Şuan durup düşünmenizi istiyorum... Gerçekten bana odaklanmanizi ve bulunduğunuz anı, zaman dilimini unutmanizi istiyorum. Hayatın sizden aldıkları konusunda adil olduğunu düşünüyor musunuz? Kaçırdığınız fırsatların, yeri dolmayacak kayıplarınizin, hepsinin bir telafisi olacak umuduyla ayakta duruyoruz hepimiz. Ama eğer bugün size o geminin hicbir zaman gelmeyeceği söylense bu kadar sakin ve sabırlı durur muydunuz yine? O kaybetme duygusunu iliklerinize kadar hissettiginiz, sizi ucurumun dibine sürükleyen tüm herşeyi düşünün. Atlamamiz gereken yerde bizi geri döndüren hep umutlarimiz olmadi mi? Öyleydi ışte her masalin mutlu sonla bittigini öğrettiler bize hep. Acıyı kaybetmeyi hep kötü karakterlere yükleyip onları yaşadıklarını hakettiklerine inandirdilar bizleri. Büyüyüp birde biz kaybedince anladık kazanmanın sadece iyilere ait olmadığını. Sahi kendimizi gerçekten hakli gördüğümüz sebeplerimiz yeterli miydi hakli olmamiza? Herkes kendi tarafinda hakli degil miydi zaten? Ne farkeder ki? Ikimizde kaybettikten sonra... Sahi size hikayemi anlatmadım ben, konuşmayı kendimi anlatmayı cok sevdigimden uzadi konu biraz. Hepimizin hayatında ilk başta masal gibi olan sonrada kabusa dönüşen olaylar vardır elbet. Benimde masalım bir ağustos gecesi başladı. O güne kadar gerçekten ne yaptigimi hayattaki hedeflerimin ne olduğunu sorgular oldum kendime. Bir his insanin hayatının merkezine bir anda yıldırım gibi düşünce öyle oluyormus demekki... Okudugunuz izlediginiz hiçbirşey abartilarak aktarilmamistir inanin bana bizzat yaşadığım hisleri aktaracağım sizlere... Sürekli üç noktayi tercih ediyorum çünkü hala bile o yakıcı aşkın külleri savruluyor icimde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Masalı
Teen Fictionneden hep bi zaman gerisini özleriz ki? Bulunduğumuz anı hiçbir zaman sevemedik, kaybedişlerimiz hep bundan değil miydi zaten? Zamanda çok geç kaldığınız bir yerde ve kaybettiklerinizin telafisi hiçbir zaman olmayacak bir yerde olduğunuzu düşünün...