Küçüklüğümden beri şans benden yana değildir,ne zaman benden yana olur bilmiyorum.Babam ben 6 yaşında iken annemden ayrıldı ve bizi terk etti ve sanki şansta onunla birlikte gitti ben annem ve babam kavga etmesine alışık olduğum için daha sonra oluşan ortam bana çok yabancı geldi insan kavga sesini bile özlüyormuş bunu anladım.Annem bana bakmak için bir iş bulup çalışmaya başladı ve bende okulumu okumaya çalışıyordum.İlkokul derslerim çok iyiydi,gerçi hoş herkesin ilkokul dersleri iyi olur.Okulda yazmayı ve okumayı ilk öğrenen bendim bu annemi gururlandırıyordu ve tabi bende gururdan nasibimi alıyordum annemin mutlu olduğunu görünce mutlu oluyordum çevrem beni çok etkiliyordu çevrem mutlu ise mutlu,sıkıntılı ise sıkıntılıydım.Günler böyle geçerken 7.sınıfta derslerim kötüleşti matematikten nefret etmeye başladım,hiçbir şey anlamıyordum ve öylede gitti matematik temelimi atamadan ilkokulu bitirdim.Liseye başladım ve lise çok daha zordu sınıfta kalmaktan zar zor kurtuldum daha sonraki sınıflar kolaydı çünkü matematiği az da olsa hayatımdan çıkarmıştım söylememe gerek var mı fen derslerimde elbette kötüydü,ders çalışmayı sevmiyor nefret ediyordum bazen ders çalışmaya karar verdiğimde annem bana uyarıda bulunur dersini çalış derdi ve o öyle dediği zaman inatçı yanım tutar çalışacağım varsa bile çalışmazdım.Şuan ki aklım olsa gerçekten annemi asla üzmezdim ve dersimi adam gibi çalışırdım inatçılık bana hiçbir şey kazandırmadı.Tembel geçen 3 seneden sonra lise son sınıfa gelmiştim ve tembelliğimden hiçbir şey kaybetmemiştim arkadaşlarımın çoğu ders çalışırken ben diğer tembel arkadaşlarımda oyun peşindeydim çoğu zaman tek takılır sevdiğim kızı düşünürdüm yada onu izlemek için pencere kenarına gider kulaklığımı takar ve onun güzelliğinde kaybolurdum.Lise son sınıfta böyle geçti sınava girdim 300 puan almıştım.Arkadaşlarımın planları vardı benim ise hiçbir planım yoktu ne okuyacağımı hiç düşünmemiştim.Sözel bölümlere baktım ancak hiç bana göre bir alan yoktu,olsa bile iş imkanı yüzde 1 bile değildi.Çevre Baskısını düşünüyordum bu sene muhakkak bir üniversite bölümünü kazanmalıydım zira mahallenin alay konusu olmayı istemiyordum,tabi o zamanki aklım bunu söylüyordu.
Arkadaşlarımdan tercih yapmayanlar oldu bende öylesine bir bölüm yazdım ve kazandım annem seviniyordu o pek anlamazdı bölümden falan ama seviniyordu,annemin sevinmesi her zaman hoşuma giderdi o mutlu olsun yeter diyordum içimden.Üniversiteye gittiğimde bölümde asla başarılı olamayacağımı gördüm tekrar sınava hazırlanma kararı aldım.Memleketime döndüm ve çalışma planları yaptım.Evde çalışamayacağımı fark ettim çünkü evimiz sobalıydı ve sobanın bulunduğu odada genellikle annem televizyon izlerdi bazen misafirler gelirdi ve çalışmak imkansız olurdu.Karar verdim memleketimdeki kütüphanelere gidip çalışacaktım yeniden plan yaptım ve planımı hafta başından sonra uygulamaya karar verdim,ertelemeyi çok seviyordum.
İki gün boyunca kitabın yüzüne bile bakmadım,gezdim,tozdum,bilgisayar oynadım,televizyon seyrettim.Zaten öyle olur eğer ders çalışma planı yaptıysan ve planının başlamasına daha varsa olabildiğince eğlenmeye çalışırsın,ben ipin ucunu iyice kaçıyordum nasıl olsa pazartesinden sonra hep çalışacağım diye kendimi inandırmıştım şimdi eğlenmeye bakayım diyordum.Nihayet pazartesi geldi çattı ve sabah planladığım saatte kalktım kahvaltımı yaptım çantamı hazırladım ve kütüphaneye doğru yol aldım.Kütüphanenin kapısına geldiğimde değişik bir heyecan sardı bedenimi zira böyle yerlere alışık değildim ve en korktuğum şey kalabalık olmasıydı,kütüphane küçüktü birde kalabalıksa eğer gerçekten çekilmezdi.Stresim iyice artmış ve girmeye hazırlanıyordum kapıyı açtım hafif bir gıcırtı çıkarttı,çok gerildim kimseyi rahatsız etmek istemiyordum,böyle sessiz bir ortamda ufak bir gıcırtı bile çok yüksek geliyordu.
Göz ucuyla içeriyi süzdüm,olamaz çok kalabalıktı boş bir masa bulup oturdum çantamı açtım fakat fermuarın sesi bile beni gerdi,sanki herkes bana bakıyormuş gibi geliyordu sanki yanlış bir şeyler yapıyormuşum gibi,sanki her an birisi bana bağıracakmış gibi geliyordu stresim iyice arttı kitabın sayfalarını çevirmeye başladım fakat sayfaların sesiyle iyice geriliyordum bu streste çalışamam diye düşündüm ve kitabı çantama koydum,kapıya doğru yöneldim,hızlı bir şekilde kapıdan çıktım.Kendimi rahatlamış hissettim gittim yan tarafta küçük bir park vardı,parka gittim oturdum ve düşünmeye başladım.Kütüphane her zaman böyle kalabalık ise ne yapacaktım ? nasıl çalışacaktım ? Mevsim sonbahardı önümüz kıştı evde hiç çalışamıyordum ben böyle düşüncelere dalmış otururken arkamdan bir el uzandı omzumu tuttu hafif tırstım ve arkamı döndüm..
-Neden hemen çıktın ? iyimisin ?
DEVAMI İKİNCİ BÖLÜMDE OLACAK,YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHARET SENDEDİR BİRİNİN GELMESİ ŞART DEĞİL
Художественная прозаFarklı,içe dönük,kendine güveni olmayan bir adamın hikayesi.Hatalar üstüne hatalar yapmış ve suçu genelde hep başkalarında aramış,bir dizi bahane üretmiş sonuçta elinde pek başarısı olmayan bir adam. Ama bazen umulmadık şeyler olur bir şeyler...