunu unutmayın ki yazarlar her zaman yazdığı hikayenin içinde olmalıdır . Ünlü bir yazar olduktan sonra sonra hayatımı ciddi anlamda düzene soktum . Sağlıklı beslenip , her işimi zamana bağlı yapmaya başladım . Kakaolu süt ve muzlu pasta hariç onları bırakamadım . Her gün hikayemi yazmayı bitirdikten sonra kendim için onları ödül olarak görüyorum . Bu daha sağlıklı yazmamı sağlıyor . 

  -  Evet hanımlar saat 12.00 olmasına son beş dakika , hemen hazırlıklara başlayın . 

    Artık zamanı geldi 11.59 , sabırsızlıkla bekliyorum ve saat 12.00 kapı tıklandı ve en sevdiğim şeyler artık odamda. 

  - Hakan Bey , bugün rutin doktor kontrolü ve sporunuzu yapmalısınız . Unfair Games'i çevirdiğiniz kitap altı gün sonunda Türkiye'nin gündeminde 1. oldu ve sizin için imza günleri için size turneler hazırladım . Amerika , 3 Avrupa şehri ve 1 Asya şehri olmak üzere toplamda 5 şehir olacak . Turneye başlamadan önce sizinle röportaj yapılacaktır. 

     İlk başlarda fotoğraf çekimi , her yerden ışıklar patlıyordu . Fotoğraf çekimi bittikten sonra kısa bir röportaj sonunda Amsterdam'a doğru yola çıktım .Amsterdam'da bu kadar okurumun olduğunu hiç tahmin edemezdim . Gelen her okura sıcak kanlı davranmaya çalışıyordum.Yorucu imza töreninden sonra sonunda yalnız kalmıştım kahvemi yudumlarken , kitabımı okuyordum . Biranda gözüme çok güçlü bir ışık geldi .Nerden geldiğini anladığım anda elimi perde gibi kullanıp , parmaklarımın arasından bakıyorken , gelen ışığın hemen sağında eski ama bakımlı bir daktilo gözüme ilişti. Ona doğru yaklaşırken , odada hiç kimse olmadığı halde birisi orda ki diye seslendi sağıma soluma baktım ama nereden geldiğini bir türlü anlayamadım. Tam o anda kafenin sahibi ;

 - Merhaba Hakan Bey , kafemizi tercih ettiğiniz için çok teşekkürler sayenizde kafem bugün olduğundan kalabalıktı . Bende imzanızı alabilir miyim ? 

  Tabi ki evet . İmzaladıktan sonra bu daktiloyu bana satabilir misiniz ?

 - Ah siz benim sevdiğim yazarların en başındasınız ama bunu size satamam benim için önemli .

 Tam o sırada çalışanlardan biri tabakları kırınca yukarı çıkmak zorunda kaldı . Tam o sırada tekrardan bi ses geldi .. Orda ki diye , bu sefer takmadım . 


                                                                  .                .                  .



Amsterdam DaktilosuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin