"EN YAKIN ARKADAŞIM ; DÜŞMANIM"

389 7 1
                                    

EN YAKIN ARKADAŞIM BENİM DÜŞMANIM

Sıkıcı bir gündü.Hava kara bulutlarla kaplıydı.Kendimi iyi hissetmiyordum.Ama mecburen okula gitmek zorundayım.Evden kaçtıktan sonra yeni okuluma başlıyordum bugün.Evden kaçalı 4 ay olmuştu.Neden kaçtığımı sorarsanız bende bilmiyorum.Annemle babam tuhaf davranmaya başlamıştı.Çiğ etler yiyiyorlardı.Arada şakasına diye kolumu ısırarak kanattıklarıda oluyordu.Her gece dışarı çıkıp sabah güneş doğunca geliyorlardı.Bende dayanamayıp onlar evde yokken kaçtım.Evde paraya değer ne var ne yok aldım.Annemin altın ve elmas kolyeleleri,bilezikleri,küpeleri,kumbaramda biriken çok fazla parayı ve babamın sakladığı paralarını.Bunlar bana nerdeyse 10 yıl yeterdi.

***

Sabahın 7'sinde kalktım.Duş aldım ve saçlarımı kuruttum.Blue jeansimi ve bol tişortümü giydim.Üstünede bol bir hırka.Ayakkabılarımı giydim.Yemek yemek istemiyordu canım.O yüzden bi miktar para ve telefonumu alıp evden çıktım.

*************

Okula vardığımda direk dersliğime gittim.Bir sıraya oturdum.Önümde metalciye benzer bir çocuk oturuyordu.

"Merhaba.Yeni geldin galiba"

"Evet.Ben Alice."

"Bende Andy.Memnun oldum." Dedi ve gülümsedi.Bende sırıttım.

Sınıfa aniden bir çocuk girdi.Çok havalı birine benziyordu.Ve çok yakışıklıydı.Zümrüt gibi gözleri parlıyordu.Bana baktığını gördüm ve hemen gözlerimi kaçırdım.Bana 10 saniye kadar baktı.Sanki tanımaya çalışıyormuş gibi.10 saniyenin sonunda zafer kazanmış gibi gülümsedi.Ve yanıma doğru gelmeye başladı.Kalbim küt küt atarken ona bakmıyordum ama geldiğini hissedebiliyordum.

"Hey" dedi tebessüm ederek.Anlamsız gözlerle baktım.

"Orası benim sıramdır normalde" dedi sevecen şekilde gülümseyerek.

"A-o ş-şey ben k-kalkıyım o zaman"

"Hayır,hayır sorun yok.Yeni geldin.Bu seferlik otur.Ben arkaya otururum"

Ve arkama oturdu.

"Adın ne"

"Alice.Senin ?"

"Crash." gülümseyip önüme döndüm.O arkamdayken rahat değildim.Sanki her an arkadaşlarıyla ben görmeden dalga geçecek gibiydi.Yada sırtıma bişey yapıştırabilirdi.Küçüklüğümden beri bana sürtük denir,sırtıma böyle kağıtlar yapıştırırlardı.Bu kelimeden nefret ederdim bu yüzden.Gerçi 6.sınıftan beri bana sürtüğün 's' sini diyeni hastanelik ederim ama Crash'ı dövemezdim.Bu düşüncelerimi bölen,öğretmenin telefonla konuşarak gelmesiydi.

***

Her ders kendimi tanıtmaktan bıkmıştım.Çıkış zilinin çalmasına saniyeler kalmıştı.O sırada kitaplarımı topladım ve zil çaldı.Hızla sınıftan çıkıp dolabıma ulaştım.Bir an önce eve gitmek istiyordum.Dolabımı açtım kitaplarımı koydum.Sonra dolabımda bir kolye buldum.Bundan önce kullanan kişinin olmalıydı.Kalbin içinden sonsuzluk işareti geçiyordu.Kolyenin zinciri ve kalp altın,sonsuzluk işaretide küçük elmas taşlardandı.Annemin böyle şeyleri olduğundan gerçek olduğunu anlayabiliyordum.Böyle değerli ve güzel bişeyi nasıl bırakabildiki dedim sessiz bi şekilde.

"O kolyeyi hiç sevmezdi" dedi bir ses.

Korkup aniden dolabımın kapağını kapattığımda Crash'ın dolaba yaslanıp bana baktığını gördüm.

"Korktunmu?" Dedi gülerek.

"Yoo"

"Peki.Öyle olsun.Bu akşam ne yapıyorsun?"

"EN YAKIN ARKADAŞIM ; DÜŞMANIM"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin