Doğum Günü Hediyesi -1-

1.3K 29 1
                                    

Ölüm soğuk.

Ölüm acımasız.

Ölüm hızlı.

Ölüm, başınıza gelmesini istemeyeceğiniz kadar zalim.

[7 EYLÜL 2013]

18. yaş günüm.Bu sabah itibariyle artık reşit bir kızım.Bunun verdiği mutlulukla yatakta biraz daha yatıp tavanı izledim.Uzun süre bakmış olmalıyım ki kapının çaldığını bile duymamışım.

Annem ve babam odaya girerken Miray'ın "iyiki doğdun ablaaaa" diye bağırmasıyla gülümseyerek yataktan çıktım Ve Miray'a sarıldım.

"Teşekkür ederim minik cadı."

"Annemle babam sana kırmızı bir araba almış bakalım doğum günümde bana ne alacaklar bundan daha küçük bir hediye olursa araban benimdir şimdiden söyleyeyim."

Miray'a tam benimle dalga geçmemesini söyleyecekken annemin sözleriyle ağzım açık kaldı.

"Ah hadi ama Miray bunun süpriz olacağını söylemiştik."

"İnanamıyorum bana gerçekten araba mı aldınız?"

Tamam bu zamana kadar babamla annem her istediğimi yapmışlardı ama araba, bunun için hep biraz daha büyümem gerektiğini söylerlerdi.

"Minik kızımız için minik bir hediye" dedikten sonra arabanın anahtarlarını uzatan babama doğru koşup boynuna sarıldım.

"Teşekkür ederim baba sen dünyadaki en harika babasın."

"Heyyy bu hediyeyi alması için onu ben teşvik ettim küçük hanım."

"Ahahaha teşekkür ederim annecim bir tanesin sen."

Artık bir arabam vardı.Ehliyet benim için sorun değildi babamla daha önceden çalıştığım ve araba kullanmayı çok iyi bildigim için kolaylıkla alabilirdim.

"Ee her zamanki boş araziye gidip yeni arabanı denemek ister misin?"

Babamın bu teklifine karşı koyamayarak tüm aile arabaya bindik.

Boş araziye kadar arabayı babam kullandı ve bana iyi bir şöför olabilmem için yapmam gereken şeyleri anlattı.

Araziye vardığımızda 1-2 saat pratik yapıp herkesten övgüleri topladıktan sonra eve dönmeye karar verdik.

"Baba dönerken de ben kullanabilir miyim?"

"Hayır Mara henüz ehliyetini almadın ve hava kararmak üzere."

"Lütfen anne lütfen lütfen hem babam yanımda bir şey olursa müdahale eder lütfeeen."

En son kısmı yavru kedi yüz ifademle söyleyince babamı ikna etmeyi başardım.

"Mara tek seferlik.Sadece bugün izin veriyorum o da sırf doğum günün olduğu için, eğer bensiz araba kullanırsan o arabayı elinden alırım."

"Teşekkür ederim baba söz veriyorum sensiz yola çıkmak yok."

Dün biri gelip bana yarın araban olucak ve baban kullanmana izin vericek dese inanmazdım.Ama şimdi arabanın sürücü koltuğunda oturuyorum.

Tamam sakin ol Mara.Fren gaz, aynalar da tamam.

Arabanın otomatik vites olması işimi fazlasıyla kolaylaştırıyordu.Ben bu düşüncelere dalmışken babamın söyledikleriyle dikkatim ona çevrildi.

"Mara hızlı gitmek yok ve 60'ı geçmeyeceksin."

Başımı salladıktan sonra arabayı çalıştırdım ve yola çıktık.Annemle babamı araba konusunda ikna etmeye çalışırken hava kararmıştı.

"Mara müziğin sesini açar mısın?"

"Dikkatimi dağıtma Miray."

"Baba müziğin sesini açar mısın?"

"Miray şuan ablanın dikkatini dağıtıyorsun."

"Sadece müziğin sesini açmanızı istedim olayı abartmayın ve şu lanet müziğin sesini açın."

"Miray baban ve ablanla düzgün konuş."

Duyduğum son cümleler bunlardı.Daha sonra da babamın "Mara dikkat et" diye bağırışı ve annemle Miray'ın çığlıkları.

[28 OCAK 2014]

Annem babam ve ben, 5 yaşımdayken aldıkları çiftlik evindeyiz.Annem atıştırmalık bir şeyler hazırladıktan sonra göl kenarına gidip piknik yapıyoruz.

Bir anda çalıların arkasından Rüzgar çıkıyor.Babamın çiftlikle beraber aldığı beyaz, güzel, yaşlı atım.

"Rüzgar'ın burada ne işi var o öldü."

"O buraya ait Mara."

"Anne o öldü onun cennete gideceğini söylemiştin o buraya ait değil."

"Buraya ait olmayan sensin Mara"

"Baba ne diyosun anlamıyorum."

"Git Mara geri dön Miray'a sahip çık sana ihtiyacı var.Unutma hiçbir şey senin hatan değildi."

İkisi de aynı anda "seni seviyoruz Mara" diye mırıldıktan sonra yavaşça gözlerimi açtım.

Beyaz bir oda, büyük bir sessizliğin içinde duyulan kalp atış sesleri.

Tanıdık bir ses, teyzem.

"Mara iyi misin tatlım? Ah biri doktoru çağırsın, hemşire hanım doktora haber verir misiniz Mara uyandı."

Tanımadığım bir adam gözlerime ışık turuyor.

"İsmin ne hatırlıyor musun?"

"Mara Ecevit"

"Çok iyi, kendini nasıl hissediyorsun Mara?"

"Annemler nerede, iyiler mi, Miray nerede?"

"Ah tatlım şuan bunlara kafanı yorma bir yerin ağrıyor mu?"

"Neredeler teyze?"

"Evdeler tatlım, hepsi evde güvende."

Yüzündeki yapmacık gülümseme sonrasında gözleri dolan teyzem rol yapmayı hiç beceremiyordu.

"Yalan söylüyorsun."

"Mara tatlım lütfen bunları sonra konuşalım."

Ağlamaya başladı.Hepsi neredeydi en son hatırladığım şey karşıdan üstümüze doğru gelen bir kamyondu.

Onları görmüştüm, anne ve babamla konuşmuştum.Orası cennet miydi? Ama Miray yanımızda yoktu yaşıyor muydu tüm bunları düşünürken hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladım.

* Mara'dan Küçük Notlar*

Mara: Baştan çıkarıcı, ölüm.

İsmimin anlamı sorulduğunda hep ilk seçeneği kullanırdım, baştan çıkarıcı.

Ama o gün gerçeği anladım.Hayatım ölüm üzerine kurulu bir yaşamdı, anne babamın ölümü üzerine.

MİLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin