Katil.
Annesinin sesi bütün binayı inletiyordu.
Yemin ederim Gerard, bu o.
Komşular da duymuş olacak ki birer birer hepsi kapıda bitti.
Bunlar onun gözleri Gerard, yemin ederim!
Gerard annesinin benden tarafa gelmesini önlemeye çalışıyor, olanlara akıl sır erdiremiyor gibi görünüyordu.
Omzundan doğru bana kaygılı bir bakış attı.Kardeşinin katili!
Annesinin ağzından çıkan bu sözlerle her şey biranda ağırçekime geçti.
Gerard duyduklarıyla bozguna uğramış, annesini tutan güçlü kolları düşmüştü. Meraklı komşuların hepsinden hayret nidaları yükseliyordu. Gerard'ın kollarından kurtulan anne, üzerime doğru koşuyor gibi görünüyordu.Ve ben, ben de komşuları yarmaya çalışıyor, kulaklarımda diğer her sesi yutan sağır edici bir çınlama, annesinin tam arkamdan gelen boğuk haykırışları eşliğinde merdivenleri inmeye çalışıyor, dengemi kaybetmemi engelleyemiyordum. Bir, üç, belki yüzlerce kez düştüm, kalktım ya da kalkamadım, büyük demir kapıyı açtım ya da açamadım, ne oldu bilmiyordum ancak o tanıdık çınlama tıpkı eski günlerdeki gibi kulağımda, bütün vücudumda ötüyor, yürümemi zorlaştırıyordu ve ben tek bir adım atamıyordum.
Ses gitgide tizleşiyordu.
Yürümeliydim.
'Katil' demişti annesi.
Gözlerim yerde, ellerim kulaklarımda kalabalık yolda ilerlemeye çalışıyordum.
'Kardeşinin katili.'
Yapamıyordum.
Ses kötüydü, çok kötüydü.Birilerinin beni ittiğine göre, caddeye çıkmış olmalıydım. Nerede olduğumu bilmiyordum ve bilemeyecekmişim gibi geliyordu, tamamen iç güdülerimle hareket etmeliydim. Yüzümü yukarı kaldıramıyordum, görüş açım kısıtlıydı, yalnızca ayaklar vardı. Bir yerlere yetişmeye çalışan, aceleci ayaklar. Kaliteli ve kalitesiz ayakkabılar. Rengarenk ve siyah beyaz ayakkabılar. Pantolonlar, etekler, elbiseler, çoraplar...
Hiçbiri çığlıklarımı duymuyordu.
Hiçbiri içimde kopan fırtınaları hissetmiyordu.
Hissetmemelilerdi de zaten.
Şayet koruyamazdı hiçbir pahalı palto bu fırtınanın şiddetinden onları.Onlar için yoldan geçen, garip bir şekilde elleri kulaklarında olan, sıradan biriydim.
Gerard'ın annesine göre ise bir katil.Botlarımı sürüklemeye çalışıyordum, ellerimin titremesine engel olmaya, sesin dinmesine gayret gösteriyordum ancak bu ağrının en inatçı türü olmalıydı.
Az kalmıştı, ulaşmak üzereydim.
Yapamıyordum.
Özür dilerim, kardeşim.~
Islaklık.
Titreme.
Toprak tadı.
Zonklayan başım.
Yanıbaşımdaki botlar.Bekle.
Botlar değil, tanıdık botlar."Gerard?"
Sağanak yağan yağmurun altındaki mezarlıkta, yerde öylece yatıyordum. Demek ki başarmıştım, mezarlığa ulaşabilmiştim.Gerard farklı görünüyordu, normalde olduğundan çok daha farklı.
Yutkundu, elleri ceplerinde, dolu gözleriyle, etrafa bakındı. Benim gibi, o da sırılsıklam olmuştu.
Ne zamandır burada olduğunu, neler düşündüğünü anlamaya çalıştım.
Gözlerime bakamıyor gibiydi.
Yerden kalkmama yardım etmek için de herhangi bir girişimde bulunmuyordu.Çamurlu topraktan destek alarak ayağa kalktım.
"Gerard." Dedim bu sefer daha sert.Hala gözlerime bakmıyordu, "Annem aklını kaçırıyor sanmıştım, seni nasıl katil sandığını anlayamamıştım. Katil olabileceğin aklımdan bile geçmemişti." Gözlerindeki yaşları sildi, artan yağmur şiddetine paralel olarak sesi de artıyordu. "Beş dakika önce, seni burada görene kadar." Dedi Gerard. Şimdi gözyaşları yağmurla karışarak süratle ilerliyorlardı.
Kafamı salladım.
İikimiz de gözyaşlarımıza engel olamıyorduk.
"Öyle söyleme Gee, öyle söyleme. Katil deme, be-" Gerard biranda patladı."Ya ne diyeyim Frank! Söyle, Nesin sen! Dur, ben söyleyeyim, sen kardeşimin ölümüne sebep olansın, sen kardeşimi öldürensin!" Dedi ölüleri rahatsız edecek nitelikte bir haykırışta.
"Açıklamama izin ver Gerard, lütfen. Daha sekiz yaşındaydım, hiçbir şeyden haberim yoktu!" Dedim savunmaya geçerek.
"Bunun yaptığını hafifleteceğini mi düşünüyorsun? Kollarına atlamamı mı bekliyorsun? İğrenç birisin, yaptığım en büyük hatasın. Bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum." Dedi ve arkasından onca bağırıp çağırışlarıma, yalvarmalarıma kulak asmayarak çekip gitti.
Küçük kardeşiyle katilini yalnız bırakıp, öylece gitti.
Fazlasıyla kısa olduğunun ve olayların karmaşık bir hal aldığının farkındayım ama bunu bir geçiş bölümü niteliğinde kabul edin istiyorum.
Eheheh
Lütfen görüşlerinizi bildirin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinin Ardındaki Işık ~Frerard
Fiksi PenggemarBenden nefret mi ediyordu yoksa seviyor muydu, bana işkence çektirmeye mi yoksa iyi davranmaya mı çalışıyordu, bilemiyordum. Onun hakkındaki her şey en az kızıl saçları kadar karışıktı. ve ben bu karmaşayı çözecektim. Frerard fanfic