"Tanrım neler oluyor?"
"Lütfen biri yardım etsin"
"Orada birileri var mı?"Tedavi artık yanıt vermişti nihayet bitkisel hayattan çıkmış ve gözlerini tekrar açmıştı. Kendine geldiğinde hastanede olduğunu farketti ve neden burada olduğunu sorguluyordu. Ancak yorgundu kim olduğundan bile emin değildi. Yatağın sağ tarafında bir not buldu. Üzerinde "Jack artık uyan herkes seni bekliyor." yazıyordu. Bu notu okuyunca biraz taşlar yerine oturmaya başladı. Adının Jack olduğunu hatırladı.
Jack Ziraat Mühendisliği okuyordu sevilen ve başarılı bir öğrenciydi ancak 2 sene önce Haziran ayında üniversite gezisinde arkadaşlarıyla gittiği bir tatilde kaza geçirmiş ve başından yaralanmıştı.O günden sonra hayatı hastanede geçmişti. Kimse onun tekrar hayata geri dönebileceğini düşünmüyordu hatta bir gün babası Robert Jack'in artık tekrar eski haline dönemeyeceğini bunun bir sonunun gelmesi gerektiğini ve Jack'in hayatta kalmasını sağlayan cihazların kapatılmasını düşünüp doktoruyla görüşmüştü ancak Jack'in annesi Mary buna razı gelemedi ve biraz daha vakit istedi.
Bir şeyler ters gidiyordu her taraf dağılmış hiç bir cihaz çalışmıyordu ve bu normal değildi. Etrafında kimseyi göremeyince birini çağırmak için seslendi "Kimse var mı?"
Yanıt alamamıştı ve neler olup gittiğini merak edip yatağından kalktı. Kapıya doğru adım atmayı denedi ancak ağrıları olduğu için zorlanıyordu. Sonunda kapıya vardı kapıyı açıp dışarı baktı. Koridor dahada kötü haldeydi ve yerler kan içindeydi. Ancak onu görüntüden önce pis bir koku karşılamıştı. Ceset kokusuydu bu. Yüzünün rengi attı şaşkın ve korkmuş bir hal aldı. Olanlara anlam veremiyordu. Etrafı şaşkın şaşkın izlerken koridorun sonunda bir çığlık yükseldi. Kafasını aniden o yöne doğru çevirdi. Ancak ışık yoktu ve gün batmak üzereydi etraf çok zor görünüyordu. Ne olup bittiğini anlamak için sesin geldiği yöne doğru gitmeye karar verdi. Tam adım atacakken aklına odada ona ait lazım olabilecek birşeyler olabileceğini düşünüp odaya geri döndü. Dolabına baktı. Dolabında kıyafetleri ve altında bir sırt çantası vardı. Çantayı açıp içine baktı. İçinde üniversite zamanında okuduğu kitapları birkaç kalem bir el feneri ders için topladığı tohumlar ve üniversitede hoşlandığı kız Flora'ya yazıp veremediği mektuplar vardı. Anlaşılan o günden beri çantası hiç açılmamıştı. Jack bu durum için el feneri dışında çantasında yararlı bişey göremedi ancak yinede çantasını yanına almaya karar verdi.Üzerini değiştirip odadan çıktı. El fenerini açıp dağınık koridordan ürkek ve dikkatli şekilde sesin geldiği yere doğru ilerliyordu. İlerlerken diğer odaların boş olduğunu gördü. Sonunda sesin geldiği yere yaklaştığını farketti. Yerde kan izleri vardı. Sanki biri öldürülüp bir yere sürüklenmiş gibiydi. Kan izleri merdivenden aşağı doğru gidiyordu. Etrafta başka birşey var mı diye bakarken kaçıncı katta olduğunu yazan bir yazı farketti. Yazıda "143. Kat" yazıyordu. Bu kadar yüksekte olduğunu görünce ürperdi çünkü burdan çıkmak kolay olmayacaktı. Ancak merak ettiği bir konu vardı. Burada neler oluyordu?
Kan izlerini takip etmeye karar verdi. Alt kata doğru inerken bir ses duydu birileri konuşuyordu ancak ses uzaktan geliyordu. Sanırım yardım edebilecek birilerini bulmuştu. Hiç düşünmeden adımlarını hızlandırdı. Ses bir odadan geliyordu. Kapısı aralıktı. Kapıya yaklaştı ve tam odaya girecekken odada bir ses yükseldi. "Lütfen yapma bir şans ver" diyordu biri. Odada siyah kıyafetli hiç bir yeri gözükmeyen 2 kişi vardı. Bir konu hakkında tartışıyorlardı.Odadaki adam hiç birşey demeden elinde silaha benzer bir şeyi diğerine doğrultup öldürdü. Jack korkmuştu. Anlaşılan odadaki adam yardımsever birine benzemiyordu. Kaçmaya karar verdi. Arkasını döndü yanda bulunan demirlere çarptı ve demirler yere düşüp ses yarattı. Odadaki adam panikledi ve kapıya doğru yöneldi. Jack adamın sesi duyduğunu farketti ve merdivene doğru koşmaya başladı.Ancak ağrıları onu yavaşlatıyordu. Kaçamayacağını farketti merdivene yakın bir odaya girdi ve yatağın yanına saklandı. Koridordan adım atma sesleri geliyordu. Kimdi bu adam?
Adam Jack'in girdiği odanın önüne geldi içeri girdi. Jack yolun sonuna geldiğini düşündü. Burdan kurtulmalıydı. Adam etrafa bakınıyor ancak Jack'i odada görememişti. Jack sadece adamın ayaklarını görebiliyordu. İri ayaklı biriydi. Adam Jack'in saklandığı yere yaklaşmıştı ki dışarıdan "Toplanın gidiyoruz" diye bir ses geldi. Adam aniden odadan dışarı çıktı. Jack derin bir nefes aldı. Yakalanmaktan kurtulmuştu. Ancak kaç kişiydi bunlar? Ne için buradaydılar?
Jack bu olanlara bi anlam verememişti ve yorgun düşmüştü. Odanın onun için güvenli olduğunu şimdilik burada biraz beklemenin ve dinlenmenin gerekli olduğuna karar verdi.
Hayata uzun bir aradan sonra böyle bir dönüş yapmıştı ne de olsa ve buna hiç hazır değildi.1. BÖLÜMÜN SONU
İkinci bölüme geçebilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHENDİS
FantasyHerşeyin sona yaklaştığı bir dünyada yaşam savaşını kazanmak için tek bir yol var. Seçim şansı yok tek bir seçenek ve doğru olmak zorunda. Peki çözüm ne? Bu savaşı kazanabilecek miyiz? Yaşam savaşını kazanıp kendisini başka bir yaşam savaşının ortas...