1 hafta önce lise son sınıf için Ankara'dan İstanbul'a taşınmıştım. Ankara'daki okulumu sevmiyordum. Her genç kız eğitimini güzel bir okulda tamamlamak ister. Bende bu sebepten geldim İstanbul'a. Hangi çılgın sırf okul için yapardı bunu? Haklısınız, kimse yapmazdı. Geçerli sebeplerim var ve asıl sebebim okul değil.
Annem ve babam 3 ay önce bir trafik kazasında öldüler. Dolayısıyla tüm miras bana kaldı. İstanbul'a gelme sebebim ise 'Holding'. Annem ve babam hayatta değillerdi artık ve sorumluluğu bana ait olan bir holdingim vardı. Hem çalışacağım hem de okuyacağım.
Akrabalarım mı? Bugüne kadar ne aradılar ne sordular, umurlarında bile olmadık. Ama şimdi, tüm miras bana kalınca pervane oldular etrafımda. Yapmacık insanların teki hepsi! Benden yüz bulamayınca bıraktılar peşimi, ne zamana kadar bilemiyorum ama.
İşte ben böyle bir Ece Arslan'ım. Kendimden bahsedecek olursam da 19 yaşındayım, evet bir sene kaldım. 1.75 boyum ve 50 kilom var. Sarı saçlıyım ve saçlarımı seviyorum.
....
İstanbul'un ilk gününe gözlerimi açtığımda artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını kendime hatırlattım.
Bugün önce okula sonra ise holdinge gidecektim. Okuldan sonra eve gelip üzerime holdinge uygun şeyler giymem lazımdı.
İstanbul'da tuttuğum ev bir 3 katlı havuzlu ve bahçeli geniş bir villaydı. Aslında bana bir öğrenci evi yeterdi, tek kişiydim sonuçta ama artık bir şirket sahibiydim ve ona göre olmalıydı her şeyim. 4 hizmetçi -ki ben onlara hizmetçi değil arkadaş diyorum- 1 şoförüm vardı.
Üzerime aynada son bir kez baktıktan sonra odamdan çıktım. Siyah bir krep kumaştan v yaka bluz altıma da krem rengi kalem pantolon ve ayakkabı olarakta sade ve şık bir topuksuz siyah rugan ayakkabı giymiştim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp siyah küçük küpelerimi takmış ve sadece rimel sürüp parfüm sıkarak siyah çantamla birlikte aşağı inmiştim.
Okulun sivil olmasına sevinmiştim açıkçası. Okul kıyafetleri kışın neyse de yazın çok sıcak tutuyordu.
"Kahvaltı hazır, Ece hanım."
4 yardımcımdan en küçüğüne bakarak gülümsedim ve başımla onayladım onu.
...
Arabamı durdurduğumda arabanın içinden okula baktım.
Tuna Kolej...
Bakalım bu okul bana neler yaşatacak..
Arabamı park ettikten hemen sonra arabamdan inip arabamı kilitledim. Okul bahçesinden içeri girdiğimde bahçeye bir göz attım.
Kalabalıktı, ama fazla sayılmazdı. Okul kapısından içeri girecekken yine etrafıma bir göz attım. Herkesin dikkatini çekmiştim demek ki.
Okuldan içeri girdiğimde koridorda gözüme ilk çarpan kızın yanına gittim.
"Merhaba, ben Ece. Bu okula yeni geldim, müdürün odasının yerini öğrenebilir miyim acaba?" diye gayet kibar çıkan sesimle konuştuğumda bu ses tonum kızın hoşuna gitmiş olacak ki gülümsedi önce.
"En üst katta, sol koridorun sonunda. Asansör kullanabilirsin." dediğinde gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen FictionO bir öğretmendi, imkânsızdı. Hayatımda daha önce hiç aşık olmamıştım ben. Aşkın nasıl bir duygu olduğunu merak ederken Tarih öğretmenine aşık olmuştum. Zor olanı herkes başarır ve Aras Ateş imkansızdı. O sert, sigara ve alkol içmeden duramayan bir...